ÇEWLÎG – Çewlîg’deki halk buluşmasında konuşan Tuncer Bakırhan, CHP’nin İmralı’ya gitmeme kararına dair, “İktidar karşıtlığını çözüm karşıtlığına dönüştürmeye çalışıyorlar. CHP Kürt meselesini doğru okumalıdır. Bizim beklentimiz CHP’den budur” şeklinde konuştu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ve İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan’ın katılımıyla, “Barış ve Demokratik Toplum Buluşmaları” kapsamında Çewlîg’te bir düğün salonunda halk buluşması gerçekleşti. Buluşmaya siyasi parti ile sivil toplum örgütü temsilcilerinin yanı sıra yüzlerce yurttaş katıldı.
‘SÜRECİ BERABER YÜRÜTECEĞİZ’
Burada konuşan Bakırhan, çok önemli, tarihi bir süreçten geçildiğine dikkat çekerek, bu sürecin halkın emekleriyle başladığını dile getirdi. Cumhuriyetin Kürdün hukukunu tanıyarak demokratikleşmesi gerektiğini belirten Bakırhan, “Hukuk olmadan yüzyıllık sorun çözüle bilinir mi?” diye sordu. Kürt sorununun yarattığı sorunları sıralayan Bakırhan, bu sorunun çözümüyle sorunların biteceğine işaret etti. Bu sorun çözülmediği için Türkiye’de ciddi çürümelerin olduğunu belirten Bakırhan, “Yüz yıl önce bu tarihi günleri ıskaladığımız için yüzyıl boyunca acı çektik. Yüzyıl boyunca direndik, başımıza gelmeyen kalmadı. Yüzyıl sonra yeniden elimize bir fırsat geçmiş, bir müzakere ve diyalog süreci başlamış, bunu başarıya ulaştırmaktan başka şansımız yok. Bu süreci birkaç arkadaşımızla götüremeyiz. Bu süreç sizin sürecinizdir. ‘Anadilimizi istiyoruz’ diyorsanız masada onun karşılığı olur. Bu süreci beraber yürüteceğiz” şeklinde konuştu.
‘SÜRECE KARŞI OLANLAR VAR’
Bunun yanı sıra hala sürece karşı olanların olduğuna dikkat çeken Bakırhan, “Hala ‘Bu süreç barışla sonuçlanmasın’ diyenler var. Dökülen kan yetmemiş gibi çatışma ortamı devam etsin diyenler var. Kanla beslenenler, çocuklarımızın bedeniyle beslenenler var. Kana doymayanlar var. Barışın nesi kötüdür. Utanmadan kendisine siyasetçiyim diyenler, parti yönetenler bu sürecin karşısında duruyorlar. Bunları iyi tanımak lazım, bunların karşısında barış zeminini büyütmek boynumuzun borcudur” dedi.
‘ARTIK SAYIN ÖCALAN’LA GÖRÜŞÜLMELİDİR’
Meclis’te kurulan komisyonun layıkıyla çalışmalarını yerine getirdiğini, tüm kesimleri dinlediğini belirten Bakırhan, konuşmasına şöyle devam etti: “Artık meselenin en önemli aktörü olan Sayın Öcalan’la görüşmeye gitme zamanıdır. Sayın Öcalan’ın kendisi öyle önemli bir kapı araladı ki, biraz buna layık olup, Sayın Öcalan’ın yaptığını anlatabilirsek, gücünü anlatabilirsek barışa ulaşmamak elde değil. Mümkündür, yakındır. Bu süreç sadece Kürtleri değil 86 milyonu rahatlatacak. Halk barış diye bağırıyor. 2 binin üzerinde toplantı yaptık. Her yerde herkes barış diyor, ölümler olmasın diye yakarıyor, Barış Anneleri feryat ediyor. Ama siyaset meşruluk tartışması yapıyor. Neyin meşru neyin meşru olmadığını yalan yanlış şekilde tartışıyor. Barış en meşru şeydir. Barıştan daha meşru bir şey yoktur. Biz halkın vicdanından yanayız. Halkın vicdanı ‘Barış meşrudur, barışı sağlayacaksak Sayın Öcalan’a gitmek meşrudur’ diyor. Biz halkın vicdanından yanayız. Barışın bir an önce olması içi komisyon artık bir an önce kararını vermeli. Bugün bir oylama yapılacak. Oradan gitme yönünde karar çıkacağını bekliyoruz. Artık gidip Sayın Öcalan’la görüşmeli, süreci hızlandırmalıdır.”
