Afganistan’ın Özbekistan sınırında bir yük treni köprüyü geçerek yeni kurulan “İslam Emirliği”ne geçiyor. Sınırda Özbek bayraklarının yanında Taliban’ın siyah-beyaz bayrağı dalgalanıyor.
Bazı tüccarlar Taliban’ın tekrar iktidara gelmesinden memnun. Buğday yüklü bir kamyonun sürücüsü bana, geçmişte kontrol noktalarını geçerken polislere sürekli rüşvet vermek zorunda kaldığını anlatıyor ve “Şimdi öyle değil, Kabil’e kadar tek kuruş ödemeden gidebiliyorum” diyor.
Taliban, Afganistan’da kontrolü ele geçireli tam bir ay oldu. Nakit sıkıntısı çekiliyor ve ülke giderek tırmanan bir ekonomik krizle yüz yüze.
İş dünyasından bir kaynak bize ticaret hacminin kayda değer ölçüde azaldığını çünkü Afgan ithalatçıların aldıkları malların karşılığını ödeyemediğini söyledi.
Özbekistan’la sınırı oluşturan Amu Derya Nehri kıyısındaki Hayratan Limanı’nda Taliban yönetiminin gümrük müdürü Maulvi Said bize, ticareti teşvik etmek amacıyla gümrük vergilerini düşürdüğünü ve varlıklı tüccar kesimin ülkeye geri dönmesini istediğini anlattı.
Said, “Bu, insanlar için yeni iş imkanları yaratacak ve iş adamları da öbür dünyada bunun sevabından yararlanacak” dedi.
Mezar-ı Şerif’te son durum
Afganistan’ın en büyük dördüncü kenti Mezar-ı Şerif’te görünüşte hayat normal devam ediyor gibi ama çok insan ekonomik sıkıntı içinde.
Kentin kültürel kalbi sayılan duvarları göz alıcı mozaiklerle kaplı Mavi Cami’ye yöneldim. Taliban’ın yönetimi ele geçirmesinden kısa süre önce Ağustos ayı başında oradaydım. O günlerde caminin çevresi cep telefonlarıyla selfieler çeken genç kadınlar ve erkeklerle doluydu.
Şimdi Taliban ziyaret saatlerini cinsiyetlere göre ayırmış. Kadınlar sabahları, erkekler diğer saatlerde gelebiliyor. Bizim ziyaretimiz sırasında çevrede epey kadın vardı ama daha önceki günlere göre sayıları çok daha azdı.
Bir kadın çekingen bir sesle “Durum iyi, fakat belki insanların yeni hükümete alışmak için zamana ihtiyacı var” dedi.
Taliban’ın etkili yerel liderlerinden Hacı Hikmet ile görüştüm.
“Bölgeye güvenlik getirmiş olabilirsiniz ama sizi eleştirenler burada yerel kültürü yok ettiğinizi söylüyor” dedim.
“Hayır” dedi üstüne basa basa. “Batının etkisi son 20 yıldır buradaydı. Afganistan’ın kontrolü 40 yıldır bir yabancı elden diğerine geçti. Kendi öz gelenek ve değerlerimizi kaybettik. Kendi kültürümüze yeniden can veriyoruz” diye de ekledi.
Hikmet’in İslam anlayışına göre erkekler ve kadınların bir araya gelmesi yasak.
İbret-i alem için sergilenen cesetler
Hacı Hikmet samimi olarak Taliban’ın halkın desteğine sahip olduğunu düşünüyor. Ama böyle düşünmeyenler olduğu da açık. Onun duyamayacağı bir köşede, camiyi ziyaret eden bir kadın gazeteci meslektaşımızın kulağına “Bunlar iyi insanlar değil” diye fısıldadı örneğin.
Taliban’ın İslam yorumu kırsal bölgelerdeki muhafazakar köylerde yaşayanların değerleriyle daha az çatışıyor olabilir ama Afganistan’ın daha büyük yerleşimlerinde harekete kuşkuyla yaklaşan bir çok insan var. Hacı Hikmet bunu onlarca yıl devam eden “propagandaya” bağlıyor ama şehirlere yönelen intihar bombalarının, suikastların da etkisi olduğu kesin.
Mavi Cami’den ayrılırken ana yolda büyük ve çoşkulu bir grup gördük ve kendimize yol aça aça merkezine doğru ilerledik. Ortada vurularak öldürülmüş dört beden “ibret” olarak sergileniyordu. Birinin eline tutuşturulmuş yazılı notta öldürülen kişilerin adam kaçırma suçu işledikleri söyleniyor ve bütün suçluların bu şekilde cezalandırılacağı hatırlatılıyordu.
Cesetlerin güneş altında yaydığı kokuya rağmen kalabalık görebilmek için birbirini itiyor, fotoğraflar çekiyordu.
Şiddet içeren suçlar Afganistan’ın büyük şehirlerinde uzun zamandır ciddi bir sorun ve muhalifleri bile Taliban’ın güvenliği artırdığını kabul ediyor. Sergilenen bedenleri izleyen kalabalıktan biri bize, “Adam kaçırdılarsa, iyi olmuş. Başkalarına ders olur” dedi.
Kadınların gelecek kaygıları
Fakat kentte kendilerini güvende hissetmeyen birçok kişi de var. Hukuk öğrencisi Farzana “Evden her çıktığımda ve her bir Taliban mensubunu gördüğümde korkuyla ürperiyorum” diyor.
Onunki gibi özel üniversiteler açık ama devlet okulları halen kapalı. Yeni Taliban yönetimi altında, aynı sınıftaki erkek ve kadın öğrencilerin bir perdeyle birbirinden ayrılması gerekiyor.
Farzana açısından bu en önemli şey değil. Esas, şu ana kadar bunu yapmayacağını söylese de Taliban’ın kadınların çalışmasına izin vermeyeceğinden endişe ediyor.
Şu an için Afganistan’daki kadınlara öğretmen ya da sağlık çalışanı değillerse “kendi güvenlikleri için” evden çıkmamaları söyleniyor.
Farzana, “Şu anda umutsuzum. Ama geleceğe iyimser bakmayı sürdürebilmek için elimden geleni yapıyorum” diyor.
Taliban 20 önceki iktidarında, son bir ay içinde olduğundan çok daha katı politikalar izlemişti. Örneğin kadınların yanlarında bir erkek refakatçi olmadan evden çıkmaları tamamen yasaklanmıştı. Afgan kentlerinde yaşayan bir çok insan benzer kuralların bir süre sonra yeniden yürürlüğe konmasından korkuyor.
Taliban artık ülkenin tamamını sıkı bir şekilde kontrol ediyor ama Afganistan vatandaşlarının önemli bir kısmının kalplerini ve kafalarını kazanabilmiş değil.
Hacı Hikmet ise bunu kabul ediyor, “Ülkeyi askeri olarak yeniden ele geçirmek zordu. Hukuk düzenini egemen kılmak ve korumak daha da zor bir iş” diyor.
Bu haber Malik Mudasir ve Shams Ahmadzai’nin de katkılarıyla hazırlandı.
KAYNAK: BBC TÜRKÇE
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***