Türkiye’nin, Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile yönetilişinin üzerinden üç yıl geçti.
Muhalefet, sistemin kuvvetler ayrılığı ilkesine uymadığı, ‘’tek adam’’ rejimi getirdiği ve Meclis’i işlevsizleştirdiği eleştirileriyle devlet işleyişinin tıkandığını savunuyor.
Uzun süredir çalışma halinde olan muhalefet partileri, ‘Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin’ getirdiği tıkanıklığın “güçlendirilmiş parlamenter sistem” ile aşılabileceğini düşünüyor.
CHP ve Deva Partisi “Güçlendirilmiş parlamenter sistem” için birlikte çalışıyor. Çalışma henüz tamamlanmadı ama iki parti lideri kararı deklare ederken çalışmayı geniş bir mutabakat ile yürüteceklerini söyledi.
İYİ Parti ise çalışmasında sona yaklaştı. 26 Mayıs’ta “İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem” çalışmasını kamuoyuna açıklayacak.
Erdem: Mevcut Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi “garabet sistem”
“İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem” çalışmasını seçim öncesi millete verdikleri söz olarak açıklayan İYİ Parti, bu çalışma için geniş tabanlı toplumsal mutabakat sağlamaya çalıştı. O nedenle sivil toplumdan, akademik çevreye kadar pek çok farklı kesimin kapısını çaldı.
Sivil toplum ve bürokrasiyle de bir araya gelen İYİ Parti’nin taslağına, üniversitelerden akademisyenler, anayasa hukukçuları, kamu hukukçuları, ceza hukukçuları, aile ve çocuk hukukçuları ile kadın alanında uzman hukukçular çalışmaya katkı sundu.
İYİ Parti’nin hukuk ve adalet politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem, çalışmayı yürüten ekibin başındaki isim. Erdem, neden böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu, sistem önerisinin neleri içerdiğini ve yol haritalarını euronews Türkçe’ye anlattı.
Türkiye’nin son on yıldır ‘tek adam’ rejimine dönüştüğünü söyleyen Erdem, mevcut Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni “garabet sistem” olarak nitelendiriyor ve yeniden kuvvetler ayrılığının tesis edildiği, yargının tam bağımsız olduğu, Cumhurbaşkanının bütün milleti ve seçmeni temsil bir şekilde anayasada konumlanması gerektiğini ifade ediyor.
Mevcut sistemde yargının tarafsızlığını yitirmesiyle ekonominin kötüye gittiğini belirten İyi Parti Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem, ”Hukukun eksikliğini ekonomiden, ekonomik refahtan ayırmak ve vatandaşların ekonomik refahından ayırmaya imkan yok.” diyor:
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi adını taşıyan tam anlamıyla tüm yetkileri tek bir kişide toplayan Türk tipi başkanlık sistemi diye adlandırılan bu garabet sistem içinde hiçbir suretle kuvvetler ayrılığı yok. Tamamıyla milletin iradesini temsil eden TBMM tam anlamıyla etkisiz hale getirildi. Meclislerin en önemli görevi yasama yapmak, yürütmeyi denetlemek ve de milleti temsildir. Bir kere yasama görevini yapamıyor. Çünkü Cumhurbaşkanı kararlar ve kararnamelerle yasamanın yerini alan yürütme yetkisini kullanıyor. İkincisi, Meclis denetleyemiyor. Çünkü elinden gensoru yetkisi elinden alınmış durumda. Bütçeyi reddetme yetkisi elinden alınmış durumda. Ne bakanları denetleyebiliyor ne de yürütmeyi denetleyebiliyor. Dolayısıyla tam anlamıyla kuvvetler ayrılığı ortadan kalktığı bir sistem’’
”MHP’nin 100 maddelik “yeni anayasa” önerisi üzerinde ortaklaşamayacağız”
İyi Parti’nin bir anayasa çalışması önermediğinin altını çizen Erdem, devlet sistemi önerdiklerini söylüyor. O nedenle anayasayı değiştirme gücüne sahip olmayan MHP’nin anayasa önerisinin (taslağının) da kıymeti olmadığını belirtiyor.
O nedenle de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 100 maddelik “yeni anayasa” önerisi üzerinde ortaklaşamayacaklarını söylüyor:
“Onların amacı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni, tek adam rejimini daha da kuvvetlendirmek. Halbuki bizim amacımız tam tersi. Milletin iradesinin üstün olduğu, hukukun ve demokrasinin üstün olduğu bir anayasal düzenine geçmek. Bunun da tek bir amacı var, milleti rahatlatmak. Bu hiç vatandaşın düşünülmediği ve sadece iktidara yakın olan beş altı müteahhitin ya da iş adamının düşünüldüğü, devletin gelirlerinin eşit bir şekilde ülkenin ve milletin lehine paylaştırılmadığı düzenden derhal çıkmak. MHP ne diyor? 82 anayasasının kırıntısı olan anayasa mahkemesinin derhal Cumhurbaşkanlığı Sistemi’ne uydurulması gerekiyor diyor. Dünyanın bütün hukuk ve demokratik devletlerinde adı anayasa mahkemesi ya da başka bir isim altında en üst yargı organı olarak bir üst merci mahkemesi vardır. Yani anayasa mahkemesi görevini yapan mahkemesi vardır. MHP’nin buna bile tahammülü yok. Şimdi tamamıyla bu tek adam rejimini kuvvetlendirme amacı taşıyan MHP ya da AKP’nin çalışmaların yanında İYİ Parti’nin durmasının imkan ve ihtimali yok. Bu yaptıkları çalışmalar zaten cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle mahvettikleri ekonomik durum konuşulmasın, mahvettikleri dış ilişkiler, Türkiye’nin dünyayla geldiği bu durum konuşulmasın, vatandaşın bu korkunç ekonomik durumları konuşulmasın diye bir oyalama taktiği yani seçime giderken bir iktidar ne yapar? Belirli vaatleri olması lazım değil mi? Dolayısıyla vatandaşa verebilecekleri hiçbir vaat inandırıcı değil. Hiçbir hukuki adım inandırıcı değil. Dolayısıyla onun yerine bunu yapıyorlar.’”
