ABD Dışişleri Bakanlığı, 2024 Türkiye İnsan Hakları Raporu’nu yayımladı. Rapor, ülkede özgürlüklerin sistematik olarak kısıtlandığını, cezasızlığın yaygınlaştığını ve dijital alanda baskının arttığını ortaya koyuyor.
Medya üzerindeki kontrol en çarpıcı bulgulardan biri. Gazeteciler, “Cumhurbaşkanına hakaret” veya “yanıltıcı bilgi yayma” gibi muğlak suçlamalarla yargılanıyor; fiziksel saldırılar ve gözaltılarla karşılaşıyor. Hükümet, dijital alanı da yakından takip ediyor; 953 binden fazla alan adı, 260 bin URL ve 67 bin X paylaşımı engellendi. VPN ve bulut servisleri sıkça kısıtlanıyor, eleştirel içerik barındıran siteler kısa sürede kapatılabiliyor.
Raporda, Gülen hareketiyle bağlantılı olduğu iddia edilen kız çocuklarının, şiddete maruz kaldığı ve uydurma suçlamalarla yargılandığına yer veriliyor. BM özel raportörleri, bu vakaları siyasi yargılamaların çarpıcı bir örneği olarak değerlendiriyor. Avukatlar da soruşturma ve tehditlerle baskı altında.
Türkiye’de baskı ülke sınırlarını da aşıyor. Rapora göre, yurt dışında bulunan muhalifler hedefte. Zorla kaybetme, iade talepleri ve pasaport iptalleri sıkça yaşanıyor. INTERPOL sistemleri ve uluslararası işbirlikleri, muhalifleri yurtdışında sıkıştırmak için kullanılıyor.
Raporda ayrıca sendikal hakların kısıtlanması, grev yapan işçilerin işten çıkarılması, tehlikeli çalışma koşulları ve çocuk işçiliği konularında detaylar paylaşılıyor. 2024’ün ilk yarısında 878 işçi yaşamını yitirdiği, 66 çocuk işçi çalışırken can verdiği aktarılıyor. Mülteciler ise kötü muamele ve zorla geri gönderilme ile karşılaşıyor.
Raporda, geniş güvenlik yasaları, siyasallaşmış kolluk kuvvetleri ve dijital denetim mekanizmalarının, gazetecileri, aktivistleri ve muhalifleri hem içeride hem de yurt dışında savunmasız bıraktığı vurgulanıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın hazırladığı ”Ülkeler Bazında İnsan Hakları Raporu”, 1977’den bu yana ülkelerin insan hakları durumunu değerlendiriyor ve küresel ölçekte hesap verebilirliği teşvik ediyor.
Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***