YORUM | BÜLENT KORUCU
Büyük algı ve imaj düzeltme makinesi bugünlerde Maliye ve Hazine’den sorumlu Bakan Berat Albayrak için çalışıyor. Bir ay önce arama faliyetlerine başlayan geminin bulduğu gaz bile iki yıl önceki Enerji Bakanı’nın hesabına yazılıyor. O da yetmiyor sihirli kelime ‘cari açık’ devreye sokuluyor. Reza Zarrab’ı kurtarmak için de ‘cari açık’ı kapatan süpermen’ PR’ı yapılmıştı. Bilenler o gün acı tebessümle karşılamıştı bu iddiayı; bugün risk ve açık büyüdüğünden kahrolarak izliyorlar.
Enerji Bakanı Fatih Dönmez, ‘gazın ekonomik değerinin 65 milyar dolar olacağını söyleyebiliriz’ diyor. Üzerinde biraz reklam köpüğü vardır ama Bakan’ın açıklamasını doğru kabul edelim. ‘Biz doğalgaz ve petrole yıllık 40 milyar dolar seviyesinde ödeme yapıyoruz.’ Bu da Dönmez’in verdiği bilgilerden. Yani bulunan gazı bir gecede ve sıfır maliyetle çıkarsak sadece bir buçuk yıllık ithalatımıza karşılık geliyor.
Cari açık ise hesabı daha karışık. Merkez Bankası Temmuz verilerine göre Mayıs ayında 3 milyar 764 milyon dolar açık veren Türkiye’nin 5 aylık açığı 16.72 milyar dolar. İlk beş ay böyleyse 2020 nasıl kapanır? Hiç iyimser senaryolar konuşulmuyor. Gazın 2023’te çıkarılmaya başlanması hedefleniyor. İddialı bir hedef ve gerçekleşse dahi doğal olarak gazın tamamı 7-8 yılda çıkacak. Kısacası 2023’ten itibaren cari açığın kapatılmasına ufak ufak katkı yapacak. Ama yama şimdiki yırtık için bile çok küçük, yakın gelecekte büyümesi kaçınılmaz olan yırtığa ne yapabilir?
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Berat Albayrak’ın bu hesabı Nasrettin Hoca’nın alacaklısına anlattığı projeye benziyor: “Evin önüne dikenli tel döşedim. Köyün koyunları sabah akşam buradan geçerken yünleri takılacak. Ben onları toparlayıp ip yapacağım, sonra kazak örüp satacak ve senin borcunu ödeyeceğim.”
Böylesine üstü açık bir yalanı nasıl bu kadar rahat söylüyorlar? Seslendikleri kitlenin gerçek rakamları bilmesi mümkün değil; bilenler konuşursa Silivri zindanlarını göze alması gerekiyor. Ama daha önemlisi Damat’ın parlatılması lazım.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için Damat Albayrak bir proje. Onu AKP Genel başkanı yapmak istiyor. Makam ve iktidarın yoldan çıkarıcı etkisini biliyor ve çekirdek ailesi dışında kimseye, Binali Yıldırım’a dahi güvenmiyor. Gerçi diktatörler bir aşama sonra ailesinden bile şüphelenir ancak henüz o noktada değil.
Erdoğan’ın tek amacı partiyi güvendiği birine teslim etmek değil, kendini bir basamak yukarı çıkarıp Berat’ı bir paravan gibi araya yerleştirmek. Böylece muhalefete, ‘sizin denginiz Berat’ diyecek, nispeten daha korunaklı bir alana çekilecek. Ama daha önemlisi yükselen Süleyman Soylu tehdidine karşı bir ön savunma hattı kuracak. İçişleri Bakanı, algı ve manipülasyon işini Erdoğan’ın büyük bütçeli memurlarından iyi biliyor. İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un pahalı yapımlarının etkisi Giresun’da dozer kepçesindeki Soylu kadar olmuyor. Erdoğan yanına iki bakan katsa da adlarını hatırlamadığı bakanları rakam olarak söyleyen halk ‘Süleyman Soylu geldi’ diyor. Hem de bunu ahaber yayınlıyor. Bu arada Soylu gittikçe daha fazla devletle özdeşleşiyor. Tecavüz sanığı uzman çavuş Musa Orhan’a sahip çıkması da bu yüzden. Piri Mehmet Ağar’dan iyi kurs almış. Suça bulaşmış, mafyalaşmış memura ‘arkanızda ben varım, size ben sahip çıkarım’ mesajı veriyor.
Pandemiden önce Albayrak yurt gezisine çıkarılmış, halka ve partiye bir genel başkan gibi sunulmuştu. Ancak koronanın ekonomi üzerindeki cilayı söküp atmasıyla birlikte acı gerçekler bütün çıplaklığıyla ortaya çıktı. Albayrak, muhalefetten ve halktan arındırılmış yandaş medyada ekonominin ne kadar iyi olduğunu anlatmaya çalışıyor. Ancak bütün parlatma çabalarına rağmen geride sadece kırdığı potlar kalıyor. Soylu sahada, Albayrak salonda ve her zaman sahada olan avantajı yakalıyor. Erdoğan, Soylu’nun istifasını reddettiği için pişman mıdır dersiniz?