Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS), Türkiye’de artan çocuk işçiliğine dikkat çekerek bu durumun beraberinde getirdiği toplumsal, sosyal ve ekonomik problemlerin altını çizdi.
TÜGİS, çocuk işçiliğinin önlenmesine karşı “Küçük Eller İçin Büyük Gelecekler: Çocuk İşçiliğine Hayır” ismiyle yeni bir proje geliştirdiklerini belirtirken, bu proje ile çocuk işçiliği adına bir toplumsal farkındalık kazanılmasının hedeflendiği dile getirildi.
Bir yıl boyunca eğitimler ve bilgilendirme programları düzenlenecek
Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu’nun desteğiyle ve Birleşmiş Milletler Kuruluşu Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından sağlanan hibe desteğiyle devreye alınan proje doğrultusunda, 1 yıl boyunca sektörün tüm paydaşlarına çeşitli eğitimler ve bilgilendirme programları düzenleneceği belirtildi.
Tarım, sanayi ve hizmet sektörleri başı çekiyor
Projeye ilişkin değerlendirmelerde bulunan TÜGİS Yönetim Kurulu Başkanı Kaan Sidar, Türkiye’de çocuk işçiliğinin hem ekonomik, hem de sosyal açıdan önemli bir sorun olmaya devam ettiğinin altını çizdi. Çocuk işçiliğini 18 yaş altındaki bireylerin fiziksel, zihinsel, sosyal ve ahlaki gelişimlerini olumsuz etkileyebilecek işlerde çalıştırılması olarak tanımlayan Sidar, bu durumun nedenleri arasında yoksulluk, eğitime erişim sorunları, mültecilik, aile baskısı ve geleneksel roller olabileceğini belirtti.
Türkiye’de 5-17 yaşları arasında 720 bin çocuk işçi var
İstatistiklere göre Türkiye’de 5-7 yaş grubundaki çocuk işçi sayısının 720 bin civarında olduğunu vurgulayan Kaan Sidar, “Tarım, sanayi ve hizmet sektörü çocuk işçiliğinin en yaygın olduğu alanlar. Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve UNICEF’in raporuna göre ülkemizde çalışan çocukların yüzde 30,8’i tarım, yüzde 23,7’si sanayi ve yüzde 45,5’i de hizmet sektöründe yer alıyor. Seyyar satıcılık gibi marjinal işler de bu kapsama giriyor. Çalışan çocukların yüzde 79,7’sini 15-17 yaş grubundakiler oluştururken, yüzde 15,9’u 12-14 yaş, yüzde 4,4’ü ise 5-11 yaş grubundaki çocuklardan oluşuyor” dedi.
Sidar, “Çocuk işçiliği cinsiyete göre incelendiğinde, çalışan çocukların yüzde 70,6’sını erkek çocukların, yüzde 29,4’ünü ise kız çocukların oluşturduğu görülüyor. Özetle, çocuğun emeğiyle başlayan bu döngü, onun gelişim fırsatlarını elinden alan bir kısır döngüye dönüşüyor. Bu da eğitim kaybı, sağlık sorunları, gelişimsel zararlar ve istismar riski gibi sorunları beraberinde getiriyor” ifadelerini de sözlerine ekledi.
“Çocuk işçiliğine karşı farkındalığın artmasına katkı sağlayacağız”
Çocuk işçiliğini yasal mevzuat açısından da ele alan Kaan Sidar, “Türkiye’de 4857 sayılı İş Kanunu bazı istisnalar dışında 15 yaşın altındaki çocukların çalıştırılmasını yasaklamaktadır. Ülkemiz Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi’ni imzalayarak bu alanda taraf haline de gelmiştir. Ayrıca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı da ILO’nun iş birliğiyle çeşitli eylem planları uygulamaktadır. Biz de TÜGİS olarak, Çalışma Hayatı Derneği ile 1 yıl boyunca yürüteceğimiz projeyle sektörün tüm paydaşlarını bir araya getirerek eğitimler ve bilgilendirme programları düzenleyeceğiz. Ayrıca çeşitli basılı materyaller ve sosyal medyadan yapacağımız duyurularla toplumsal farkındalığın artmasına katkı sağlayacağız” dedi.
Dünyada her 13 çocuktan biri çalışıyor!
Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve UNICEF’in verilerine göre dünyada 138 milyon çocuk, diğer bir deyişle her 12 çocuktan biri hâlihazırda çocuk işçi olarak çalışıyor. Bu çocukların yaklaşık yarısı ise sağlıklarını ve gelişimlerini etkileyen tehlikeli işlerde çalışıyor (yüzde 40’a yakın) ve sayıları 54 milyonu bulduğu kaydedildi.
Çocuk işçiliğinin bölgelere dağılımına bakıldığında; Afrika, hem yüzdesel hem de mutlak sayı olarak çocuk işçiliğinde, 86.6 milyon çocuk ve (yüzde 22) oranıyla en yüksek rakamlara sahip. İkinci sırada ise Asya-Pasifik bölgesi mutlak sayı açısından geliyor: yüzde 3,1 oranla 27,7 milyon çocuk. Yüzeysel açısından bakıldığında ise Latin Amerika ve Karayipler bölgesi yüzde 5,5 ile ikinci sırada geliyor. Çocuk işçi nüfusunun kalanı da diğer bölgeler arasında dağılıyor.