NECİP F. BAHADIR | YORUM
“Almanlar yenildiği için biz de yenik sayıldık…”
Okul yıllarında ezberlenen bir cümleydi bu. KKTC’de AKP’nin açık destek verdiği Ersin Tatar hezimete uğradı. Yaşadığı basit bir ‘sandık yenilgisi’ değildi. Yüzde 30’ları ancak aşabildi. Rakibi Tufan Erhürman yüzde 62’le sürpriz bir zafer kazandı. Sandık her zaman sürprizlere açıktır. Ama bu kadar fark beklenmiyordu. Ersin Tatar seçimi ikinci tura bile taşıyamadı.
KKTC seçimleri Ada kadar Türkiye’de de yankılandı. İktidar bloku AKP ve MHP büyük şok içinde… Erdoğan seçim öncesi Lefkoşa’ya gönderdiği Mesut Özil’e telefonda, “KKTC seçimlerini mutlaka kazanmalıyız.” demişti. Cübbeli Ahmet, Ersin Tatar’ın başarılı olması için dua etti, cemaatine ‘amin’ dedirtti. Yavuz Bingöl, Tatar’a ‘seçim şarkısı besteledi’, bizzat desteğe gitti. MHP’li isimler de Tatar’ın seçim kampanyasında boy gösterdi.
Ersin Tatar yenildiği için Erdoğan da yenik sayılır mı?
KKTC seçimlerinde Erdoğan’ın tam destes verdiği Ersin Tatar, büyük bir hezimet yaşadı.
Sonuçlara canının sıkıldığını tahmin etmek zor değil. Ersin Tatar’a çok yatırım yapmıştı. Görkemli Cumhurbaşkanlığı Sarayı bile inşa etti. Açılışına katıldı. Ersin Tatar’la omuz omuza poz verdi. AKP’li anketçi İhsan Aktaş, Ersin Tatar’ın ilk turda rahat kazanacağını duyurmuştu. Erdoğan da Aktaş’a inandı. Şüphesi olsa herhalde bir ‘KKTC seferberliği’ başlatırdı.
Karar’dan Elif Çakır yazdı. Dikkat çekici bir durum var. Erdoğan’ın adamları son dönemde girdiği tüm seçimleri kaybetti. Sadece siyaset sahasında değil hemen her alanda Erdoğan’ın destek verdiği değil ‘öteki isim’ kazandı.
Erdoğan, Yargıtay Başkanlığı seçimlerinde Mehmet Akarca’yı destekliyordu. Öyle örtülü bir arka çıkma değildi. Cümlealame duyurdu. Günün sonunda sandıktan Akarca değil, Ömer Kerkez’in ismi çıktı.
Anayasa Mahkemesi Başkanlığı için Erdoğan’ın işaret ettiği isim İstanbul’da adaletin canına okuyan İrfan Fidan’dı. Fidan, 15 Temmuz yargısının önemli aktörlerinden biriydi. Erdoğan tüm gelenekleri alt üst ederek jet hızıyla Fidan’ı Yargıtay’a üye yaptı, oradan da Anayasa Mahkemesi’ne… Başkan olmasını istedi ama sonuç hezimet oldu. İrfan Fidan, 3 oy ancak alabildi.
Anayasa Mahkemesi üyeleri ilginç şekilde Erdoğan’a ‘hayır’ diyebildi. Aynı direnci ve duruşu adalet söz konusu olduğunda da görmeyi isterdik ama maalesef göremedik. AYM de sürecin aparatlarından biri oldu.
Erdoğan’ın TFF seçimlerinde desteklediği isim Mehmet Büyükekşi’ydi… O da kaybetti…
Futbol Federasyonu seçimlerini hatırlar mısınız?
Erdoğan, Mehmet Büyükekşi’nin devam etmesini istedi. Büyükekşi AKP’ye yakın isimdi. Sadece spor camiası değil kamuoyu da bu gerçeğin farkındaydı. Erdoğan da Büyükekşi de sonuçtan emindi. Sürpriz beklenmiyordu. Federasyon üzerinde ‘siyasetin’ ağırlığı vardı. Kulüpler iktidara meydan okuyamazdı. Sonuç büyük sürpriz oldu. Erdoğan’ın adayı Mehmet Büyükekşi kaybetti. Hiç şans verilmeyen ‘öteki isim’ İbrahim Hacıosmanoğlu kazandı. Futbol camiası Erdoğan’a ‘hayır’ diyebildi, Büyükekşi’yi sandığa gömdü.
