Boğaziçi Üniversitesi akademisyeni ve senato üyesi Prof. Dr. Ünal Zenginobuz, son olarak 24 Temmuz’da düzenlenen senato toplantısına alınmadı. 28 Şubat’ta alınmadığı toplantıda alınan 23 karar hakkında yürütmeyi durdurma kararı alan Zenginobuz, 24 Temmuz’daki bu toplantıda da yine kendisi toplantıya alınmadan bu 23 kararın tekrar geçirilmesinin yanı sıra 38 karar daha alındığını söyledi. Zenginobuz, kararlar hakkında “Bu defa da toplamda 61 tane maddeyi hukuksuz bir şekilde toplantıdan geçirmiş oldular. Şimdi tekrar dava açacağız, mahkeme yine iptal edecek” diye konuştu. Üniversitenin tutumu hakkında konuşan Zenginobuz, “Benim orada tek başıma bir sonuç etkilemem mümkün değil. Naci İnci’ye söylemek gerekiyor, suç duyurusunda bulunacağız ve açıkça mahkeme kararını tanımamaktan hapse girmesi söz konusu olabilecektir” ifadelerini kullandı. Rektör adayı olduğunu da ekleyen Zenginobuz, “Cumhurbaşkanının rektör ataması esastan Anayasa’ya aykırı. Çünkü Anayasa’da üniversite özerkliği açıkça ayrı bir maddeyle belirtilmiş. Rektörlüğe aday olarak bir tür şimdiye kadar bu şekilde yapılan atamaları kabul etmediğimizi ifade etmek istiyorum aslında” dedi.
Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ünal Zenginobuz, 28 Şubat 2025 tarihinde yapılan 2025/1 no’lu toplantıya üniversite senatosu üyesi olmasına rağmen alınmaması üzerine, hukuksuz hâle gelen toplantının iptali için dava açmış; istinaf mahkemesi de kendisini haklı bularak toplantıda alınan kararların ve yapılan işlemlerin yürütmesinin durdurulmasına kesin olarak karar vermişti. Bu mahkeme kararıyla birlikte Zenginobuz’un oylamasında yer almasına izin verilmeyen 28 Şubat 2025 tarihli senato toplantısında alınan 23 kararın yürütmesi durdurulmuştu. Bu mahkeme kararını tanımayan Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü, Zenginobuz’u önce bu konuda hiçbir yetkisi olmamasına rağmen hukuk dışı bir şekilde 16 Temmuz 2025 tarihinde “yükseköğretim kurumu yöneticiliğinden” üç aylığına uzaklaştırdığını belirten bir yazı göndermiş, ardından da 24 Temmuz’da düzenlenen toplantıya güvenlik görevlileriyle engelleyerek almamıştı. Zenginobuz, kendisinin alınmadığı bir önceki toplantıda yapılandan hiçbir farkı olmayan bir şekilde hukuksuz olarak alınmadığı bu ikinci toplantıda alınan toplam 61 kararının da açacakları dava sonucu aynı şekilde boşa düşeceğini ifade etti.
Toplantıya girmemesi için binanın önüne güvenlik görevlisi ve polisin görevlendirildiğini söyleyen Zenginobuz, şöyle konuştu:
“15 tane sivil polis ve 2 tane güvenlik görevlisi toplantıya girmeme engel oldu”
“15 tane sivil polis getirilmiş oraya. Kendi ifadelerine göre, rektörlüğün talebi ve sadece orada olanları gözlemek üzere! Senato toplantısının yapıldığı binanın giriş kapısının önüne de iki tane de üniversite güvenlik görevlisi konulmuş. Bir tanesi resmi kadrolu bir çalışan, diğeri de talep etmemize rağmen kimliğini açıklamaktan imtina eden taşeron güvenlik şirketinden bir görevli. Yan tarafta duran 15 kadar sivil polis kampüste uzun bir süredir bulunan, sürekli öğrencileri, öğretim üyelerinin yaptıklarını takip eden bildiğimiz devletin polisi.
Polislere ‘Siz ne arıyorsunuz burada? Bakın beni güç kullanarak içeri sokmuyorlar, yardım edin içeri gireyim. Siz benim de polisimsiniz’ dedim.
İşte hocam şöyle böyle dediler, lafı dolandırdılar. Bana yardımcı olmadılar.”
“Açıkça mahkeme kararını tanımamak hapisle yargılanılacak bir suç”
Naci İnci’nin üniversiteyi “Küçük bir Türkiye” gibi yönettiğini söyleyen Zenginobuz, şu ifadeleri kullandı:
“Benim orada tek başıma bir sonuç etkilemem mümkün değil. Naci İnci’ye söylemek gerekiyor, suç duyurusunda bulunacağız ve açıkça mahkeme kararını tanımamaktan hapisle yargılanması gerekecektir”
“Rektör adayı olarak yapılan tamamen keyfi rektör atamalarını kabul etmediğimizi söylüyoruz”
Rektörlüğe aday olduğunu söyleyen Zenginobuz, aday olarak Boğaziçi Üniversitesine son 4 yıldır yapılanları kabul etmediklerini ve vazgeçmeyerek mücadelelerini devam ettirdiklerini göstermek istediğini şu ifadelerle açıkladı:
“YÖK üzerinden adaylık başvurularını topladılar. Ben de aday olup olmamak için çok düşündüm. 2021’de Boğaziçi öğretim üyeleri tarafından ön onay almış 17 aday arasında yer almış ve başvurmuştum. Hiçbirimiz mülakata bile çağrılmamıştık. Atanacağım yok ama itirazımızı kayda geçirmek bakımından başvurmak istedim. Zannediyorum başka arkadaşlar da başvurdu benim gibi.
Zamanı gelirse bu kadar öğretim üyesi içinden niye bunu atadınız diye sorabilmenin zemini olacak.
Cumhurbaşkanının rektör atama biçimi tamamen anayasaya aykırı. Çünkü Anayasa’da üniversite özerkliğini açıkça zikreden bir 130. Madde var. Üniversitelere rektör atama biçimi Anayasanın amir olan bir hükmüne aykırı bir yöntemle yapılamaz. Üniversite özerkliğini yok sayan bir atama biçimiyle yapılan atamaları kabul etmediğimizi belirtmenin dolaylı bir yolu diye düşünüyorum aday olmak”