Yılmaz, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu yorumu yaptı:
“Tahvil piyasası manşetlere fazla çıkmadı ama en büyük darbeyi orası yemiş gibi görünüyor. 10 yıllık gösterge tahvilin faizi bir ara 500 puandan fazla arttı. 2010 yılındaki ilk satışlarından bu yana daha yüksek faiz oranları görmüştük ama böyle bir gün içi çakılma ilk kez oluyor.
Eurobond piyasası da farklı değil. Bugün Türkiye’nin döviz tahvilinin faizi 138 baz puan artıp yüzde 7.34 oldu. Türkiye’nin en iyi şirketlerinin döviz tahvilleri ağır satışla karşı karşıya kaldılar.
Borsada cesaretli yatırımcılar böyle günleri fırsat olarak kullanır ama ana endeksin güniçi grafiği korkunç. Bir ara cılız tepki sonrası tahtalar adeta tabana çivilendi. Günün sonunda %9.8’lik düşüş gördük. Son bir yıldaki ralliyi düşününce en büyük sıkıntı son girenlerde olmalı.
Vadeli işlemlerde durum muhtemelen daha vahim. Bir çok kişinin kaldıraçlı işlem yaptığı piyasada yüzde 10 düşüşün üzerine bir de işlemlerin durması nedeniyle pozisyonu kapatamama sorunu yaşandı. Yüksek kaldıraçlı, kredili işlem yapanların halini düşünmek istemiyorum.
Lira konusunda diyecek fazla bir şey yok. Hem yerli hem yabancı yatırımcıların kaldıraçlı pozisyonlarının likidite olduğuna, spot piyasada zarar kes emirlerinin çalıştığına şahit olduk. Göründüğü kadarıyla bu kez yabancı satışını yerli taraf karşıladı.
Bunun dışında tam görünüm düzeltmesi gelmişken yeni not indirimi riski ile karşı karşıyayız. Moody’s uyarı notu yayınladı bile. Türkiye’nin kredi risk primi sert yükselişle 300’lerden 480’lere kadar çıkarak borçlanma maliyetlerini daha da artırdı:
Londra piyasasında lira faizleri de bir kez daha çılgın seviyelere vurmuş durumda. Bir haftalık swap faizi %101, 1 aylık %80, 3 aylık %48 seviyelerinde seyrediyor.
Bütün bunlardan daha önemli olan ise ülkece ürkütücü bir hızla fakirleşiyor olmamız. Bugün piyasalarda yaşananlardan muhtemelen piyasayla hiç işi olmamış olanlar en çok etkilenecek. 3 yıldır yaşanan kur ataklarının yaşattığı travma, her seferinde ağır enflasyon olarak dönüyor.
Piyasalar er ya da geç toparlanır, aylar sonra geri bakıldığında belki de bu günler fırsat günleriymiş gibi görülür ama bu esnada halkın kaybolan alım gücünü yerine koymak son 8-9 yılda gördüğümüz gibi pek mümkün olmuyor.”