Geçiş yasaları olmak üzere demokratik yasaların artık çıkarılması gerektiğini sözlerine ekleyen Bakırhan, “Biz umutluyuz. Yüz yıldır her şeye rağmen ayaktayız. Bu coğrafyada gerçekten çok isyanlar oldu, çok acılar yaşandı. Artık bunun bitmesini istiyoruz. İnkarın, isyanın artık bu topraklardan uzaklaşmasını, bir daha olmamasını istiyoruz” diye belirtti.
HEYET ARALIK’IN İLK HAFTASI İMRALI’YA GİDECEK
Sonrasında konuşan İmralı Heyeti üyesi Pervin Buldan, “Sayın Öcalan, ‘Gittiğiniz her yere özel selamlarımı gönderin’ demişti. Size özel selamlarını getirdim. Muhtemelen Aralık ayının ilk haftası yeni bir görüşme gerçekleştireceğiz. Biz anlatacağız: ‘Çewlîg halkı umutluydu, coşkuluydu, bizi, barışı sahipleniyor’ dediğimiz zaman emin olun Sayın Öcalan Çewlîg’le ilgili uzun bir değerlendirme yapacaktır. Sonra başka arkadaşlar buraya geldiğinde o görüşmenin sonucunu mutlaka aktaracaktır. Her görüşmemizde Sayın Öcalan oldukça kararlı, umutlu, heyecanlı ama halkımızın çok merak ettiği bir konu da var; çok sağlıklı, iradeli ama aynı zamanda özgüvenli bir Abdullah Öcalan’la karşı karşıyayız. Kendinden emin, başlattığı süreçten emin, biliyor ki arkadaşları da yoldaşları da halkımız da bu süreci ölümüne sahiplenmiş durumda” şeklinde konuştu.
İMRALI’YA GİDEN 3 YOL ARKADAŞI
2013-2015 sürecini hatırlatan Pervin Buldan, “O süreçte benimle birlikte adaya gelen 3 yol arkadaşım vardı. Şimdi biri toprağın altında, biri cezaevinde, biri sürgünde. Sırrı Süreyya Önder’i rahmetle, minnetle ve şükranla anıyorum. Cezaevindeki sevgili Selahattin Demirtaş’ı minnetle anıyorum. O hala bizim yol arkadaşımız. Sürgünde sevgili İdris Baluken’i sevgiyle saygıyla selamlıyorum. Her bir arkadaşım bu sürece önemli katkıları var. Keşke o süreç kesintiye uğramasaydı. Bir on yıl kaybetmemiş olsaydık. Hiçbir şekilde şiddetin yaşanmaması, kayıpların olmaması en büyük kazanımdı. Ne zaman ki süreç kesintiye uğradı, işte o dönem bir kez daha acılar, kayıplar, ölümler, haksızlıklar, hukuksuzluklar yaşandı. 2013-2015 döneminde hiçbir evin önüne cenazelerin gitmemesi, büyük acıların yaşanmaması en büyük kazanımdı. Şimdi 1 Ekim’de başlayan, bir yılı aşkın süredir devam eden bu süreçte bir kez daha gördük ki, hiçbir annenin ciğeri yanmıyor, çünkü kapılara cenazeler gitmiyor. Ne Türk ne Kürt annesinin evinin önüne cenaze gitmiyor. Bu bizim için en büyük kazanımdır” ifadelerini kullandı.
