Kamuda çalışan 4 milyon memur ile 2 milyon dolayındaki memur emeklisini kapsayacak 2026-2027 yılları 8. Dönem Toplu Sözleşme müzakerelerinde yasayla belirlenen takvim hızla ilerlerken, memur sendikalarının taleplerine karşı, işveren konumundaki iktidar tarafından henüz bir teklif sunulmadı.
4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu uyarında ‘ağustos ayının ilk iş günü’ olarak belirlenen pazarlık takviminin başlangıcı 1 Ağustos’a denk gelmesine karşılık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın yurt dışı ziyaret programı gerekçesiyle süreç öne çekilerek 28 Temmuz’da başlatıldı. Çalışma hayatı ve iş hukuku uzmanları yasaya aykırı olan bu öne çekme işleminin, toplu sözleşme süreci açısından ‘hukuki sakatlık’ doğurduğunu, toplu sözleşmenin geçersizliği tartışmalarına yol açabileceğini öne sürüyor.
Yasa, kamu çalışanları ve memur emeklileriyle ilgili toplu sözleşme sürecinin ‘ağustos ayının ilk iş günü başlamasını, uzlaşmazlık ve Yüksek Hakem Kurulu süreci de dahil olmak üzere ağustos ayının son iş günü tamamlanmasını’ hüküm altına alıyor. Dolayısıyla ücret ve sosyal haklara ilişkin memur sendikalarının talepleriyle, işveren konumundaki iktidarın karşı teklifleriyle ilgili pazarlıkların 12-22 Ağustos arasında tamamlanması, uzlaşmazlık durumunda sürecin son haftada Yüksek Hakem Kurulu tarafından karara bağlanarak sonlandırılması gerekiyor.
Ay sonunda süre doluyor, iktidardan 11 gündür zam teklifi yok
Memur sendikaları konfederasyonları Kamu-Sen, KESK, Birleşik Kamu-Sen, Memur-Sen taleplerini içeren sözleşme taslaklarını 26 Temmuz’dan itibaren peyderpey açıkladılar. En çok üyeye sahip olması gerekçesiyle masada memur ve memur emeklileri adına pazarlıkları yürüten Memur-Sen ise zam ve sosyal haklardaki artış taleplerini öne çekilen takvim çerçevesinde 28 Temmuz’da Bakan Işıkhan ile Hazine ve Maliye Bakanlığı yönetimlerine iletti. Buna karşılık aradan geçen 11 günlük sürede iktidar tarafından bu taleplere yönelik bir karşı teklif sunulmadı.
Memur-Sen Başkanı Ali Yalçın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlıklarına yönelik olarak son yaptığı çağrılarda ‘takvimin sıkışık olduğunu, sürenin daraldığını, iş kolları itibarıyla pazarlıkların bir türlü başlayamadığını’ dile getirerek pazarlık sürecinin başlaması için iktidarın bir an evvel teklifini açıklamasını istedi. Bu talebe henüz kamu işvereni iki bakanlık tarafından bir yanıt verilmiş değil.
Memur-Sen Başkanı, iktidarın masaya Orta Vadeli Program (OVP) ya da Merkez Bankası enflasyon hedefi gibi gerekçelerle gelmesini kabul etmeyeceklerini, bugüne kadar bu enflasyon hedeflerin hiçbirisinin tutmadığını dile getirerek ‘gerçekleşen enflasyon, memur ve emeklilerin alım gücündeki gerçek kayıplar ve piyasanın gerçekleri’ doğrultusunda zam taleplerinden vazgeçmeyeceklerini ilan etti.
“600 bin kamu işçisinin zam pazarlığındaki senaryo memur ve emekliler için de devrede”
Siyaset ve ekonomi kulislerinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı bürokratlarınca yürütülen hazırlıklarda 2026-2027 dönemi toplu sözleşmesi için masaya getirilecek zam teklifinin yüzde 10-12 arasında olacağı ve bu oranların aşılması durumunda enflasyon farkı ilavesinin önerileceği öne sürülüyor. Memurların taban aylığa seyyanen zam ve refah payı taleplerinin ise iktidarın gündeminde olmadığı, Bakan Şimşek’in bu taleplere karşı çıktığı dile getiriliyor.
