Eski içişleri bakanı Mehmet Ağar, organize suç örgütü lideri Sedat Peker’in kendisi hakkındaki ‘zorla el koyma’ iddialarına yanıt verdi.
Peker, kendisine yönelik Türkiye’de düzenlenen operasyonun ardından, yurt dışındaki evinden video çekerek kendi sosyal medya hesaplarından paylaşmaya başlamıştı. Çeşitli iddiaları dile getiren Peker, Mehmet Ağar’ın Bodrum Marina’ya, sahibinin ‘FETÖ’den tutuklanmasının ardından el koyduğunu da öne sürmüştü.
Sözcü’den Saygı Öztürk’e konuşan Ağar, devlet hizmetinden ayrılalı 25 yıl, siyaseti bırakalı da 15 yıl olduğunu, dokunulmazlığının bulunmadığını belirterek “Devlet benimle ilgili istediği araştırmayı istediği zaman yapar. Bunun için herhangi bir engel yok” dedi.
Ağar, insanın yapmadığından değil yaptığından korktuğunu belirterek, kendisinin korkacak bir şeyi olmadığını aktardı.
“Ben alnı açık gezerim. Böyle olduğumu devlet de, millet de bilir. Benden, ehli namus olan, ehli vatan olan kimse şikayetçi olmaz” diyen eski bakan, son dönemde ‘FETÖ ve PKK sitelerinin kendisi ve marina hakkında yalan haberler ürettiğini, bunun karşılık bulmadığını, şimdi farklı taktikler uygulandığını’ söyledi.
Marinanın sahibi değil profesyonel yöneticisi olduğunu belirten Ağar, gündeme getirilmesinin nedeninin, marinadan uzaklaştırılmak olduğunu savunarak “Bizi buradan uzaklaştırınca yapılacak olan da belli: Buraya mafya çökecek. Bugün eğer mafya buraya giremiyorsa bizim burada olmamızdandır” dedi.
‘Prens mi kaçakçılık yapacak?’
Ağar, şunları anlattı: “Burası, dünyanın, Akdeniz’in en önemli marinasıdır. Bu marina döviz makinesidir. Buraya gelen yatlarda prensler, devlet başkanları, dünyanın bilinen iş insanları var. Dünyanın sayılı milyarderleri gelip Türkiye’de bir ay kalıyorlar. İngiltere’nin ünlü yat dergisi, en iyi mega yat marinası olarak burayı seçti. Buraya gemi değil, yatlar geliyor. Prensler, dünyanın sayılı zenginleri mi uyuşturucu taşıyor? Roman Abramoviç mi, Katar prensi mi, Suudi yetkililer mi kaçakçılık yapacak, uyuşturucu sokacak? Kimin geldiği belli. Devletin polisi, sahil güvenliği var.
Bunları yayanlar da FETÖ ve PKK siteleridir. Bunu görmeyecek kadar gözleri körleşmiş kişiler var. Bu söylentilerin üzerine atlayan siyasetçiler, gazetecilerin yaptığı Türkiye’nin aleyhine düşmanlık yapmaktan başka nedir? Bu düşmanlığı yapan, dedikodunun üzerine atlayanlara yazıklar olsun. Beni tanıyan bazı gazeteci ve siyasetçilerin tutumuna üzüldüm.
‘Neden dava açmadı?’
(Mübariz Gurbanoğlu’na ait Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı’na tehditle el koyduğu iddiası) “Madem tehditle el koydumsa, bu kişinin tehdit davası açması gerekirdi. Madem tehdit, zorlama varmış niye dava açılmamış? Bu marinanın biz bir tarafında yokuz. Rica üzerine profesyonel yönetici olarak buradayım. Devletin bütün kayıtlarında buradaki konumum bellidir. Utanç verici, saçma sapan iddia ve isnatlarla suçlama konusu yapmak utanç vericidir. Yıllarca terörle mücadele etmiş, bütün terör örgütlerinin hedefinde olan, her adımı devlet tarafından bilinen, 24 saat korunan kişiyim. Bu kadar kör gözle bakan insanlarda mantık diye de bir şey yok.”
(Gurbanoğlu’nun kendisini Fethullah Gülen’e Ağar’ın götürdüğü iddiası) “Mübariz Gurbanoğlu, Fethullah Gülen’e bir kez değil, devamlı gidiyordu. En az 10 sefer gittiğini ben biliyorum. Benim uçağım yok. Fethullah Gülen’le bağlantım yok. Onun Fethullah Gülen’e yakınlığı biliniyordu.”