Çinli yetkililerin Sincan bölgesinde yaşayan Uygur Türkleri ve diğer Müslümanların doğurganlıklarını engellemek üzere sistematik çalışma yürüttüğüne dair yeni kanıtlar sunan bir çalışma yayınlandı. Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü tarafından yayınlanan rapor Çin’in zorunlu doğum kontrol yöntemleri sonucu Sincan bölgesindeki etnik azınlık nüfusunun azaldığını ortaya koydu.
Çin’in kamuoyuna açık istatistiklerinden yararalanarak hazırlanan raporda ülke genelinde 2011 – 2019 yılları arasındaki doğum oranlarına dair veriler derlendi.
1979’da uygulamaya giren “tek çocuk” politikası sonucunda ülke genelinde doğum oranının belirgin bir oranda düştüğü gözlenirken, son yıllarda Çin Komünist Partisi’nin Han kökenli kadınların aile planlaması üzerindeki kontrolünü azalttığı, buna karşılık Uygur ve diğer etnik azınlıklara yönelik baskıları arttırdığı görüldü.
Çin 2017’den bu yana azınlık grupların aile planlamasına karşı baskıcı ve müdahaleci
Daha önce azınlıklara karşı aile planlaması konusunda istisnai bir yaklaşımı tercih eden Çin hükümeti, 2017’de bu politikasını değiştirerek daha sert ve müdahaleci bir yaklaşıma yöneldi. Çinli yetkililerin Nisan 2017’de Uygur Türkleri ve diğer Müslüman azınlıkların yoğun olarak yaşadığı Sincan bölgesinde “yasadışı doğumları” engellemek adına sert bir kampanya başlatıldı.
Bu tarihten itibaren Çinli yetkililerin tek çocuk yasasını çiğneyenlerin gebeliklerini önceden tespit ederek zorla düşüğe zorladıkları iddia edildi.
Amacı “doğum oranını ölçülü bir düzeye düşürmek ve dengede tutmak” olarak açıkça belirleyen kampanya sonucunda 2017 yılınan itibaren Sincan bölgesindeki doğum oranlarında görülmemiş ve sert bir düşüş yaşandı.
2017-2019 yılları arasında bölgedeki doğum oranı neredeyse yarı yarıya (yüzde 48,74) azaldı.
Alman araştırmacı Adrian Zenz de, geçen yıl hazırladığı raporda Uygur nüfusunu kontrol altına almak ve azaltmak için zorunlu doğum kontrol uygulamaları ve kısırlaştırma politikaları izlediğini ortaya koymuştu.
Uygur Türkü Qelbinur Sedik’in hikayesi
Bu keskin düşüşe neden olan kampanyanın doğurganlık yaşı geçen kadınlar için de uygulandığı ve zorla kısırlaştırıldığı haberleri sıklıkla gündeme geldi. Bu iddiayı dile getirenlerden biri Hollanda’ya sığınarak mülteci başvurusunda bulunan Qelbinur Sedik.
Yaşadıklarıyla ilgili AFP haber ajansına konuşan Uygur Türkü Sedik çocuk sahibi olma yaşı geride kalmış olmasına rağmen Çinli yetkililer tarafından zorla kısırlaştırıldığını belirtti.
Rahim içi spiral takılmasını istemediği için kısırlaştırmaya zorlanan Sedik, operasyonun Urumçi’de bir klinikte polis zoruyla gerçekleştirildiğini söyledi. Hala ağrılarının olduğunu ve anormal kanamalar yaşadığını kaydeden Sedik, Çinli yetkililerin menopoz evresinde çocuk sahibi olma ihtimali düşük olan kadınlara neden bu işlemi yaptığına anlam veremediğini de sözlerine ekledi.
Çin 2017’den bu yana Sincan’da doğum oranının azaldığını kabul ediyor. Çinli yetkililer bunu bölgedeki ekonomik kalkınma ve sosyal normlardaki değişimlerden kaynaklandığını belirtiyor.
Çin hükümetine bağlı bir araştırma kurumu olan Sincan Kalkınma Araştırma Merkezi de yaptıkları çalışmalarda azınlık gruplarda kadınların “aşırı dinin etkisinde bir doğurganlık aracı olmaktan kurtulmak” için “isteyerek tüplerini bağlattıkları ve rahim içi spiral taktırdıklarını” ileri sürdü.
Öte yandan Çin’in Sincan bölgesine ait 2020 yılı istatistiklerinde nüfus bilgilerinin yer almadığı bildiriliyor.