HABER YORUM | MUHSİN AHMET KARABAY
Beyin göçü denildiğinde hep yurt dışına giden belli donanımlara sahip kalifiye insanları biliyordum. Buna ilişkin veriler zaman zaman uluslararası kuruluşlar tarafından ülkeler bazında açıklanır, benim gibiler de oralardan takip eder.
Önce bilinen anlamdaki beyin göçüne ilişkin son açıklanan verileri paylaşayım sizinle. Prof. Dr. Fethi Açıkel’in paylaşımlarına göre, son 3 yılda 10 bini aşkın milyoner, 13 bin girişimci ve iş insanı Türkiye’yi terk etti.
Bu verilere göre Türkiye, dünyada Çin ve Hindistan’ın ardından en çok milyoner kaybeden 3. ülke konumunda.
Türkiye’den yurt dışına göç eden kişi sayısı da 2016’da 69 bin 326 iken, 3 yılda yüzde 97 artarak 2018’de 136 bin 740 kişiye yükseldi. Bu rakamlara yurt dışına okumak amaçlı gidenlerin dahil olmadığını ilave etmeliyim.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, “Türkiye’ye tersine beyin göçünü destekliyoruz” diye övünse de tablo bundan ibaret. Türkiye beyin gücü göçü yaşıyor.
Asıl paylaşmak istediğim yurt dışına giden beyin göçü değil. Yurt dışına giden beyinler, bir şekilde insanlığa hizmet ediyor. Bazıları burada bulamayacağı ortamı oralarda bulup aralarından BioNTech’in kurucu CEO’su olan Uğur Şahin, Özlem Türeci gibi ya da Nobel kimya ödülü sahibi Aziz Sancar gibi insanlar çıkabiliyor.
BEYİN GÖÇÜNDEN DAHA KÖTÜSÜ BEYİN ÖLÜMÜ YA DA SOSYAL ÖLÜME TERK
Devlet eliyle gerçekleştirilen ve her türlü ölüme mahkûm edilen Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK) işinden atılmış insanlar var. Bunların durumu, “beyin göçü” yaşayanlardan çok daha ağır ve çok daha acı.
Müsaadenizle önce devlet eliyle yapılan kıyımın, yine devlet yönetimini elinde tutanlar tarafından açıklanan rakamlarla bu KHK tablosunu paylaşacağım.
Benim gibi yıllarını cezaevinde geçirmiş insanların en çok sıkıntı çektiği konu, ihtiyaç duyduğu bilgiye ulaşamamak oluyor. Elinin altında bilgisayar olmadığını söylemeye gerek yok sanırım. En fazla 10 kitap bulundurabiliyorsun. Eğer gazete alıyorsan hücrende en fazla 3-4 eski gazete tutabiliyorsun.
Bu yazıyı yazarken toplam KHK ile atılan insan sayısını biliyordum ama hangi sayılı KHK ile kaç kişi kamudan atıldı bulabilir miyim acaba diye merak ettiğimde bir çırpıda bulunca garip bir şekilde mutlu oldum. Yarı özgürlüğe kavuşalı ancak bir yıl kadar olunca böyle şeyler oluyor demek ki…
- 670 ve 671 sayılı KHK ile: 2 bin 692
- 672 sayılı KHK ile: 50 bin 875
- 675 KHK ile: 10 bin 131
Bunlar 3 kararname ile atılanların sayısı. Olağanüstü hal kapsamında KHK ile işten atılan sayısı ise bizzat OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu Faaliyet Raporu’na göre 125 bin 678.
Bu insanlar gerçek anlamda sosyal anlamda ölüme terk edildi. Yaşadıkları sıkıntıları HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu kamuoyuna yansıtmaya çalışıyor. Ayna görevi görmeye çalışan bir milletvekilinin neler yaşadığını yakın zamanda hep birlikte görmüş olduk.
DM’DEN GELEN BEYİN GÖÇÜNÜN FOTOĞRAFI
Hemen söyleyeyim. Bu fotoğraf bana gelmedi. Muammer Bilgiç’e gelmiş. Bilgiç de @muammerbilgic__ hesabından paylaşmış. Bu fotoğrafta ne mi var? Biri fotoğraf çeken olmak üzere 7 fındık işçisi var.