Toplu sözleşme pazarlıklarında diğer üç konfederasyonun devre dışı kaldığı süreçte, 6 milyon memur ve emekliyi masada temsil eden Memur-Sen 28 Temmuz’da ilettiği taleplerde; taban aylığa 2026 yılında 10 bin, 2027 yılında 7500 TL seyyanen artış yapılmasını, yüzde 10 refah payı ile 2026’nın ilk 6 ayı için yüzde 25 oransal zam verilmesini talep etmişti. Memur-Sen 2027 yılında ise taban aylık artışı dışında ilk 6 ay için 20, ikinci 6 ay için yüzde 15 zam istedi. Bu taleplerle istenen kümülatif zam oranı 2026 yılında yüzde 88, 2027 yılında yüzde 47 oldu.
600 bin kamu işçisi adına Türk-İş ve Hak-İş tarafından önerilen çerçeve protokolde de 2025 yılı için ilk 6 ayda yüzde 50 zam, yüzde 10 refah payı, enflasyon farkı, günlük brüt ücret artışlarıyla ikinci 6 ayda yüzde 25 zam ve diğer talepler sonrası istenen kümülatif artış yüzde 80’i aşmasına karşılık toplu iş sözleşmeleri iktidar adına kamu işveren sendikası TÜHİS’in yüzde 24 zam oranı üzerinden imzalandı. İktidar şubat ayında işçi sendikaları tarafından iletilen taleplere 7 ay boyunca yanıt vermedi. Sonrasında ilk teklifini yüzde 16-yüzde 8 zam olarak açıklayan iktidar sendikası adeta ‘gıdım gıdım’ artışlarla 1 Ağustos’tan itibaren grev aşamasına giren pazarlıklarda işçi sendikalarını başlangıçtaki taleplerinin dörtte birine razı etti. Alınan grev kararları ise Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ‘milli güvenlik’ gerekçesiyle 60 gün ertelendi ve işçilerin tüm pazarlık kozları ellerinden alındı.
“Memur ve emeklilerin kaderi YHK’ya mı teslim edilecek?”
Şimdi benzer senaryonun 6 milyon memur ve memur emeklisi içinde sahneye konulacağı anlaşılıyor. Yasanın belirlediği bir aya sıkıştırılan takvimde karşı teklif getirmeyerek süreyi daraltan iktidarın işveren olarak sınırlı süreyi sonuna kadar kullanacağı, öngörülen geleceğe dönük resmi enflasyon hedefleri doğrultusunda yüzde 10-12 zam önerisiyle kapıyı açtıktan sonra süreci tıkayarak Yüksek Hakem Kurulu (YHK) aşamasına taşımayı planladığı görülüyor. 7. Dönem Toplu Sözleşme müzakerelerinde süreç YHK noktasına getirilerek sürenin biteceği son günde memurlar iki yıl boyunca düşük zam oranlarına mecbur edildi. İktidar 14 Mayıs 2023’teki Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçim kampanyasında memur ve emeklilere 8 bin lira seyyanen zam vaat ederek memur ve emeklilerin zam beklentilerini oya tahvil etme yoluna giderken, emekliler için verilen seyyanen zam sözü ise tutulmadı. Şimdi de işçilere uygulanan ‘son güne kadar beklet, düşük zamma mecbur et’ senaryosu milyonlarca memur ve emekli için sahneleniyor. OVP’de yüzde 17,5 olan 2025 yılsonu enflasyon hedefi için şimdi yüzde 30’lu oranlar dile getirilirken, Merkez Bankası ise 2026 yılı için yüzde 12, 2027 için yüzde 8 enflasyon öngörüyor. Memur ve memur emeklilerine 2026-2027 dönemi için yapılacak zam teklifinde de bu hedefler doğrultusunda hareket edileceği anlaşılıyor.
KAYNAK: ANKA – ZÜLFİKAR DOĞAN
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***