Dolar, avro ve altın dün yine rekor seviyeye tırmandı. Uzmanlar faiz artışı beklediklerini söyledi. Faiz artışı ise enflasyon ve 18 milyon işsize yenilerinin eklenmesi anlamına geliyor. Dolar 7.63, avro 8.71, çeyrek altın 850 lira ile rekor kırdı. Merkez Bankası, kurdaki artış sonrası 10 Ağustos’tan itibaren piyasa yapıcı bankalara açık piyasa işlemleri çerçevesinde tanınan likidite imkan limitleri yarıya düşürüldüğünü açıkladı. Ekonomist Mahfi Eğilmez, sosyal medya hesabından söz konusu düzenleme için, “Merkez Bankası görünmeyen faizini artırdı (TCMB ortalama fonlama maliyetine bakın politika faizine değil.) Bu artışı böyle dolaylı olarak yani faizi artırmamış gibi yapmayıp da politika faizi yoluyla yapsaydı çok daha net sonuç alabilirdi” değerlendirmesinde bulundu.
“FAİZ ARTIRIMI GÖRÜNÜYOR”
Evrensel’e konuşan Prof. Dr. Oğuz Oyan, “İktidar faizleri yükseltmek zorunda kalacak. Yeni yoksullaşmanın kapısı açılıyor” dedi. “Faizler çıkış halinde ve daha da yükselecek gibi görünüyor. Merkez Bankasının faize müdahalesi olur mu onu henüz bilmiyoruz” diyen Oyan, “Eğer neoliberal sistemin mantığı ile hareket edilirse iktidar faizleri yükseltmek zorunda kalacak. Nereye yükseltecek? Enflasyon haddinin üstüne yükseltecek. Şu an yüzde 8’lerden hemen yüzde 12’lerin üzerine çıkması gerekecek. Ama bu sadece kurun yatışması açısından zaman kazandırır. 12’nin üzerine çıkması yetmez, yüzde 12’leri, yüzde 15’leri belki 18 ve 20’leri görmesi gerecek ki kuru yatıştırsın. Böyle bir faiz hamlesi biraz da iktidarın ya da ekonomi yönetiminin paniğe kapıldığı izlenimi vereceği için hem dövizi frenleyici etkisi olur hem de bir taraftan yeniden döviz talebini artırıcı yan etkisi olabilir” ifadelerini kullandı.
SONUÇ ENFLASYON VE İŞSİZLİK
Oyan şu değerlendirmede bulundu: “Kurun bu kadar yükselmesi ve önü de açık görünüyor, bu aslında genel olarak enflasyonu olumsuz etkileyecektir. Türkiye önemli ölçüde ithalatçı bir ülke. Her halükarda dış ticaret açığı veren bir ülkedir. İlk 6 ayda 24 milyar dolar dış ticaret verdik. Dolar ya da avro cinsinden borcu TL’ye çevirirseniz giderek artan bir fatura var. Bu büyüyen fatura da halka yansıyor sonuç olarak. Biz daha çok ara malı ithal ediyoruz. Ara malı bazen ham madde bazen yedek parça biçiminde oluyor. Bütün bunlar nihai mal fiyatlarına yansıyor. Dolayısıyla yeni bir yoksullaşmanın kapısını ardına kadar açar. Faizlerin yükselmesi de -MB faiz silahını çeker ve mevcut neoliberal mantık içinde hareket ederse bu da yatırımları önemli ölçüde sekte vuracak. İşsizliği bir kez daha sıçratacaktır. Sıçramadan kastım zaten çok yüksek düzeyde işsizlikle boğuşuyor toplum. Bunu bir kez daha sıçratma etkisi olur.”
“SERMAYE KONTROLLERİ SAĞLANMALI”
Prof. Oyan kur krizine karşı sermaye kontrolleri önerisinde bulundu. Oyan, “Buna karşı sistem içi önlemler değil de daha radikal, sistemin mantığına aykırı bir şekilde hareket etme kabiliyeti varsa iktidarın, o zaman sermaye kontrolleri yapacak. Bunu Türkiye’de yapacak sağ bir iktidar düşünemiyorum. Hatta merkez soldan da böyle bir şey gelebileceğini sanmıyorum. Millet İttifakının da neoliberal araçlar dışında bir şey aklına gelmeyecektir. Dolayısıyla bugün genel konvansiyonel muhalefet ve iktidar için başka bir araç yok. Sistem dışı çözüm asıl kalıcı çözümdür. Sermaye hareketlerinin kontrol edilmesi, Türkiye’de dolarizasyona gidişin mutlaka durdurulması gerekiyor. Geç kalındı ancak zararın neresinden dönülürse kârdır” dedi.
“FAİZ DIŞINDA YAPABİLECEKLERİ BİR ŞEY YOK’
İktisatçı Prof. Dr. Aziz Konukman da ‘Sıcak paraya dayalı büyüme’ye işaret ederek şu ifadeleri kullandı: “2003-2008 arası dövizin olağanüstü düşük olduğu dönemi hatırlayalım. Faiz-kur makası hep faizin lehineydi. Yaklaşık yüzde 50’ler civarında. Sıcak paranın getirisi dehşet, 100 dolar getiriyor, 50 dolar kazanıyorsun. Ne oldu? Sıcak paraya dayalı büyüme oldu. 2008 krizinden sonra 2009’da o paralar gelmemeye başladı ve böylece şu görüldü, ‘Sıcak para girince ekonomi büyüyor, çıkış başlayınca önce büyüme oranı düşüyor. Net çıkış eksi olunca da eksi büyüme oluyor.’ Bu hep böyle oluyor. Şimdi de uzun bir süre suni zorlamalarla kambiyo vergileri ile swaplar ile sahte biçimde rezervler şişirildi, dolar tutulmaya çalışıldı. Rezerv sattı, bitirdi. Rezerv eksi. Merkez Bankası borçlu. Bütün bunlar barutun tükendiğini gösterdi. Şimdi faizler üzerine bir baskı gelecek. Benim beklediğim bu. Faiz inadı kırılacak gibi görünüyor. Yapabilecekleri de fazla bir şey yok.” (İstanbul/EVRENSEL)
Reklam