Kim mi bu fındık toplayanlar? İsimlerini bilmiyorum. Ama bilsem/bilseniz ne olur ki?
Bu fındık toplayan işçilerden 1’i doktora yapmış, 2’si yüksek lisansını tamamlamış, 3’ü üniversite mezunu. Fotoğrafı çeken ise 2 üniversite bitirmiş. Hepsinin ortak özelliği KHK ile işlerinden uzaklaştırılmış olmaları.
Birilerinin layık gördüğü şekli ile “ağaç kabuğu yemeye” terk edilenlerden.
Hadi diyelim ki 15 Temmuz’da bir darbe girişimi oldu ve öne sürüldüğü gibi “devletin kendini koruma refleksi” ile bu KHK’lar yayınlandı diyelim. Bu kamudan atılan insanlardan on binlercesi hakkında bırakın mahkumiyeti, haklarında soruşturma bile açılmamış.
Bu kadar zaman geçmesine rağmen işlerine iade edilmiyorlar. Bırakın kamudaki işlerine iade edilmelerini, özel sektörde bile işe girmelerine engel olunuyor. O zaman bırakın adamı yurt dışına gitsin. Hayır. Yurt dışına gitmesine de izin yok.
KHK’lar bu ülke için “beyin kanaması”, KHK’lılar ise “Beyin ölümüne terk” edilen insanlardan başka bir şey değil.
ÖLÜMÜNDEN SONRA MESLEĞE İADE KARARI
KHK’lı sınıf öğretmeni Emine Yürükçü, yaşanan örneklerden birisi. Kanser hastası olduktan sonra vefat eden KHK’lı Sınıf Öğretmeni Emine Yürükçü, ölümünden 2 yıl sonra mesleğine iade edildi. Emine Yürükçü, Samsun’da sınıf öğretmenliği yapıyordu. 3 çocuk annesi idi. 1 Eylül 2016’da yayınlanan kararname ile öğretmenlikten atıldı.
Kanser olmasına ve yüzde 90 engelli raporuna rağmen hapiste tutuldu. 47 yaşında iken cezaevinde vefat etti. Öldükten iki yıl sonra da görevine iade edildi. Çevresindekilerin yaşattıklarını ise kendisi gibi KHK’lı olan eşi Musa Yürükçü’nün paylaşımları ortaya koyuyordu.
Emine Hanım‘ın ardında bıraktığı mektubu ise dönemin ve hayatının özeti gibiydi.
KHK’dan söz edip de 30 Haziran 2020’de vefat eden Prof. Dr. Haluk Savaş hocayı hatırlamamak mümkün mü? Gaziantep Üniversitesi’nde öğretim üyesi iken meslekten atılan, pasaportuna el konularak tedavisine engel olunduğu için de hayatını kaybeden Haluk Savaş Hoca, bu ülkenin yetiştirdiği ve kolay harcadığı değerli isimlerinden biri olarak anılacak.
Talihsiz ölümler yurt dışına çıkanların da peşini bırakmadı. 15 Temmuz sonrasında eşi ile birlikte yargıdan ihraç edilen Gülsüm Coşar’ın (31) hikayesi ayrı bir acı dolu. Gülsüm Coşar, 5 yaşındaki oğlu ile yurt dışına çıktı. Kanser oldu ve 1 Eylül 2021’de Almanya’da hayatını kaybetti.
Geride 9 yıl 2 ay hapse mahkum cezaevinde bir eş ve 5 yaşındaki oğlunu bıraktı.
KHK operasyonlarının iki anlamı vardı. Birisi gördüğü olumsuzluklara tepki verebilen insanların 15 Temmuz bahanesiyle kamudan uzaklaştırılması, diğeri de buna bağlı olarak yapılacak hukuksuzluklar ve işleyeceği suçlara ilişkin kimsede harekete geçebilecek bir güç bırakmamak idi.
Tüm KHK’lar hukuk dışı idi. Bütün KHK’lar amasız, fakatsız iptal edilip mağdurların görevlerine dönmeleri sağlanmalı.
KHK’nın bir anda böyle silinmesi temennisiyle…
“KHK’lar gidecek, BİZ kalacağız!”
diyen herkese günaydın ☺?#1Eylül672 pic.twitter.com/qyvJflwdSt
— ? Nesrin Drkn (@Parya675) September 1, 2021
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***