HDP’li 28 milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması için hazırlanan fezlekeler TBMM’ye gönderildi. Dokunulmazlığının kaldırılması istenen milletvekilleri arasında bulunan HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan için hazırlanan fezlekelerin birinde HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş için kullandığı “Sevgili Selahattin Demirtaş” ifadesi suç sayıldı.
Paylan’ın “Sevgili Selahattin Demirtaş için, Figen Yüksekdağ için ve sevgili Leyla Güven” sözleri, “suçu ve suçluyu övmek” olarak değerlendirilerek dokunulmazlığının kaldırılması istendi.
Garo Paylan’ın 26 Mart 2019 tarihinde Diyarbakır’da yaptığı ve yargılamaya konu edilen konuşmasındaki sözler şöyle:
“(…) Sevgili Selahattin Demirtaş’ın sözünü bir kere anlatmamız gerekiyor, bir kere daha ama bu sefer en güçlü şekilde anlatmamız gerekiyor. Her birey tekrar barışa verilmiş bir oy olacak, çünkü Süleyman Soylu ne diyor; ya lütfen diyor, size yalvarıyorum diyor, bizim boynumuzu bükük çıkarmayın diyor, yalvarıyor. Çünkü halkı sonsuzluğa, sokak yürüyüşlerine mahkum ettiler. Şimdi değerli arkadaşlar, o zalimlere bu pazar gereken dersi hep beraber ve güçlü şekilde verecek miyiz? (…) Bu pazar da sevgili Selahattin Demirtaş için, Figen Yüksekdağ için ve sevgili Leyla Güven için en güçlü dersi vereceğimize güveniyorum.”
Paylan’ın çeşitli sosyal medya paylaşımları da dosyada “suç” olarak değerlendirildi. “Boğaziçi Üniversitesi’ne de kayyım rektör atadılar. Üniversiteleri özgür olmayan ülkenin geleceği aydın olamaz! Bu küçük saltanat kısa sürecek. Devran döndüğünde üniversiteler rektörlerini yeniden kendileri seçecek” paylaşımı, rektörün yasal yollarla atanmayarak kayyım olarak lanse edildiği gerekçesiyle; “Osman Kavala bugün pespaye bir ‘iddianame’ ile hakim karşısına çıkıyor. Ona ve sevenlerine üç yıldır yaşattığınız zulüm yeter! Osman Kavala’dan özür dileyin ve serbest bırakın” paylaşımı ise “suçu ve suçluyu övme” olarak fezlekede yer aldı.
Gezi direnişi hakkında yaptığı “Ben de Gezi’deydim” paylaşımı ise Mayıs 2013’te başlayan Gezi olaylarında Türkiye’nin yönetim şekline karşı eylemlere destek vermesi olarak değerlendirildi.
Fezlekeler hakkında konuşan Paylan ise bunun bir “torba fezleke” olduğunu ifade etti.
6-8 Ekim Kobane olayları ile ilgili haklarında hiçbir delil olmadığını belirten Paylan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de tescil ettiği biçimde, o dönem anayasal hak olarak iktidarın Suriye politikasını protesto çağrısı yaptıklarını dile getirdi.
HDP’nin çağrı yaptığı akşam hiçbir olay olmadığını ama Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın 7 Ekim’de “Kobane düştü düşecek” sözlerinin ardından patlak veren olayların tüm sorumluluğunun kendilerine yıkılmaya çalışıldığını ifade eden Paylan, siyasi faaliyet ve açıklamalarının suç olarak karşılarına çıkarıldığını söyledi.
Paylan, “Ortada bir iddianame yok, siyasi bir komplo var. HDP’yi siyaset dışına itmeye çalışan bir komplo var. Muhalefeti parçalamaya dönük bu operasyona karşı tüm muhalefeti ve Türkiye toplumu uyanık olmalıdır” dedi.