İçişleri Bakan Yardımcısı İsmail Çataklı, ‘kayıp silahlar’ meselesine ilişkin, “Devlet ciddiyeti içerisinde böyle bir eksikliğin olamayacağı, elbette ki izaha muhtaç değildir” dedi.
Peker, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun devlet envanterine kayıtlı olmayan silahları sivillere ve AKP gençlik kollarından Osman Tomakin’e teslim ettiğini iddia etmişti. O gece orada bulunan Ahmet Onay da Peker’i doğrulamış ama “Birbirlerine ne alıp verdiklerini de görmedim” demişti.
Çataklı, açıklamasında, “Söz konusu dönemde İçişleri Bakanlığı bünyesinde bağlı kurumlardan Emniyet Genel Müdürlüğü ve Jandarma Genel Komutanlığı envanterinde bulunan silahlardan, mezkur haberlerde iddia edilen miktarlarda bir sayısal eksiklik, kesinlikle söz konusu değildir” ifadesini kullandı.
Jandarma Genel Komutanlığı envanterinde kayıtlı yedi MP5 makineli tabancanın, 15 Temmuz gecesi ‘halka karşı kullanılmak üzere darbeciler tarafından depolardan gasp edildiğinin ve atışmalarda kaybolduğunu’ öne süren Çataklı şöyle devam etti: “Bugüne kadar kayıp silahların bulunması mümkün olmamıştır. Yine aynı hain darbe girişimi sırasında Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan saldırı neticesinde Ankara Emniyet Müdürlüğü envanterine kayıtlı üç adet G3 Piyade Tüfeği, 11 kalaşnikof tüfek, bir MP5 makineli tabanca, bir kuru sıkı tabanca olmak üzere 16 silah kaybı tespit edilmiş, ayrıca İstanbul’daki olaylar sırasında, İstanbul Emniyet Müdürlüğü envanterine kayıtlı bir MP5 makineli tabanca kaybolmuştur.
Bugüne kadar kayıp silahların bulunması mümkün olmamıştır. 15 Temmuz hain darbe girişimi kaynaklı olarak, İçişleri Bakanlığı bünyesinde başkaca herhangi bir silah kaybı mevcut değildir. Bakanlığımızın 2017 yılı İdari Faaliyet Raporu’nda belirtilen rakam, sivil vatandaşlarımızın kaybettikleri silahları da içeren 1944’ten 2017’nin sonuna kadar ki 73 yıllık toplam sayıdır. Bu rakamın 15 Temmuz ile hiçbir ilgisi yoktur.”
Çataklı, ‘detayları açıklananlar dışında, İçişleri Bakanlığı envanterinden başka bir silah kaybının söz konusu olmadığını’ öne sürerek, şunları söyledi: “Kaldı ki ilgili birimlerimizin personel sayısı dikkate alındığında, söz konusu iddialarda geçen miktarların tutarsızlığı kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Kaybolduğu iddia silah sayısı, o günlerdeki tüm Jandarma ve Emniyet personel sayısının yaklaşık üçte birine tekabül etmektedir. Devlet ciddiyeti içerisinde böyle bir eksikliğin olamayacağı, elbette ki izaha muhtaç değildir.”