Benzer tablo Fenerbahçe Başkanlığı’nda yaşandı. Bu kez Erdoğan rengini pek belli etmedi. En azından kamuoyuna yansımadı. Fakat ortağı MHP açıkça Ali Koç’a destek verdi. Parti destek açıklaması yaptı. Bu belki de ilk oluyordu. Bir siyasi parti kulüp seçimlerinde müdahildi. Ali Koç da öteden beri ‘MHP sempatizanı’ olduğunu duyurdu. Güçlü bir isimdi. Ülkenin en zenginlerinden biriydi. Seçimde büyük şok yaşadı. ‘Öteki aday’ Sadettin Saran küçük farkla da olsa kazanmasını bildi. MHP’li Ali Koç evine döndü.
Devlet Bahçeli, Ali Koç’a açık destek vermişti; Koç kaybetti…
Erdoğan’ın açık destek verdiği isimlerin kaybetmesinin bir ‘siyasi anlamı’ var elbette. AKP politikalarına itirazın diğer adı bu. Ve kader Erdoğan’ı ‘büyük kayba’ hazırlıyor sanki… Her iktidarın bir sonu var. Erdoğan’ın veda edeceği günler yaklaştı. O dirense bile günün sonunda siyaset ve koltuk ona veda edecek. O yolun taşları döşeniyor sanki. KKTC son işaretlerden biri oldu. KKTC seçmeni Erdoğan’a ‘hayır’ diyebildi. Ve oyunu CHP’yle yakın ilişkisi olan Tufan Erhürman’dan yana kullandı.
AKP veya Erdoğan’ın gölgesinde ‘ot yeşermediğinin’ kanıtı KKTC…
Erdoğan değdiği, dokunduğu her yeri kuruttu. Çöle dönüştürdü. Erdoğan karşıtı bir ‘dip dalga’ var. Yargıdan, futbol camiasına kadar… Ve de toplumun her kesiminde gözlenen ve büyüyen bir dalga bu. Dipten yüzeye doğru çıkmaya başladı. KKTC seçimlerinin bize söylediği bu. AKP’li Orhan Miroğlu, “KKTC’den ders alınmazsa benzer tablo Türkiye’de de tekrarlanır.” yazdı. Erdoğan ise pek renk vermedi, Tufan Erhürman’ı tebrikle yetindi.
Fakat Devlet Bahçeli çok öfkeliydi. Ali Koç hezimeti karşısında ‘sessiz kalan’ Bahçeli, KKTC seçimlerinde kendini tutamadı. Sonuçlar belli olur olmaz katılımın düşük olmasını gerekçe göstererek, “Kıbrıs Türklüğünün kaderi bu katılımla temsil edilemeyecek durumdadır. KKTC Meclis’i acilen toplanmalı seçim sonuçları ve federasyona dönüşün kabul edilmeyeceğini ilan etmeli ve Türkiye’ye katılma kararı almalıdır.” dedi.
Çok sert… Fakat antidemokratik bir zihniyetin de dışa vurumu. Katılımın azlığının seçim sonuçlarını tanımama gerekçesi yapıldığı nerede görülmüş!
“Erdoğan seçimle gider mi?” tartışmalarınını olduğu bir süreçte Bahçeli’nin açıklaması zihinleri bulandırdı. İstanbul tecrübesi var. AKP Ekrem İmamoğlu’nun kazandığı ilk seçimi kabullenemedi. Saçma sapan gerekçelerle seçimi tekrarlattı. Seçmenin cevabı çok ağır oldu. 13 bin fark 800 bine çıktı.
Erdoğan kaybederse bırakır mı? İçeride ve dışarıda ciddi ciddi sorulmakta. Bahçeli’nin çıkışı akılları olası Türkiye senaryolarını getirdi.
Eski ANAP Genel Başkanı Nesrin Nas, Bahçeli’ye tepki gösterirken, “Bu açıklama çok vahim… Burada da seçimi kaybettiklerinde ne yapacaklarını Kıbrıs seçimleriyle öğrenmiş olduk! Kaybettikleri seçimleri tanımam gibi bir huy geliştirdiler. Millet iradesi derken sadece kendilerini seçenleri kastediyorlar.” ifadelerini kullandı.
Bahçeli neden böyle bir açıklama yaptı? Sonuçları hazmedemediği için mi? Tek neden bu mu? Yoksa KKTC üzerinden Türkiye’ye bir mesaj diye okunamaz mı?
Erdoğan’ın koltuğuna yeni bir çorap örme teşebbüsü olamaz mı? Bana basit ve masum bir açıklama gibi gelmiyor. Bu ayrıca tartışılmalı…
Sonuçta Erdoğan yine kaybetti. Çok alamet belirdi. Büyük son yaklaşıyor…
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***