23 Eylül 2019’da bakıcı olarak çalıştığı AKP İstanbul milletvekili Şirin Ünal’ın Ankara’daki evinde yaşamını yitiren Nadira Kadirova ve olayla ilgili verilen takipsizlik kararı, bugün Ünal’ın Ayasofya Camii’nden yaptığı Twitter paylaşımı ile yeniden gündeme geldi.
Ayasofya’nın yeniden ibadete açılması kapsamında kılınan Cuma namazına katılan Ünal, davetlilerin girebildiği caminin içerisinden fotoğrafını paylaşarak, “Ayasofya Camisindeyiz. Nasip eden Allahımıza şükürler olsun. Emeği geçen herkesten başta REİS’imiz olmak üzere Allah razı olsun. #CumamızMübarekOlsun” dedi.
Paylaşıma gazeteciler, avukatlar, insan hakları savunucuları ve diğer sosyal medya kullanıcıları “#NadirayaNeOldu” diye sorarak yanıt verdi.
Cuma akşam saatlerinde Ünal’ın paylaşımının altına yazılan yorum sayısı 20 bini aştı. 5 binden fazla kişi de paylaşımı bu etiketle retweet etti. “#NadirayaNeOldu” etiketi Twitter’da trend’ler arasına girdi.
Nadira Kadirova’nın ölümü ile ilgili neler biliniyor?
23 yaşındaki Özbekistan vatandaşı Nadira Kadirova, yaklaşık bir yıldır bakıcı olarak çalıştığı Şirin Ünal’ın Ankara’daki evinde 23 Eylül 2019 akşamı yaşamını yitirdi.
Ankara Emniyet Müdürlüğü, olayın “silahla gerçekleştirilmiş bir intihar” olduğunu açıkladı.
Kadirova’nın yakın arkadaşı Leyla (günlük yaşamda kullandığı ismi) Niyazova’nın olaydan önceki gün genç kadının kendisine, milletvekili Ünal’ın tacizine uğradığını ve kendini öldürmeyi düşündüğünü söylemesi cinsel istismar iddialarını gündeme getirdi.
Niyazova savcılık ifadesinde olaydan önceki gün Kadirova’yla telefonda konuştuğunu, bu konuşmada Nadira’nın ağladığını, milletvekili Ünal’ın odasına gelerek kendisini taciz ettiğini ve kendini öldüreceğini söylediğini belirtti:
“‘Bir gün odasında yatarken patronu olan Şirin Ünal’ın yatmakta olduğu odaya geldiğini, odasının kapısını kilitleyip arkasından kendisine sarıldığını, kendisinin de ona tepki gösterdiğini’ söyledi. Bu olayın ne zaman olduğunu söylemedi fakat Ankara’daki evde olduğunu söyledi.
“Konuşma sırasında bana patronun silahını bulduğunu, aldığını ve bir tane de mermi hazırladığını söyledi. Ben de ona, ‘Delirdin mi kız, öyle şey olur mu, kendini öldürecek ne var?’ dedim. Nadire de bana, tabanca ve mermiyi botunun içine sakladığını söyledi.”
Nadira’nın ağabeyi Muhammet Ali Kadirova ise BBC Türkçe’ye ve diğer basın kuruluşlarına yaptığı açıklamada kardeşinin öldürüldüğünü düşündüğünü belirtti.
Milletvekili Ünal soru üzerine olayla ilgili TBMM’de yaptığı açıklamada genç kadının psikolojik sorunlar yaşadığını ve bu nedenle ikinci bir yardımcı işe aldıklarını ifade ederek, “Biz onu gönderemeden kendisini gönderdi. Allah rahmet eylesin” demişti.
Ünal konuşmasında ifade ve parmak izi verdiğini söyleyerek, kendisine düşen bütün görevleri yapacağını belirtmişti, ancak cinsel saldırı iddialarına değinmemişti.
Olay nasıl meydana geldi?
Ankara Emniyet Müdürlüğü’nün açıklamasına göre, olay sırasında evde, Ünal, eşi, kızı ve diğer yardımcıları bulunuyordu.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açıklamasında, Kadirova’nın “bulunduğu odanın kapısının kilitli olması nedeniyle emniyet görevlileri ve 112 ilkyardım ekipleri tarafından kilitli odanın kapısının kırıldığı” ve “hastaneye intikal ettirildiği” belirtildi.
Nadira’nın ağabeyi Muhammet Ali Kadirova, çeşitli medya kuruluşlarına olaydan beş dakika önce Şirin Ünal’la görüştüğünü anlattı:
“Olay olmadan beş dakika önce milletvekili Şirin Ünal beni aradı. Bana ‘Silahım kayboldu’ dedi. Şirin Ünal Bey, ‘Kız kardeşin alıp sana mı götürdü?’ diyecek sandım. O sırada tabancayı almış, odasına kilitlemiş. ‘Açmaya çalışıyoruz’ dedi. O esnada Şirin Ünal Bey’in kızı Duygu Ünal, kapıya vuruyordu, bağırış, çağırış ses geldi. O esnada telefon kapandı.
“Hemen taksiye atladım, olay olan eve geldim. Olay olmuş ateş atılmış. Polis ekipleri beni içeri sokmadılar. ‘Kardeşim nerede?’ dedim. ‘Hastaneye götürüldü’ dediler. Taksiye atladım, Bilkent Şehir Hastanesi’ne geldim. ‘Beni içeri sokun, ben onun ağabeyiyim’ dedim. Beni içeri sokmadılar. Sonra içeriden doktorlar çıktı ‘Başınız sağ olsun’ dediler, orada bittim ben.”
