AİHM ‘Bylock’ konusunda Türk Hükumeti’nden savunma istedi. Cemaat davalarının seyrini değiştirecek talepte Yargıtay’ın Fethullah Gülen’i terör örgütü kurma ve yönetme suçlamalarından akladığı 24 Haziran 2008 tarihli kararı da yer aldı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Bylock kullandığı, Bank Asya’da hesabı bulunduğu, dernek ve sendika üyesi olduğu ve KHK ile meslekten ihraç edildiği için 6 yıl 3 ay hüküm yiyen Yüksel Yalçınkaya’nın ihlal başvurusuyla ilgili olarak Türk Hükumeti’ne çok kapsamlı ve net sorular sordu. AİHM’in bu soruları 15 Temmuz 2016 sonrasında Türkiye’de inşa edilen hukuksuz OHAL rejimini de gözler önüne serdi.
YARGITAY’IN 2008 GÜLEN KARARINA VURGU
AİHM tarafından AKP Hükumeti’ne gönderilen belgede, Yargıtay’ın Fethullah Gülen’i terör örgütü kurma ve yönetme suçlamalarından akladığı 24 Haziran 2008 tarihli karara da atıf yapıldı. Yargıtay’ın söz konusu kararının bir örneği hükumetten istendi.
KANUNSUZ CEZA OLMAZ
Mahkeme, başvurucunun gerçekleştirildiği dönemde suç olmayan, bankaya para yatırma, sendika ve derneklere üyelik gibi yasal faaliyetlerle suçlandığına işaret etti. Başvurucu Yalçınkaya’nın bu faaliyetleri nedeniyle yıllar sonra gerçekleşen olayları öngörüp göremeyeceği ve bunun “kanunsuz ceza olmaz” ilkesine uygunluğu da cevaplanması talep edilen sorular arasında yer aldı.
SUÇUN MADDİ UNSURLARI GERÇEKLEŞTİ Mİ?
Ayrıca, silahlı örgüt üyeliği suçunun maddi ve manevi unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği de AİHM tarafından incelemeye alındı. Bunun Türkiye mahkemelerince gereği gibi ortaya konulup konulmadığına dair savunma istendi.
CEMAAT DAVALARINDA İLKE KARARI OLACAK
AİHM’in bu sorular çerçevesinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 6, 7, 8 ve 11. maddelerinden ihlal kararları verebileceği ifade ediliyor. Türk Hükümetinden savunma yapılması istenen hususlar göz önüne alındığında, söz konusu başvuruda verilecek kararın, halihazırda görülmekte olan ve gelecekte AİHM’e taşınacak davaların tamamını etkileyecek nitelikte bir “ilke kararı” olacağı değerlendiriliyor.
ANKESÖR DAVALARI
Yine AİHM’in dosyasına göre yasal saklanma süresi dolmuş HTS kayıtlarının ve internet trafik verilerinin kullanılmasının, özel hayat ve haberleşmeye saygı hakkıyla nasıl bağdaştığı sorgulanıyor. AİHM tarafından bu noktanın sorgulanmasının “ankesörden aranma” gerekçesiyle suçlananların dosyalarını da ilgilendiren bir husus olduğu ifade ediliyor.
AİHM’İN MİLYONLARI İLGİLENDİREN KRİTİK TALEPLERİ
- Bylock’un elde edilme yönteminin hukuka uygun olup olmadığı
- Başvurucunun yargılanma sürecinde dile getirdiği hususların neden karşılanmadığı
- Tutulması gereken verilerin öngörülen sürelerden neden daha fazla tutulduğu
- MİT’in bu bilgileri elde ettikten sonra nasıl sakladığı
- İmaj örneğinin başvurucuya neden verilmediği
AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ MADDE 6
Adil yargılanma hakkı
- Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir. Karar alenî olarak verilir. Ancak, demokratik bir toplum içinde ahlak, kamu düzeni veya ulusal güvenlik yararına, küçüklerin çıkarları veya bir davaya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde veyahut, aleniyetin adil yargılamaya zarar verebileceği kimi özel durumlarda ve mahkemece bunun kaçınılmaz olarak değerlendirildiği ölçüde, duruşma salonu tüm dava süresince veya kısmen basına ve dinleyicilere kapatılabilir.
- Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır.
- Bir suç ile itham edilen herkes aşağıdaki asgari haklara sahiptir:
a) Kendisine karşı yöneltilen suçlamanın niteliği ve sebebinden en kısa sürede, anladığı bir dilde ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek;
b) Savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmak;
c) Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddî olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, resen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek;
d) İddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında davet edilmelerinin ve dinlenmelerinin sağlanmasını istemek;
e) Mahkemede kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercümanın yardımından ücretsiz olarak yararlanmak.
AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ MADDE 7
Kanunsuz ceza olmaz
- Hiç kimse, işlendiği zaman ulusal veya uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu bulunamaz. Aynı biçimde, suçun işlendiği sırada uygulanabilir olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
- Bu madde, işlendiği zaman uygar uluslar tarafından tanınan genel hukuk ilkelerine göre suç sayılan bir eylem veya ihmalden suçlu bulunan bir kimsenin yargılanmasına ve cezalandırılmasına engel değildir.
AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ MADDE 8
Özel ve aile hayatına saygı hakkı
- Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
- Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir.
AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ MADDE 11
Toplantı ve dernek kurma özgürlüğü
- Herkes barışçıl olarak toplanma ve dernek kurma hakkına sahiptir. Bu hak, çıkarlarını korumak amacıyla başkalarıyla birlikte sendikalar kurma ve sendikalara üye olma hakkını da içerir.
- Bu hakların kullanılması, yasayla öngörülen ve demokratik bir toplum içinde ulusal güvenliğin, kamu güvenliğinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli olanlar dışındaki sınırlamalara tabi tutulamaz. Bu madde, silahlı kuvvetler, kolluk kuvvetleri veya devlet idaresi mensuplarınca yukarda anılan haklarını kullanılmasına meşru sınırlamalar getirilmesine engel değildir.