Nefes yazarı Murat Muratoğlu, Türkiye’de yaşanan konut krizine dair kaleme aldığı yazısında, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan‘ın “Yüzyılın Konut Projesi” adıyla aktardığı, daha önce açıklanan projelerin tekrarı olduğunu belirterek, “Vatandaşın ev alamadığı gerçeğini değiştirmiyor; yangını çıkaran itfaiyeci hikâyesi” dedi.
Muratoğlu, son 20 yılda yaşanan barınma sorununa dikkat çekerek “ev sahibi olma hayalinin lükse dönüştüğünü” savundu. Yazısında şunları söyledi:
“Kimsenin hevesini kırmak istemem ama 2022 yılında açıkladıkları projenin birebir aynısını yine müjde diye duyurdular; “Yüzyılın Konut Projesi!” Ondan üç yıl kadar önce de Berat Albayrak açıklamıştı benzerini…
Bu en yeni vaat, vatandaşın ev alamadığı gerçeğini değiştirmediği gibi bu durumu yaratan sistemin propaganda aracına dönüştü. Proje dedikleri yangını çıkaran itfaiyecinin trajikomik hikayesi…
Daha da vahimi, bu proje henüz enkazı kaldırılmamış bir önceki “mega projenin” mağdurlarına bir fayda sağlamıyor.
Açıklanan Yüzyılın Konut Projesi’nden ne eksik ne fazlaydı! “Cumhuriyet Tarihinin En Büyük Sosyal Konut Projesi” denilmişti…
Sahi hatırlayan var mı o projeyi? 2+1 daire 608 bin lira, taksit 2 bin 280 liraydı…
Bakan Murat Kurum, o dönemde “2 yıl içinde 250 bin konut teslim edeceğiz” demişti. Ancak, 3 yıl geçmiş olmasına rağmen bu vaatlerin büyük kısmı gerçekleşmedi. Önce onlar bir bitirilseydi…
Girin internette şikayet sayfalarına… Binlerce mağdur haykırıyor orada…
İstanbul Tuzla’da 20 bin 920 konut projesi için başvuranlar, kura sonrası Arnavutköy gibi tercih etmedikleri bölgelere yönlendirildiği, Samsun Merkez’de bin 700 konut için hak kazananların 2 yılı aşkın süredir bilgi beklediği, bırakın evleri boş arsaların bile teslim edilmediği…
Peki ne var yeni projede? 81 ilde 500 bin sosyal konut… Ödemesi yüzde 10 peşinatla 240 ay vadede… Gayet iyi görünüyor değil mi?
Evet iyi de neden ihtiyaç duyulduğu sorgulanmalı önce…
Halkın ev alamamasının nedeni konut eksikliği değil, alım gücünün yok edilmesi ve rant odaklı ekonomi politikalar değil mi?
Neden 2002’de halkın yüzde 73.1’i ev sahibiyken, bugün bu oran yüzde 56.2’ye düşmüştür? İnsanlar neden kutu gibi TOKİ konutlarına muhtaç hale gelmiştir?
Devletin görevi 500 bin konutluk devasa şantiyeler işletmek midir, yoksa bir öğretmenin, bir polisin maaşıyla, öngörülebilir bir gelecekte, istikrarlı bir piyasadan ev alabilmesini sağlamak mıdır?”
Yazının tamamı için tıklayın.








































