Bu ifade Rusya’da olumlu karşılandı. Kremlin yanlısı medya organları ve milliyetçi yorumcular, bunu Rusya’nın yeniden saygın ülkeler kulübüne kabul edilmesi olarak yorumlayarak sevinç gösterilerinde bulundu.
Alaska’da ABD Başkanı Donald Trump ile gerçekleştirdiği görüşme sonrasında Rus lider Vladimir Putin, en büyük kaygısının üç buçuk yıldır süren kan dökülmesini sona erdirmek olmadığını açıkça ortaya koydu. Putin bunun yerine Rusya’nın kaybolan ihtişamından bahsetti.
Putin, Alaska zirvesi sonrası yaptığı açıklamalarda “Avrupa’da ve dünyada güvenlik alanında adil bir dengenin yeniden tesis edilmesi gerektiğini” belirtti. Rus liderin bu ifadesi, Ukrayna’daki “krizin kök nedenlerini” ortadan kaldıracağını söylediği yaklaşımının parçasıydı.
Kremlin’in şifreli diliyle bu, 1991’de Sovyetler Birliği’nin çöküşüyle Soğuk Savaş’ın kaybedilmesi ve Moskova’nın Doğu Avrupa üzerindeki hegemonyasının sona ermesi anlamına geliyor.
“Aynı köklere sahip” söylemi
Putin doğrudan savaştan söz etmedi, yalnızca “olanların” durdurulmasına “içtenlikle ilgi duyduğunu” ifade etti. Rus lider, Ruslar ve Ukraynalıların “aynı köklere sahip” olduğunu ve yaşananların “kendileri için bir trajedi ve büyük bir acı” olduğunu savundu.
Rusya’yı başlattığı savaşın mağduru gibi göstermek, Putin’in 2022’de işgali duyurduğundan bu yana Kremlin propagandasının temel taşı haline geldi.
NATO genişlemesi ve eski düşmanla
1991’e kadar Sovyetler Birliği’nin parçası olan ve artık NATO üyesi olan eski Litvanya Savunma Bakanı Laurynas Kasciunas, “Putin ve Rusya Soğuk Savaş’ı kaybettiğini asla kabul edemezler” değerlendirmesinde bulundu.
Bugün NATO’da ayrıca Polonya, Çek Cumhuriyeti, Romanya ve Moskova’nın artık feshedilmiş askeri ittifakı Varşova Paktı’nın diğer eski üyeleri de yer alıyor.
Kasciunas, Putin’in “Ukrayna’daki savaş” demekten kaçınıp sürekli “Ukrayna çevresindeki durum” ifadesini kullanarak, her şeyi Batı’nın Rusya’ya karşı bir komplosu olarak gösterdiğini ve Ukrayna’yı ise yalnızca bir piyon ve araç olarak sunduğunu ekledi.
Lavrov’dan SSCB mesajı
Rusya’nın Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Alaska’daki oteline üzerinde “SSCB” (Kiril alfabesiyle SSCB) yazılı bir sweatshirt giyerek geldi ve Kremlin’in niyetini açıkça gösterdi.
Putin ve Trump’ın cuma günü görüşmesinden hemen önce, Polonya’nın Vistula Nehri kıyısında tanklar ve çoğu Amerikan yapımı olan diğer askeri araçlarla bir geçit töreni düzenlendi ve Moskova’ya eski düzenin bittiği hatırlatıldı. 1920’de Kızıl Ordu’ya karşı kazanılan zaferi kutlayan bu askeri güç gösterisi, aynı zamanda Polonya’nın artık Avrupa Birliği’nin en büyük ordusuna sahip olduğunu sergiledi.
Trump’tan Putin’e “Dünyada 2 numara” statüsü
Trump zirve sonrası Fox News’ten Sean Hannity’ye verdiği röportajda, Putin’in Soğuk Savaş sonrası Rusya’nın küçülen konumundan doğan ‘yarasına’ merhem olmaya çalışır gibiydi. Çin’i ve Avrupa Birliği’ni yok sayarak “Biz 1 numarayız, onlar ise dünyada 2 numara” dedi.
Bu ifade Rusya’da olumlu karşılandı. Kremlin yanlısı medya organları ve milliyetçi yorumcular, bunu Rusya’nın yeniden saygın ülkeler kulübüne kabul edilmesi olarak yorumlayarak sevinç gösterilerinde bulundu.
