CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle Meclis’e verdiği soru önergesinde üniversite ve kamu hastanelerinin 16 milyar lira borç içinde olduğunu belirterek, “Maliye Bakanlığı, alacaklılara ‘belli oranda feragat edin, borçları ödeyelim’ diyor. Böyle giderse, hastaneler enjektör bile alamayacak duruma düşecek. Benzer durum doktorların döner sermaye ödemelerinde de yaşanıyor” dedi.
Üniversite ve kamu hastanelerinin ilaç depoları ile tıbbi cihaz sektörünün biriken alacaklarına yönelik sıkıntılar yaşadığını belirten CHP’li Emir, şunları kaydetti:
“Üniversite hastanelerinin sektöre olan borçları 30 aylık vadeleri geçmişken, kamu hastanelerinin vadeleri de 14 ayı aşmaktadır. Sektörün kamu ve üniversite hastanelerinden toplam alacağının 16 milyar TL’yi aştığı belirtilirken, hastanelerin içine düştüğü bu borç batağıyla ilgili Sağlık Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığının nasıl bir çalışma yürüttüğü de merak konusudur.
Üniversite ve kamu hastanelerinin sektöre olan borçları 16 milyar lira ulaşmış durumdu. Hazine ve Maliye Bakanlığının, alacaklıları Kamu İhale Kanunu’na tabi olmayan Devlet Malzeme Ofisi ile anlaşmaya zorlayarak ‘belli oranda feragat edin, borçları ödeyelim’ teklifinde bulunduğunu duyuyoruz. Böyle giderse, hastaneler bırakın ameliyat malzemesi bulabilmeyi, enjektör bile alamayacak hale gelecek. Yolcu garantili köprü, otoyol ve havalimanı projelerinde müteahhitlere milyarlarca doları aksatmadan ödemeye devam eden iktidar, iş hastanelere ve halk sağlığına gelince umursamaz bir tavır takınıyor.”
2020 yılında bütçeden şehir hastaneleri için 10.5 milyar lira ayrıldığını ortaya koyan rapor yayımlanmıştı.
Rapora göre bu tutar, 58.9 milyar liralık Sağlık Bakanlığı bütçesinin neredeyse yüzde 20’sini oluşturuyor.
Kamu özel işbirliği modeliyle yapılsalar da Hazine garantisi nedeniyle gerçekte borcun kamu tarafından üstlenildiğine dikkat çeken Uluslararası Şeffaflık Derneği de, Türkiye’nin yüklenici firmaların aldığı kredilere doğrudan ödeme taahhüdü yapan tek ülke olduğunu vurguluyor.
Raporda yer alan bilgilere göre Türkiye 1990-2017 arasında kamu-özel işbirliği sözleşme tutarında dünyada dördüncü sırada bulunuyor. Türkiye’deki 135 milyar dolarlık sözleşme tutarının yüzde 84’ü, 2008 sonrasına ait. Kamu özel işbirliği projelerinde şehir hastanelerinin payı yüzde 8.7.
Şehir hastanelerinin Yüksek Planlama Kurulu’na sunulan ön fizibilite raporlarının toplumdan gizlenmesinin şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkesine aykırı olduğunu belirten Uluslararası Şeffaflık Derneği, “Sözleşme ve ön fizibilite belgelerinin gizlenmesinin yanı sıra ihaleler zamanında duyurulmamış, hizmet alım ve bina kullanım bedelleri, gelir garantileri açıklanmamıştır” diyor.