DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bankalardan alınan ucuz kredilerle ilgili olarak “Alınan o ucuz kredinin ise döviz ve altına gittiği söyleniyor” yorumunda bulundu.
Fox TV’de Çalar Saat programına konuk olan Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali Babacan, ekonomi ve seçim tartışmalarına ilişkin çarpıcı açıklamalar yaptı.
Hükümetin hala durumu toparlayacağını zannettiğine vurgu yapan Babacan, 2021 veya 2022 yılında seçimin kaçınılmaz olacağının altını çizdi. Babacan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:
- Bütün anketlerde, kamuoyu yoklamalarında vatandaşımız, ‘benim 1 numaralı sorunum ekonomi’ diyor.
- Fakat çok garip bir şekilde hükümetten gelen bütün açıklamalar ekonominin uçuşta, kalkışta olduğu her şeyin gayet iyi gittiği yönünde, şu andaki problemlerin çözümü için öncelikle hastalık konusunda bir mutabakat lazım.
- Yani öncelikle bir teşhisi koymak lazım. Eğer siz teşhisi koymazsanız tedaviye başlayamazsınız. Yani öyle bir tabloyla karşı karşıyayız ki hasta hastalığını inkar ediyor ‘ben hasta değilim’ diyor. Hasta değilim diyen bir kişinin tedavisine nereden nasıl başlayacaksınız.
- Şu anda karşı karşıya olduğumuz sorunun temelinde bu yatıyor. Öncelikle hep beraber ekonomimizle ilgili ciddi sorunlar olduğunu kabul etmemiz lazım.
- Tabii ki bankalarımızın görevi kredi vermek bununla bankalarımızı suçlayamayız ama kredilerin basiretli, hedefine uygun verilmesi lazım. Son döneme baktığımız zaman kredi artışı nereye gidiyor? Gerçekten insanlar aldıkları kredileri ne yapıyor?
- Ben emlak piyasasından tanıdığım dostlarıma, ne güzel daha çok konut satılıyor, daha çok konut kredisi kullandırılıyor diyorum… Bana diyorlar ki, ‘o kullandırılan kredilerin daha çoğu o ucuz parayı almak için’ yani konutlar eş dost arasında el değiştiriyor, o ucuz kredi alınıyor.
- Alınan o ucuz kredinin ise döviz ve altına gittiği söyleniyor. Şimdi ekonominin doğal dengelerine bilinçsiz bir şekilde akıl dışı bilim dışı müdahale ederseniz arzu ettiğinizin tam dışında sonuçlar elde edersiniz. Esnafımız, sanayicimiz kredi mekanizmaları tabi ki önemli.
- Üreten herkesin uygun şartlı krediye kolay erişebilmesi çok önemli ama mekanizmaları öyle kuracaksınız ki verdiğiniz kredi gerçekten amacına uygun kullanılsın. Eğer bununla ilgili tedbirleri almazsanız krediye verdiğiniz para hemen dövize altına gider piyasa bunu çok kolay yapar.
- Hükümetin ve BDDK’nın bankaları daha fazla kredi vermeye zorlaması, bankaların basiretli tutumu konusunda maalesef bir miktar gevşemeye yol açıyor.
- Bugünkü hükümet hala işleri toparlayabileceğini zannediyor ve önünde de yaklaşık 3 yıllık bir dönemin olduğunu varsayıyor bütün bu toparlama için. Benim tahminim bir süre daha, Türkiye’yi toparlayabilir miyiz diye bir arayış içinde olabilirler.
ERKEN SEÇİM OLUR MU?
- Seçimle ilgili 2023 deniyor ama 2023’e kadar Türkiye’nin ne ekonomik yapısı ne sosyolojisi, ne siyasi zemini dayanmaz açıkcası yani bu çok zorlama olur.
- 2023’e kadar idare etmesi çok zor ama özellikle dünyadaki bu eksi faizleri de baz aldığımızda Türkiye’nin şartları kötüleşerek bir süre daha devam edeceğini maalesef ve muhtemelen 2021 ya da 2022 yılında artık seçimin kaçınılmaz olacağını tahmin ediyoruz.
- Memleketin hangi sorunu için ne üretiliyor diye bakıyorum ama bunu göremiyorum maalesef.