AMED – Tahliye edildikten 7 ay sonra yaşamını yitiren 30 yıllık hasta tutsak Mustafa Karatepe’nin ağabeyi Mehmet Karatepe, “Onları öldürüp öyle bırakıyorlar. Ayakta durabileni bırakmıyorlar” dedi.
Sincan 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nden 6 Ocak’ta tahliye edilen 30 yıllık tutsak Mustafa Karatepe (67) 30 Ağustos’ta yaşamını yitirdi. İzmir’de 14 Ocak 1995’te gözaltına alınarak tutuklanan ve Devlet Güvenlik Mahkemesi (DGM) tarafından müebbet hapis cezası verildi. Karatepe sırasıyla İzmir, Yozgat, Dilok, Çewlîg, Çankırı, Yozgat ve Kırşehir cezaevlerinde tutuldu. Karatepe, 6 Ocak’ta Ankara Sincan 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nden tahliye edildi. Babasını 1 yaşındayken kaybeden Karatepe, cezaevindeyken 5 çocuğundan birini kaybetti.
Kardeşinin mücadelesini ve ölümünü anlatan ağabeyi Mehmet Karatepe (72) Amed’den İzmir’e göç eden kardeşinin burada mücadele yer aldığını söyledi. Kardeşinin evlendikten sonra İzmir’e taşındığını, orada taşındıktan 10-12 yıl sonra tutuklandığını belirten Karatepe, “Gençliğinden beri parti içindeydi. Halkına özgür bir gelecek kurmanın mücadelesini verdiğini söylüyordu. Şêx Âlîka da büyüdük. Şimdi Amed merkeze bağlı” dedi.
TAHLİYEDEN SONRA KANSER TEŞHİSİ
Kardeşinin cezaevi görüşüne gittiğinde cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinden bahsettiğini kaydeden Karatepe, cezaevlerinin ölüm evi olduğunu söyledi. Cezaevlerinin tutsaklara yaklaşımının düşman hukuku çerçevesinde olduğunu dile getiren Karatepe, “İki yıl önce hastanede bu hastalığa yakalanmış, kanser olduğunu söylemediler. Dediler ki ‘midesi ağrıyor’ Ondan sonra artık yemeden içmeden, elden ayaktan düşünce iki yıllı da dolmuştu, onu tahliye ettiler. Tahliye edildikten sonra da onu doktor doktor gezdirdik, dediler ki ‘Kanserdir’. Zamanında teşhis konulsaydı ve gereken müdahalede bulunsalardı, şimdi yaşıyor olurdu. Bu yapılan zulümdür” ifadelerini kullandı.
HASTA TUTUKLULAR TAHLİYE EDİLSİN
Kardeşinin cezaevinden çıktıktan sonra durumun ağır olduğunu kaydeden Karatepe, “İlaçlardan hiçbir fayda görmedi. 5 ay boyunca yürüyebiliyordu, onu öyle hastaneye götürüyorduk, bu son iki ay ise hastane de yatırıldı, yaşamını yitirdi. Bildiğimiz şey ölmeyene kadar onları bırakmıyorlar. Onları öldürüp öyle bırakıyorlar. Ayakta durabileni bırakmıyorlar. Cezaevindekileri bırakmalarını istiyoruz. Kimse zindanda kalmasın. Uzun bir ömürdür 30-33-34 yıl cezaevinde olup hasta olanlar var, duyuyoruz. Hepsinin elden ayaktan düşmeden bırakılmasını ve gerekli tedavi olmasını, Mustafa gibi yaşamlarını yitirmesinler istiyoruz. Yani bu çok önemli bir konu, birinin hasta olup yürüyememesi, bu kişi ne yapabilir, bir şey yapabilir mi?” diye konuştu.
‘EŞİ VE ÇOCUKLARINA HASRET GİTTİ’
Kardeşinin eşi ve çocuklarına hasret bir şekilde yaşamını yitirdiğini dile getiren Karatepe, “Kardeşimin 5 kız çocuğu oldu. Çok büyük bir hasretle beklediler. Babalarını görmediler. Büyük kızı 41 yaşında, babası tutuklandığında 11 yaşındaydı. Babasını görmemiş, yılda bir kere 1 saatlik görüşe gidiyordu, babasına hasretti. Bir kızı Mustafa cezaevindeyken yaşamını yitirdi. Mustafa hastanedeyken dört kızı sabah akşam babalarının etrafında dönüp duruyorlardı. Ondan ayrılmıyorlardı, onun ağabeyiyim kendim bile onu görmeye hasrettim. Dünyaya bakıp dağda bayırda gezmek istiyordu. Yani hasretti buydu, onun dünya malıyla işiyle alakası yoktu. Güneşi görmek istiyordu. Küçükken gezip tozduğu yerlere gitmek istiyordu” şeklinde konuştu.
SON İSTEĞİ
Kardeşinin çok büyük direndiğini söyleyen Karatepe, “Bizden hiçbir şey istemiyordu. Yalnız vasiyetinde köye defnedilmek istiyordu. ‘Öldüğümde beni köye götürün ve Aram Tîgran’ın ‘Te ez kal kirim’ şarkısını çalın. Benim için de kimse ağlamasın’ dedi. Onu ve mücadelesini hiçbir zaman unutmayacağız, unutturmayacağız” diye belirtti.
MA / Fethi Balaman
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***