ABD Ulusal İstihbarat Dairesi, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın 2018 yılı Ekim ayında İstanbul’da öldürülmesini incelediği raporunda Kaşıkçı’nın yakalanması ya da öldürülmesi planına onayı Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın verdiğini açıkladı.
Raporun girişindeki özet bölümünde, operasyonun Prens’in onayıyla yapılmış olduğu sonucuna Prens’in Krallık’ta karar alma süreçleri üzerindeki kontrolu, Prens’in koruma heyeti üyeleriyle kıdemli danışmanının olaya doğrudan karışmış olması ve yurtdışındaki muhaliflerin şiddet içeren yöntemlerle susturulmasına verdiği destek gözönünde bulundurularak varıldığı belirtildi.
Raporda, ‘‘2017’den bu yana Veliaht Prens, Suudi Arabistan Krallığı’nın güvenlik ve istihbarat örgütleri üzerinde mutlak kontrola sahip. Bu durum yetkililerin Veliaht Prens’in izni dışında böyle bir operasyon düzenlemesinin mümkün olmadığını gösteriyor’’ denildi.
Muhammed bin Selman
Raporda Kaşıkçı cinayeti sırasında Veliaht Prens’in, yardımcıları için verilen görevleri yerine getirmemeleri halinde kovulmalarına ya da tutuklanmalarına yol açacak bir ortam yaratmış olmasının mümkün olduğu belirtildi. Bu nedenle, yardımcılarının Muhammed bin Selman’ın talimatlarını sorgulamalarının ya da hassas konularda Prens’in bilgisi dışında karar almalarının mümkün olmadığı kaydedildi.
2 Ekim 2018’de İstanbul’a giden Suudi ekibinde Kraliyet Mahkemesi’ne bağlı Suudi Çalışmaları ve Medya İlişkileri Merkezi’nin (CSMARC) üyelerinin de olduğu belirtilen raporda Merkezin liderliğini Muhammed bin Selman’ın yakın danışmanlarından Suud el Kahtani’nin yaptığı belirtildi. Kahtani, 2018 yılının ortalarında kararlarını Veliaht Prens’in onayı dışında almadığını açıklamıştı.
Amerikanın Sesi’nin aktardığına göre, ekipte aynı zamanda Muhammed bin Selman’ın Hızlı Müdahale Gücü (RIF) adıyla bilinen elit koruma grubunun yedi üyesinin de yer aldığı belirtilen raporda, Veliaht Prens’i korumakla görevli Suudi Kraliyet Muhafızları’nın bir alt yapılanması olan RIF’in yalnızca Prens’e karşı sorumlu olduğu ve Prens’in talimatıyla Krallık’ta ya da yurtdışında muhaliflerin susturulması operasyonlarında daha önce de doğrudan yer aldığı belirtildi.
Veliaht Prens’in Kaşıkçı’yı Suudi Arabistan Krallığı için bir tehdit olarak gördüğü sonucuna varılan raporda, Prens’in Suudi gazetecinin susturulması için gerekli olması durumunda şiddet kullanılmasını da güçlü şekilde desteklediği kaydedildi.
Raporda, ‘‘Suudi yetkililer Kaşıkçı’ya karşı adı bilinmeyen bir operasyonu önceden planlamış olsalar da Suudi yetkililerin muhalif gazeteciye zarar vermek için ne kadar ileri gitmeyi önceden planladıklarını bilmiyoruz’’ denildi.
Raporun sonunda ayrıca Cemal Kaşıkçı cinayetine karıştığı sanılan isimlerin de bir listesi verildi. Raporda ‘‘Bu isimlerin Cemal Kaşıkçı’nın Muhammed bin Selman’ın rızasıyla öldürülen Kaşıkçı’nın cinayetinde talimat veren, işbirliği yapan ya da sorumlu olan kişiler olduğuna inancımız yüksek’’ denildi.
Gazeteci Cemal Kaşıkçı, Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu binasına 2 Ekim 2018 tarihinde girdikten sonra bir daha çıkamadı ve daha sonra konsolosluk binasında öldürüldüğü anlaşıldı.
Kaşıkçı’nın cesedine hala ulaşılabilmiş değil. Türkiye’nin cinayete karışan kişilerin iade edilmesi talebine karşın Suudi Arabistan yargılamayı kendisinin yapacağını belirterek ve beş kişiye idam cezası verdi.
ABD Başkanı Joe Biden, Perşembe günü (25 Şubat) Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdülaziz ile telefonda görüştü.
Geçtiğimiz günlerde bu telefon görüşmesiyle ilgili Beyaz Saray’dan yapılan açıklamalarda ABD yönetiminin Suudi Arabistan’la ilişkileri yeniden dengelemeyi istediği belirtilmiş, bu nedenle de Biden’ın Veliaht Prens yerine mevki olarak kendisiyle aynı konumda olan Kral Selman’la iki ülke ilişkilerini yürüteceği kaydedilmişti.
Veliaht Prens, Suudi Arabistan’ın fiili lideri olarak görülüyor ve babasının ardından tahta oturması bekleniyor.
Eski Başkan Donald Trump, 85 yaşındaki Suudi Kralı yerine, gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinin arkasında olduğundan şüphelenilen Veliaht Prens Muhammed bin Selman’la yakın ilişkiler kurmuştu.