2019 yılında, Aralık ayının 17-18-19’unda Ankara Emniyeti’yle ilgili işkence iddiaları kamuoyunda büyük yankı uyandırmıştı.
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun sosyal medyadan “ACİL..! ACİL..! Yine Ankara Emniyeti… Gözaltında bulunan eski Adalet Bak. çalışanları hakkında işkence iddiaları geliyor..! Çırılçıplak soyup döven ve ‘yarın gece Yine gelecegiz’ diyenler kimdir? İddialar icin açıklama..!?” sözleriyle duyurduğu işkence iddiaları üzerine Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi’nden bir grup avukat Emniyet’e giderek işkence iddialarını yerinde incelemiş ve daha sonra tutulan raporla da işkence belgelenmişti.
Tam da o günlerde Bursa’dan gözaltına alınarak Ankara Emniyeti’ne getirilen Halis Uçkan, 14 gün gözaltında tutulduktan sonra hakim karşısına çıkarıldı.
Gözaltı sırasında da Ankara Barosu’nun raporuna da yansıyan işkencelere uğradı.
Engelli olmasına rağmen önce üç, ardından beş kişi tarafından dövülen Halis Uçkan, kendisine “süre” verilerek, bu sürenin bitiminde “tecavüzle” tehdit edildi.
Kronos’tan Yavuz Genç’in haberine göre, nezarette bulunan bir kişinin avukatına durumu anlatmasıyla Ankara Barosu’nun devreye girmesi ve avukatların sabaha kadar Halis Uçkan’nun yanında kalmasıyla “tecavüz” gerçekleşmedi!
İşte o işkenceleri bizzat yaşayan Halis Uçkan, tutuklu bulunduğu Bursa H Tipi Cezaevi’nden HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na yazdığı mektupta yaşadıklarını bir bir anlattı.
İşkence ve tecavüzden Gergerlioğlu ile Ankara Barosu sayesinde kurtulduğunu kaydeden Halis Uçkan, “Eğer intihar etmeyip hala hayatta isem bu siz ve sizin gibi insan hakları savunucuları sayesindedir” dedi.
BURSA’DAN GÖZALTINA ALINIP ANKARA’YA GETİRİLDİ
Halis Uçkan’nun Ankara Emniyeti’ndeki işkenceyi belgeleyen mektubunun tamamı şöyle:
“Sayın Vekilim,
Size bu mektubu Bursa Cezaevinden yazıyorum. Size teşekkürlerimi ve minnettarlığımı bildirmek istiyorum. Size çok minnettarım. Eğer intihar etmeyip hala hayatta isem bu siz ve sizin gibi insan hakları savunucuları sayesindedir.
Ben 13 Aralık 2019’da Bursa’da evimin önünde gözaltına alındım. fe.ö ile ilgili bir dosya kapsamında beni Ankara’ya götürdüler. Ankara Emniyet Müdürlüğünde 14 gün gözaltında kaldım. 10 kişilik nezarethanede 24 kişi kalıyorduk. Ben engelliyim. Geçirdiğim beyin ameliyatı sonrası sol tarafım felç oldu. Ayrıca kafamda protez var.
“5.KATA ÇIKARIP İŞKENCE YAPTILAR”
Nezarethanedeki 3. günümden itibaren işkenceler başladı. Birer ikişer kişi 5. kata çıkarıp işkence yaptılar. İşkence sonrası geri getirilen arkadaşlar ayakta duramıyorlardı. Onların o halini görmek bile benim için bir işkenceydi. Engelli olduğumu söylersem herhalde bana işkence yapmazlar diye düşündüm. Nihayet sıra bana geldi ve ellerimi arkadan kelepçeleyip 5. kata çıkardılar. Orada beni bekleyen iri yarı üç kişi vardı. İçeri girer girmez üzerime atlayıp dövmeye başladılar. Ayakları altında tek duyduğum şey ‘anlat… anlat’ kelimesiydi. Ne anlatayım, siz sorun ben söyleyeyim dedim ama hiç dinlemeden dövmeye devam ettiler.
“AKŞAMA KADAR SÜRE VERDİLER, DEDİKLERİNİ YAPMAZSAM TECAVÜZ EDECEKLERİNİ SÖYLEDİLER”
Sol ayağım felç, vurmayın dedim, daha çok vurmaya başladılar. Kafamda protez var kırılabilir dedim ama onlar tokatlamaya devam ettiler. Hiç tanımadığım kişilerin fotoğrafını gösterip bu adam cemaattedir dememi istediler. Ama ben bu adamları tanımıyorum dediğimde, tanımana gerek yok ki onları sohbetlerde gördüğünü, para verdiklerini söyle seni bırakalım dediler. Ben kabul etmeyince içeri iki kişi daha girdi ve dövmeye devam ettiler. Ben yine de kabul etmeyince beni nezarethaneye indirdiler ve akşama kadar bana süre verdiler. Eğer dediklerini yapmazsam akşam bana tecavüz edeceklerini söylediler.
“AVUKATLAR ÇİRKİN EYLEME ENGEL OLMAK İÇİN SABAHA KADAR YALNIZ BIRAKMADILAR”
Bir önceki gün nezaretten bir arkadaşın avukatı gelmişti. O arkadaş benim durumumu avukatına anlatmış. O avukat da sosyal medyada paylaşınca olay duyuldu ve sanırım siz de haberdar oldunuz. Ben tir tir titreyerek beklerken Ankara Barosu İnsan Hakları Biriminden bir grup avukat geldi. Benimle görüştüler. Sizin de bu olaydan haberdar olduğunuzu ve işkenceyi durdurmak için mücadele ettiğinizi söylediler. Ben gözyaşları içinde o avukatlara anlattım. Tutanak tuttular ve akşam onların o çirkin eylemine engel olmak için o avukatlar sabaha kadar beni yalnız bırakmadılar. Nihayet 14. günde hakim karşısına çıktım ve adli kontrol (ev hapsi) ile serbest kaldım. 8 ay boyunca ev hapsinde kaldım ve ev hapsi devam ederken 10 Eylül 2020’de polisler tekrar beni aldı ve tutuklandım.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***