Şirin Ünal’ın kızı Duygu Ünal olay yerinde alınan ifadesinde o gün babasını Esenboğa Havalimanı’ndan aldığını, birlikte eve geldikleri esnada babasının kendisine evdeki silahları sorduğunu, bunun üzerine evdeki silahları aramaya başladıklarını ve olayların bundan sonra geliştiğini anlattı.
Olayla ilgili hangi incelemeler yapıldı?
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 2 Ekim 2019’da soruşturma süreci ile ilgili yaptığı açıklamada, olay anında ikamette bulunan milletvekili Şirin Ünal da dahil tüm şahıslardan parmak izi ve swap incelemelerinin yapılabilmesi için gerekli örnek ve numuneler ile bu kişilerin ifadelerinin alındığını kaydetti.
Açıklamada, otopsi neticesindeki “ilk belirlemede ölen kişinin bitişik atış yapmak suretiyle göğüs bölgesinin 5-6 cm üzerine isabet eden mermi neticesinde öldüğü tespit edildi” denildi.
Ayrıca “Otopsi esnasında tırnak, anal, vajinal frotti, kan ve bütün biyoörnekler aldırılarak gerekli incelemelerin yapılabilmesi için Adli Tıp Kurumu’ndan talepte bulunulduğu” açıklandı.
Kadirova’ya ait olduğu belirtilen “cep telefonu, not defteri ve intihar notlarına” da inceleme yapılabilmesi için el konulduğu açıklamada yer aldı.
Kadirova’nın Avukatı Prof. Dr. İlyas Doğan BBC Türkçe’ye yapığı açıklamada ise, “olay yerindeki delillerin itinayla toplanmadığını” savundu
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Mart ayında, Kadirova’nın “intihar ettiği” sonucuna vararak, olayla ilgili olarak kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.
BBC Türkçe’nin gördüğü kararda, “Otopsi raporu içeriğinden de anlaşılacağı üzere ölen Nadira Kadirova’ya yönelik cinsel saldırı iz ve emaresine rastlanmamıştır” denildi.
Şüpheli olduğu iddia edilen durumlar neler?
Bu gelişmenin ardından takipsizlik kararına ‘cinsel saldırı’ ve ‘cinayet’ iddiasıyla itiraz edildi.
İtiraz dilekçesinde bir “cinsel saldırı suçunun mevcut olduğu” belirtildi ve “Bu suçun faili aynı zamanda maktulün patronu konumundaki Şirin Ünal’dır” ifadeleri kullanıldı.
Bu iddianın temellerinden biri, Adli Tıp Raporu’na göre Kadirova’nın anal bölgesinden alınan örneklerde PSA’nın (prostat spesifik antijen) bulunmasıydı.
Bu antijenin normalde erkeklere özgü bir bulgu olduğunu, kadınlarda bulunmasının çok nadir olduğunu söyleyen Kadirova’nın avukatı Doğan BBC Türkçe’ye şöyle konuşmuştu:
“PSA’nın kime ait olduğu araştırılmamıştır. Orada tek bir erkek vardı, o da Şirin Ünal. En azından bir karşılaştırma yapılması gerekirdi.”
Şirin Ünal’ın avukatı Didem Sağın Karaman ise BBC Türkçe’ye, PSA karşılaştırmasının yapıldığını söylemiş, “O madde Nadira Kadirova’ya ait çıktı, bunu da daha sonra Adli Tıp’a sordular, bazı bünyelerde olabileceği ortaya çıktı” demişti.
Olayla ilgili bir diğer şüpheli bulunan durum ise Kadirova’nın ölümüne yol açan Şirin Ünal adına kayıtlı Baretta marka yarı otomatik tabancada parmak izinin tespit edilememesiydi.
Takipsizlik kararına da giren Ankara Emiyet Müdürlüğü Olay Yeri İnceleme Şube Müdürlüğü’nün parmak izi geliştirme biriminin raporunda, “Olayda kullanılan Baretta marka silah üzerinde parmak izi tespit edilemediği” belirtiliyor.
Ankara Polis Kriminal Laboratuvarı Biyolojik İnceleme Şube Müdürlüğü’nün raporunda ise silah tetiği üzerinden ve olay yerinden alınan swap örneklerinin, halıdan alınan kan örnekleri ile uyumlu olduğu, bunun Nadira Kadirova’ya ait olduğunun tespit edildiği ifade ediliyor.
Ankara polis kriminal raporunda, Kadirova’nın ya da Ünal’ın el swaplarında atış artıklarına rastlanmadığı, ateş eden kişinin silahı tutuş şekline ve patlamanın tam olup olmamasına bağlı olarak ateş eden ele artıkların bulaşmayabileceği kaydediliyor.
Avukat Doğan, silahta parmak izinin bulunamaması ile ilgili olarak, “İki olasılık var: Bir eldivenle ateş edilmiş olabilir, o zaman parmak izi çıkmaz. Ama ölen kişide eldiven yok, odasında da yok. İkincisi silah ateşlendikten sonra bu izler silinmiş olabilir” demişti.
Ünal’ın avukatı Karaman ise bu konuyla ilgili BBC Türkçe’ye, “Milletvekili olan müvekkilinin parmak izi ve swap örneği vermek zorunda olmadığı halde bunları verdiğini” söylemişti.
Mayıs ayında Nadira Kadirova dosyasına ilişkin takipsizlik kararına yapılan itiraz reddedildi.
Bunun üzerine Avukat Doğan, dosyayı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıdı.
Doğan’ın BBC Türkçe’ye verdiği bilgiye göre, dosya AYM’de halen ön inceleme aşamasında, henüz esastan inceleme aşamasına geçilmedi.