‘SÜREÇ YAVAŞ İLERLİYOR’
Süreci başlatan en önemli aktörün Abdullah Öcalan olduğunu dile getiren Pervin Buldan, “Bu sürece en büyük katkının Sayın Öcalan’dan olduğunu halkımızın iyi bilmesi gerekiyor” dedi. 1 Ekim 2024’ten bu yana yaşana gelişmeleri hatırlatan Pervin Buldan, “Birçok arkadaşımızın kafasında şu sorular var: ‘Süreç niye yavaş ilerliyor, niye hep adım atan biz oluyoruz, niye karşı taraf adım atmıyor, niye arkadaşlarımız serbest kalmıyor?’ Kafanızdaki sorulara en güzel cevap; biraz sabır, zaman. Elbette ki bütün bunların olacağını, gelişeceğini ve cezaevleri başa olmak üzere soruları giderecek olan gelişmelerin yaşanacağını belirtmek istiyorum” diye belirtti.
Sürecin yavaş ilerlemesine karşın her iki tarafında kararlı olduğunu sözlerine ekleyen Pervin Buldan, “Yaptığımız her görüşmede şunu ifade ediyoruz: Sayın Öcalan’ın çalışma ve yaşam koşulları bir an önce değişmelidir. Çünkü Sayın Öcalan başaktördür. Bu rolünü oynayabilmesi için koşullarının değişmesi lazım. Sesinin toplumla buluşması lazım. Bu müzakereleri yürütebilmesi için kendi istediği çevrelerle görüşebilmesi lazım. Türkiye’ye ya da başka yere entegrasyon meselesinin nasıl çözüleceğine dair hukuki düzenlemelerin hazırlığının olması lazım. Yakın zamanda komisyonun İmralı’ya ziyaretiyle birlikte artık bu yasanın nasıl çıkacağına dair tartışmanın başlayacağı yeni bir döneme gireceğiz. Bu da bizim yeni bir mücadele alanımız olacak. Komisyon yeni bir çalışma sürecine girecek ve yasal düzenleme çalışması yapacak” diye konuştu.
‘SAYIN ÖCALAN’IN HERKESTEN BEKLENTİSİ VAR’
Yasal düzenlemeler çerçevesinde atılması gereken adımların ne olması gerektiğine dair de konuşan Pervin Buldan, konuşmasını şöyle tamamladı: “60 milyon Kürdün geleceği, hakkı, hukuku, dili, kimliği ve kültürü; bütün bunlar elbette önümüzdeki dönemde konuşulacak, tartışılacak önemi bir konular. Kürt halkının varlığı, kimliği, kültürü, diliyle ilgili konuları Sayın Öcalan gündeminden asla düşürmedi, bundan sonra da düşürmez. Halkımız bu konuda müsterih olsun. Kürt halkının her yerde sadece Türkiye’de değil, her yerde istediği tüm haklarını konuşulacağı bir döneme elbette ki gireceğiz. Bu konuda Sayın Öcalan’ın kararlı ve iradeli duruşuna güveniyoruz. Bu süreç başarıya ulaştığı zaman Türkiye halkı kazanacaktır. O yüzden mücadele etmeye devam edeceğiz. Hiçbir şeyi devlet ya da iktidar bize bir tepsi içinde sunmayacaktır. Biz kendi mücadelemiz sonucu yürüttüğümüz çabalar ve direnişler sonucu büyük başarılar elde etmiş halk olarak bundan sonraki süreci de büyük emeklerle, mücadeleyle kazanacağımıza yürekten inanıyorum. Sayın Öcalan’ın herkesten büyük beklentisi var. Sürece sımsıkı sarılmanızı, sürece sahip çıkmanızı, katkı sunmanızı istiyor.”
CHP’NİN İMRALI KARARI
Ardından halk sürece dair değerlendirmelerde bulunarak, katılımcılara sorular yöneltti. Tuncer Bakırhan, CHP’nin İmralı’ya gitmeme yönünde aldığı kararı nasıl değerlendirdiklerine dair soruya, “Türkiye’nin demokrasisini konuştuğumuz bir süreçteyiz. Ama maalesef kimi siyasi partiler, iktidar karşıtlığını çözüm karşıtlığına dönüştürmeye çalışıyorlar. Kürt sorunu çok uzun süreli bir meseledir. Bunu iktidar karşıtlığına dönüştürmemek gerekiyor. CHP Kürt meselesini doğru okumalıdır. Bizim beklentimiz CHP’den budur” şeklinde konuştu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***







