”Meclis kuvvetlendireceğiz, güvenoyu geri gelecek”
Bu çalışma ile Meclis’i kuvvetlendireceklerini, yasama ve yürütme yetkisini yeniden Meclis’e vereceklerini ve güvenoyunun geri geleceğini söyleyen Erdem, parlamenter sistem ile başbakan, bakanlar kurulu ve bakanlar geleceğini ve bu bakanların Meclis’e karşı sorumlu olacağını belirtiyor:
“Şimdi meclisi kuvvetlendirirken yeniden yürütmeyi denetleme yetkisini güven oylamasıyla getiriyoruz. Bu yeni parlamenter sistemde, yeni rejim olarak Meclis eğer mevcut iktidarı güvensizlik oyu vererek görevden alıyorsa, onun yerine anında kabineyi kuracak başbakan adayının ve onunla beraber güven oyu alacak olan milletvekili sayısını da cumhurbaşkanına sunmuş olacaklar. Aynı zamanda anayasa mahkemesini güçlendiriyoruz. Şuanda anayasa mahkemesinin üyelerinin yüzde 70’ini cumhurbaşkanı seçiyor. Halbuki şimdi yeni anayasa mahkemesinde üyelerin çoğunu Meclis seçecek ve meclis seçerken de nitelikli çoğunlukta seçecek. Bu ne demek? Yani bütün muhalefet partileri 2/3 nitelikli çoğunluk Meclis’in çoğunun devreye girmesi demek. Sadece iktidar partisinin seçtiği üyelerle değil diğer meclisteki muhalefet partilerininde iradesiyle seçilecek.”
HSK üyelerinin seçimine ‘kadın kotası’
İYİ Parti’nin çalışmasında, Türkiye’deki hâkimlerin ve savcıların özlük işlerini yürüten ve bunlarla ilgili itirazları inceleyen bir üst mahkeme olan Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) üyelerinin seçiminde, kadın hakları konusunda da bazı ilkeler söz konusu.
Örneğin HSK ve Anayasa Mahkemesi üyelerinde kadın kotası getiriliyor. TBMM’de kadın milletvekillerinin seçiminde kadın vekillerin seçim oranın daha fazla olması isteniyor. Yine İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğü devamı için İYİ Parti söz veriyor ve ceza kanununda kadın cinayetleri için bazı hükümlere yer veriyor
”Devlet liyakat kurumu kuracağız…”
İYİ Partili Erdem çalışmalarında likayata da önem verdiklerine dair bir parantez açıyor. Devlet liyakat kurumu kuracaklarını açıklıyor:
“Son 20 yılda liyakatın yerini iktidara sadakat aldı. Gençler hiçbir suretle eğer AKP iktidarının yakını değilse ne en küçük bir memurluk sınavını geçmeleri mümkün ne dış işlerde göreve gelmeleri mümkün. Ne hakim savcı sınavında göreve gelmeleri mümkün, ne emniyette göreve gelmeleri mümkün, ne de devletin en küçük temizlik görevinde dahi yer almaları. Liyakatın yeniden devletin bütün kadrolarında tesis edilmesi için bir takım kurallar getiriyoruz. Liyakatı dış ilişkiler, MİT ve de üniversite gibi, hakim ve savcılık sınavı gibi mecbur olunmayan alanlar dışında mülakatı kaldırıyoruz. Devlet liyakat kurumu kuruyoruz. Çünkü dışişleri personeline bakıyorsunuz AKP’nin ne kadar görevden alınması gereken, hakkında şaibeler olan, eski bakan ve görevlileri dünyanın en önemli şehirlerinde büyükelçi oluyorlar. Türkiye’yi temsil edebilecek temsilcilerin görevlendirilmesini istiyoruz. Üniversitelerde de rektör ve dekanların seçiminde liyakatın işlenmesi için kurallarımız var”
”CHP, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve AK Parti’nin kapısını çalacağız”
İYİ Parti’nin hukuk ve adalet politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Bahadır Erdem toplumsal mutabakatın sağlandığı sivil bir anayasa yapacaklarının da mesajını veriyor.
“İyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem” çalışmasının hemen sonrasında CHP, DEVA Partisi, Gelecek Partisi, Saadet Partisi ve AK Parti’nin de kapısını çalacaklarının altını çiziyor.
“Seçimden sonra ise yine maksimum toplumsal mutabakatı arayacağız. O zaman AKP ve MHP de koşa koşa gelecek ve hadi gelin bu önerdiğiniz ilkeler çerçevesinde yapalım diyecekler. Sebebi ise, bu tek adam rejimi tamamıyla Sayın Recep Tayyip Erdoğan düşünülerek yapılmış bir anayasa değişikliğidir. Bizim milletin hayrına yaptığımız bu kuvvetler ayrılığının olduğu parlamenter sistemi yapmak isteyeceklerdir. Şu an bunları önemsemeyen AKP, MHP ve herkes bu söylediğimiz ilkeler çerçevesinde bir anayasa yapılmasını isteyecek”