ABD, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) yargıçlarına yönelik yaptırım kararı aldı. Kararın gerekçesi, mahkemenin İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ve eski savunma bakanı Yoav Gallant hakkında çıkardığı tutuklama kararları. Dışişleri Bakanı Marco Rubio, UCM’yi “meşru olmayan” eylemlerle ABD ve müttefiklerini hedef almakla suçladı.
Yaptırımlar, Uganda’dan Solomy Balungi Bossa, Peru’dan Luz del Carmen Ibáñez Carranza, Benin’den Reine Alapini-Gansou ve Slovenya’dan Beti Hohler isimli dört yargıcı kapsıyor. İki yargıcın Netanyahu ve Gallant hakkındaki tutuklama kararını, diğer ikisinin ise ABD’li personelin Afganistan’daki eylemlerine ilişkin soruşturmayı onayladığı bildirildi.
“Bu kişiler, ABD ya da yakın müttefikimiz İsrail’e karşı yürütülen temelsiz ve siyasi güdümlü UCM eylemlerinde doğrudan yer aldı,” diyen Rubio, mahkemeyi “egemenlik ihlali” ve “yetki aşımı” ile suçladı.
Söz konusu tutuklama kararları, İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonları sırasında savaş suçu ve kıtlığa neden olma suçlamalarına dayanıyor. ABD, daha önce de UCM Başsavcısı Karim Khan’a benzer yaptırımlar uygulamıştı. Khan’ın banka hesapları dondurulmuş, dijital erişimi kısıtlanmıştı. UCM ile çalışan Amerikalılara, ABD’ye girişleri halinde tutuklanabilecekleri uyarısı yapılmıştı.
Uluslararası Ceza Mahkemesi ise yaptığı yazılı açıklamada bu adımı kınadı. “Bu yaptırımlar, yalnızca hedef alınan yargıçlara değil, mahkemeyi destekleyen tüm kişi ve kurumlara karşı bir tehdit anlamı taşıyor. Bağımsız yargıya yönelik bu müdahale, uluslararası hukukun ve mağdurların adalet umudunun altını oyuyor,” ifadeleri kullanıldı.
Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu temsilcisi Danya Chaikel, yaptırımların “terörist ağları ya da insan kaçakçılarına karşı geliştirilmiş araçların, uluslararası adalet kurumlarına karşı kullanılması” olduğunu söyledi. Eski UCM savcısı ve Open Society Justice Initiative direktörü James Goldston ise kararı “ABD’nin hukukun üstünlüğü geleneğine ihanet” olarak niteledi.
Washington’un UCM ile ilişkileri uzun süredir gergin. Donald Trump döneminde başlayan mahkemeye yönelik baskılar, özellikle İsrail ve ABD askerlerine yönelik soruşturmalarda yoğunlaştı. Bu son adım, Biden sonrası Trump yönetiminin mahkemeyi daha da marjinalleştirme politikasının bir parçası olarak görülüyor.
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***