Gazete Oksijen yazarı İrfan Donat, köşesinde Türkiye’nin dünyadaki en büyük 5. üzüm üreticisi olmasına karşın, bu alandaki ihracattan yeteri kadar katma değer kazanamadığını ifade etti. Donat, “Türkiye’de bağcılık denildiğinde ilk akla gelen şey, yaş sofralık üzüm ile kuru üzüm… Katma değerli üretim denildiğinde ise pekmez, sirke, reçel, hardaliye ve şıranın pek ötesine geçememişiz. Ekonomik getirisi en yüksek olan şarap tarafı nedense(!) es geçiliyor; gereken ilgi ve destek gösterilmiyor” diyerek yazısında şöyle dedi:
“Bu konuda potansiyeli iyi değerlendiren ve fırsata çeviren ülkeler ise şarap ihracatından çok ciddi bir ekonomik kazanç elde ediyor.
2020 yılında 10 milyar dolarlık şarap ihracatı gerçekleştiren Fransa, toplam küresel şarap ihracatının yüzde 29.2’sinde söz sahibi.
İkinci sırada 7.2 milyar dolarlık ihracat kapasitesiyle küresel pazarın yüzde 21.1’ine hakim olan İtalya yer alıyor.
Türkiye’nin şarap ihracat verilerini merak edenleri bekletmeyelim. Rakam, burada milyar dolar seviyelerinden bir anda milyon dolar düzeyine iniyor.
Hazır mısınız? Türkiye, 2020 yılında sadece ve sadece 6.9 milyon dolarlık şarap ihracatı gerçekleştirdi.
Aynı dönemde 12 milyon doları aşan da şarap ithalatımız söz konusu.
Toplamda 783 milyon doları bulan yaş ve kuru üzüm ihracatına sevinirken, Fransa 10 milyar dolarlık şarap ihracatıyla uğraşıyor.
Burası yanlış anlaşılmasın…
Tabii ki sofralık üzüm üretimi önemli, tabii ki kuru üzüm ihracatımız kıymetli ve artırılması lazım. Tabii ki üzümün diğer katma değerli üretimlerini göz ardı etmeyelim ve daha çok destekleyelim. Ama üzümdeki potansiyeli sadece bu ürünlerle sınırlandırmak ve şaraptaki fırsatı elimizin tersiyle itmek bu ülkenin tarımına, çiftçisine, sanayicisine ve ihracatçısına haksızlık değil mi?“
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***