Serbest Görüş Ankara
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) yönelik soruşturmanın ilk dalgasında gözaltına alınıp etkin pişmanlıktan yararlanarak tahliye edilen Kültür AŞ Genel Müdürü Murat Abbas, 17 Nisan 2025’te verdiği ifadede, yapılan işlerin birçoğundan haberinin olmadığını, kendisinin sadece imza attığını ancak o aşamaya kadar yapılan işlemlerle hiçbir alakasının olmadığını öne sürdü. Dijital Deneyim Merkezi Müzesi isimli proje için “Benim hiç aklıma yatmadı” diyen Abbas, “Benim hiçbir şekilde adı geçen diğer şüphelilerle suça ilişkin eylem ve fikir birliğim olmamıştır” dedi.
“Üçüncü ayımda istifa ettim, ikna ettiler”
Abbas, ifadesinde özetle şunları söyledi:
“14 Aralık 2020’de Kültür AŞ’ye genel müdür olarak atandım. Amacım sadece İstanbul şehrine kültürel manada katkıda bulunmaktı. Kültür AŞ’nin faaliyet alanı kültürel islerle alakalıdır fakat daha sonra reklam isleri de faaliyet alanına girdi. Genel müdür olarak göreve başladığımdan itibaren ilk 5 ay içerisinde bizzat Murat Ongun tarafından tarafıma bazı reklam mecralarıyla alakalı işlerin belirli firmalara verilmesi ile alakalı söylemleri ve talimatları oldu. Hatırladığım kadarıyla ve örnek vermek gerekirse Kadıköy iskelesindeki reklam alanlarının Murat Kapki isimli şahsın firmasına, İstanbul içecekleri Büfeleri ihalesinin ise Ali Tarakcı isimli kişiye ait şirkete verilmesi ile alakalı bizzat bana Murat Ongun’un söylemleri oldu. Bu talimatların birçoğunu yerine getirmedim, her şeyi usulüne uygun olarak yapmaya çalıştım fakat bu baskılar neticesinde göreve başladığım tarihten sonraki üçüncü ayda bu görevi yapamayacağımı anlayıp istifa dilekçesini Murat Ongun’a, Ertan Yıldız’a ve Yiğit Özduman’a mail attım. Sonra bu üç kişiyle Kalamış’ta ismini hatırlamadığım bir otelde toplantı yaptık ve beni göreve devam etmem yönünde ikna ettiler. Ben de reklam işlerinin dışında kalıp sadece kültür ve sanat faaliyetleri alanında faaliyet göstermek istediğimi söyledim.
“Yapılan işlemlerden bilgim yok”
Bu tarihten sonra da beni reklam ihalelerine hiç karıştırmadılar. Bu işleri genel müdür yardımcısı Doğan Hamit Doğruer üzerinden organize ettiler. Benden önceki genel müdür Serdal Taşkın zamanında Kültür AŞ’nin kendi faaliyetlerinin yanı sıra iletişim koordinatörlüğü kısmı da Serdal Taşkın’a bağlıymış. Benim genel müdür olduğum dönemde iletişim koordinatörlüğü kısmı tamamen benim inisiyatifim dışında Murat Ongun tarafından yürütülmekteydi ama resmiyette Kültür AŞ faaliyetinde bulunduğu için benim imzam ile işler yürümekteydi. İletişim koordinatörlüğü kısmında yine Murat Ongun’un yönetiminde Barış Kılıç, Ceyda Kıryak, Gökhan Köseoğlu isimleri vardı. İletişim koordinatörlüğü kısmında reklam, milli bayramlarla ilgili organizasyonlar, büyük bütçeli özel günler ile alakalı büyük organizasyonlar organize edilir, bunlarla ilgili sanatçı, prodüksiyon bütçeleri tamamen Murat Ongun tarafından belirlenirdi. Yapılan ihaleler, ihale kontrol birimi tarafından kontrol edilir, en son aşamada bana imzaya gelirdi. Ben sadece imza atardım ama imza aşamasına kadar yapılan işlemler ile alakalı herhangi bir bilgim yoktur. Zaten bu alanda da uzman biri değilim. Benim yardımcım olan Doğan Hamit Doğruer tarafından bu hizmet alımları ve ihaleler düzenlenirdi.