Rus milliyetçilerden övgü
2022’de Ukrayna’da topyekûn savaş başladıktan sonra Rusya’nın Batı ile yalnızca “dürbün ve nişangâh” aracılığıyla ilişki kurması gerektiğini söyleyen milliyetçi senatör Andrei Klishas, zirvenin “Rusya’nın barış, uzun vadeli ve adil olma isteğini doğruladığını” ve özel askeri operasyonu “askeri ya da diplomatik yollardan” sürdürmekte özgür bıraktığını belirtti.
Rusya’nın cephede üstün olduğunu ve “giderek daha fazla toprak kurtardığını” iddia eden Klishas şöyle ekledi: “Avrupa ve uluslararası güvenliğin yeni bir mimarisi gündemde ve herkes bunu kabul etmek zorunda.”
Soğuk Savaş yenilgisini tersine çevirme çabası
Bu yeni mimarinin tam olarak nasıl görüneceği belirsiz, ancak ana dayanağı Rusya’nın yeniden Soğuk Savaş’taki konumuna dönmesi.
2022’de Ukrayna’ya saldırmadan kısa bir süre önce Rusya, NATO ve ABD’ye taslak anlaşmalar sunarak NATO’nun Doğu Avrupa’dan çekilmesini ve Ukrayna’nın asla ittifaka katılmamasını talep etmişti. Bu talepler, Rusya’nın Soğuk Savaş yenilgisini tersine çevirecek nitelikteydi ve hızla reddedildi.
Putin, 2022’de işgali duyurduğu televizyon konuşmasında Ukrayna’dan çok Batı’nın zorbalıkları ve Rusya’nın meşru çıkarlarına yönelik ‘saygısızlıkları’na odaklanmıştı.
“Son 30 yıldır önde gelen NATO ülkeleriyle Avrupa’da eşit ve bölünmez güvenlik ilkeleri konusunda anlaşmaya çalışıyoruz” diyen Putin şöyle devam etmişti: “Önerilerimize yanıt olarak sürekli aldatma ve yalan ya da baskı ve şantaj girişimleriyle karşılaştık, Kuzey Atlantik ittifakı ise itirazlarımıza ve endişelerimize rağmen genişlemeye devam etti.”
Transatlantik ilişkiyi zayıflatma hedefi
Putin’in Soğuk Savaş sonrası düzeni yeniden şekillendirme çabasının merkezinde, II. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan ve 1991’den sonra eski komünist ülkelerin katılımıyla genişleyen transatlantik ilişkiyi zayıflatma veya yok etme isteği yer aldı.
Bu noktada Ukrayna işgali ters tepti; Rusya sınırları yakınında NATO’nun varlığı arttı. 2023’te Finlandiya, Rusya ile 1000 kilometrelik sınırına rağmen on yıllardır sürdürdüğü askeri tarafsızlığı bırakıp NATO’ya katıldı. İsveç de ittifaka dahil oldu.
NATO’da huzursuzluk
Trump, Alaska’da aylarca Ukrayna’ya desteği konusunda gidip geldikten sonra, acil bir ateşkesten ziyade Putin’in geniş kapsamlı bir barış anlaşması arayışını benimsiyor gibi görünerek ittifakta huzursuzluk yarattı.
Alaska zirvesinde yaşananlar Avrupa’da tepkiyle karşılandı. Avrupalı liderler, Trump’ın Putin ile konuştuktan sonra defalarca Ukrayna konusundaki pozisyonlarını değiştirdiğini gördü.
Trump, savaşın sona erip ermemesinin ABD’ye değil Ukrayna ve Avrupa’ya bağlı olduğunu söyledi ve ekledi: “Artık bu gerçekten Başkan Zelenskiy’ye kalmış bir iş. Ayrıca Avrupa ülkelerinin de biraz daha sürece dahil olması gerekiyor.”
Medvedev: İki büyük güç arasındaki müzakere
Eski Rusya Başkanı Dmitry Medvedev ise zirveyi, Rusya ile ABD arasında “en üst düzeyde tam teşekküllü bir görüşme mekanizmasının yeniden tesis edilmesi” ve Rusya’nın askeri kampanyasını sürdürürken aynı anda “iki büyük güç arasında müzakerelerin mümkün olduğunu” göstermesi nedeniyle kutladı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***