HEWLER – ABD’nin Irak’taki muharip güçlerini çekme kararı sahayı hareketlendirdi. İran, Türkiye, Rusya ve Çin gibi bölgesel ve küresel güçlerin hareket alanlarını genişletme çabaları, ABD’nin kolay kolay çekilmeyeceğine işaret ediyor.
Irak Başbakanı Mustafa El-Kazımi ve ABD Başkanı Biden arasında gerçekleşen görüşmenin ardından ABD’nin muharip askerlerini Irak’tan çekeceği açıklandı. Açıklama sonrası İran ve Türkiye’nin ağırlıkta rol oynadığı Irak’ta, hesapların yeniden yapıldığı ortaya konuldu. “Özgür ve barışçıl” bir Irak söylemiyle ülkeye 2003 yılında giren ABD, dilediğini başaramadı. Irak, o günden bu yana çoklu devlet politikaların çelişki ve çatışma sahasına dönüştü.
ABD İÇİN VAZGEÇİLMEZ
ABD’nin askeri üslerden çekilme yönünde aldığı kararın arka planına ilişkin, pek çok olasılık ve sonuç tüm aktörlerce tartışılıyor. 2003’ten bu yana birçok kez Irak politikasını revize eden ABD’nin askeri varlığını bitirme kararı, iç dinamiklerinin yanı sıra bölgesel denklemi de etkileme kapasitesine sahip. ABD liderliğindeki uluslararası güç, 2003’te Saddam Hüseyin’i iktidardan eden dönemin ABD Başkanı George Bush, “Özgür ve barışçıl bir Irak” sözü vermişti. Tepeden müdahale demokratik güçlerin zayıflığından bahsedilen “özgürlük ve barış” ise hayalden ibaret oldu. İç savaşa dönüşen süreç, yer yer devam ediyor.
2011’DE ÇEKİLME BAŞLADI
Barack Obama döneminde ise 18 Aralık 2011 tarihinde büyük oranda ABD askerleri geri çekildi. 2014 yılında Irak’ta varlığı görünen DAİŞ, geniş toprakları hakimiyeti altına aldı. Bu durum karşısında ABD, Irak ve bölgeden gelen talepleri değerlendirerek, tekrar asker gönderdi. 2017 yılında DAİŞ’in varlığı büyük oranda ortadan kalkmış olsa da “Var olan hücre örgütlemesinin önünü almak ve Irak ordusuna askeri destek vermek” için varlığını sürdürmeye devam etti. 2020 yılının başında İran ordusunda önemli bir yer tutan, Kudüs gücü komutanı olan Kasım Süleymani ve Iraklı Şii üst düzey komutanının öldürülmesi süreci farklı bir aşamaya taşıdı. Özelikle İran destekli Şii gruplar, ABD’nin ülkeden çıkarılmasına öncülük ediyor. Irak Parlamentosu ağırlıklı İran destekli fraksiyonların ortaklığıyla “yabancı askerlerin ülkeden çıkarılması” kararı aldı.
İRAN YAYILIYOR
Bu gelişmeler yaşanırken, 11 Mart 2020’de Bağdat’ta ABD askerlerinin konuşlandığı Taci Askeri Üssü’ne saldırı düzenlendi ve askeri kayıpların olduğu ileri sürüldü. Sorumlu olarak Şii milis grupları gösteren ABD, İran’a yakınlığıyla bilinen Iraklı milis grubu Ketaib-i Hizbullah’ın üslerine ve depolarına hava saldırıları düzenleyerek çok sayıda milisi öldürdü. İran’a yakın olduğu düşünülen yeni milis gruplarının türediği bu süreçte, ABD beklenmeyen bir kararla Irak’ta konuşlandığı birçok askeri üsten çekilerek üslerin kontrolünü Irak ordusuna bıraktı. Ancak ABD, Kasım Süleymani suikastının ardından İran’ın balistik füze saldırıları düzenlediği Anbar’daki Aynel Esed Askeri Üssü ve Erbil’deki Harir Üssü’ne Patriot Hava Savunma Sistemi yerleştirerek ülkeden tamamen çekilmeyeceği mesajını verdi. ABD bu tür güvenlik tedbirleri almasına rağmen sürekli saldırılar devam etti. En son 7 Temmuz’da ABD askerlerinin bulunduğu Erbil Havaalanına füzeli saldırı oldu. Saldırılar artınca askerler Federe Kürdistan Bölgesi’ndeki güvenli alanlara çekildi.
TRUMP POLİTİKALARI
ABD’nin Ortadoğu politikasında Irak her zaman merkezi bir konumda yer aldı. Esas meselenin arka yüzü olan ise, 2018 yılında Ulusal Güvenlik Stratejisi’nde ABD’nin artık terörle mücadele yerine büyük güç ve devletlerarası stratejik rekabete odaklanacağının vurgulanması oldu. Trump döneminde İran-ABD sürtüşmesi, Irak-ABD ilişkilerine büyük oranda zarar verdi. ABD her zaman Irak’ta savaşı tek taraflı yürüttü. DAİŞ’in zayıflamasıyla ülke İran ve ABD’nin rekabet sahasına dönüştü. Saha kızıştıkça, Rusya ve Çin de kendi rol ve misyonlarını oynamaya başladı.
ÇİN FAKTÖRÜ
Ortadoğu’da varlığını ve ticaret hacmini genişleten Çin, birçok Arap devletlerinde olduğu gibi Irak’a da ciddi anlamda nüfuz etmiş durumda. Çin bir yandan Arap ülkeleriyle bir yandan da İran’la işbirliği geliştiriyor. Dünyada ABD’ye karşı askeri ve ekonomik açıdan rakip olan Çin’in Irak’ı yeni ticaret alanı olarak ele alması da rahatsızlık yaratıyor.
TÜRKİYE HEVESLİ
ABD’nin asker çekme kararı en fazla İran lehine olacağı düşünülüyor. 1979’dan beri ABD’nin bölgeden gitmesi için her türlü politikayı yürüten İran, aynı zamanda körfezdeki Arap ülkelerini de tedirgin ediyor. Tüm bu gelişmeler, ABD’nin Irak’ta çekilmesini zorlaştırıyor. Aynı zamanda Kürt Bölgesel Yönetimi açısından da farklı ele alınmalıdır. Egemen güç olan Türkiye, bu durumdan pay kapmak istiyor. ABD’nin yıllardır kendisi açısından güvenli bölge olarak nitelendirdiği Federe Kürdistan’ı, Türkiye’ye mecbur bırakıyor.
KÜRTLER İÇİN RİSK
Denklemi gözeten Türkiye, askeri operasyonlar ve ekonomik ilişkiler üzerinden Federe Kürdistan Bölgesi’nde çok sayıda üs kurmuş durumda. Bu yönlü saldırılarını arttıran Türkiye, KDP üzerinden de bölgede denetim kurmak istiyor. Halk bu durumu kabul etmediğini çeşitli vesilelerle dile getirse de ABD’nin tavrı Türkiye’yi cesaretlendirici kılıyor.
İran’ın bölgede güçleniyor olması, Çin’in girişimleri ve genişlemesi, Türkiye’nin yayılmacı hevesi birlikte düşünüldüğünde ABD’nin çekilmeyeceğine işaret ediyor.
MA / Erdoğan Altan
Kaynak: Mezopotamya Ajansı
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***