“Böyle bir merkez kurulması aklıma yatmadı”
2023 senesinin Ekim sonu Kasım başı gibi iletişim koordinatörlüğü uhdesinde Dijital Deneyim Merkezi Müzesi’nin kurulmasıyla alakalı bir proje başlatıldı. Bu projeyi başlatan bizzat Murat Ongun’dur. Bu merkezin kurulma aşamasında bazı toplantılar yapılmış ama bu toplantılarda ben hiçbir şekilde dahil edilmedim ve katılmadım. Bana bu toplantıların olduğunu genel müdür yardımcım Onur Aldı söylemiştir. Bu toplantılara Murat Ongun, Barış Kilci, Onur Aldı, Tuce firmasının sahibi Cem Çelik isimli kişiler katil mistir. 2024 belediye seçimlerine kadar bu kurulma aşamasının tamamlanması hedeflenmiştir. Onur Aldı bana bu toplantıların yapılacağını, böyle bir merkezin kurulacağını söylediğinde aklıma hiç yatmadı. Seçimlere 5 ay kala böyle bir merkezin kurulması bana mantıksız geldi. Ayrıca Tuce firması da daha önceki yaptığı işlerden dolayı çok benimsediğim bir firma değildir. Ben bu süreçlerin tamamen dışında bırakıldım. Dediğim gibi sadece imza kısmında ve kâğıt üzerinde sorumluydum ve hızlı bir şekilde merkezle ilgili doğrudan temin işlemlerine başlandı.
“Firmadan para alındı”
(…) Daha sonra bizzat Murat Ongun ve Ertan Yıldız tarafından 10 milyon TL, Zeytinburnu CHP Belediye Başkan Aday’ına destek için 2 milyon TL, 1 milyon 250 bin TL seçim çalışmasına çıkan çalışanlara yemek desteği adı altında paraların Tuce firmasından talep edilerek alındığı bana söylendi fakat bu paranın kim tarafından taşındığı ve kime verildiğine ilişkin bir bilgim yoktur ama tahminimce Barış Kılıç tarafından ilgili yerlere iletilmiş olabilir. Bu meblağların Tuce isimli firmadan alındığı bizzat Murat Ongun ve Ertan Yıldız tarafından bana net bir şekilde söylenmiştir. Barış Kılıç tarafından ise bu meblağların alındığı bizzat bana söylenerek teyit edilmiştir. İletişim koordinatörlüğü tarafından Tuce isimli firma tarafından harcandığı iddia edilen 7 milyon TL havalandırma ve çatı, 8 milyon TL iletişim koordinatörlüğünün camı, 22 milyon TL isçilik, 6 milyon TL Kahraman isimli şahsa ödenen paralar gayrı resmi bir şekilde bütçeye dahil edilmiştir.
“Atina’da arsa ve ev alındı” iddiası
Soyadını bilmediğim Kahraman isimli bu şahsın iletişim koordinatörlüğünde resmi bir görevi bulunmamaktaydı ama Murat Ongun’un yanında gelir giderdi ve iletişim koordinatörlüğünde sık sık çalıştığını bilirdim. Genel müdür yardımcım Onur Aldı bana Barış Kılıç ile adı geçen Kahraman isimli şahsın müzenin kuruluş aşamasında Atina’da arsa ve ev aldıklarını söylediler. Genel müdür yardımcım Erdinç Çolak veya Neşe Kocaoğlu, tam olarak hangisinin söylediğini hatırlamamakla birlikte, genel müdür yardımcım Onur Aldı’nın Moda’da kirada oturduğu evini satın aldığını yine o dönemde söylediler. Bu satın alma işlemin alınan maaş ile gerçekleştirilmesi mümkün değildir, bu konunun da araştırılması gerekir. Onur’un Berlin veya Atina’da ev satın aldığı da yine o dönem konuşulmaktaydı.
“Haberlerdeki tekne bu olabilir”
Tuce firmasının sahibi olan Cem Çelik ile yaptığım bir görüşmede bana Barış Kılıç’ın Amsterdam ya da Rotterdam’da bulunan teknesini Türkiye’ye nasıl getireceğine dair kendisine fikir sorduğunu, bu esnada yanlarında Tuce isimli firmanın diğer ortağı Tunç Bey’in de bulunduğunu, ilk defa gördüğü bir kişinin yanında nasıl bu kadar rahat konuşabildiğine dair söylemlerde bulundu. Haberlerde yer alan ve teknede bulunan Murat Ongun, Emrah Bağdatlı’nın fotoğraflarının yer aldığı tekne, bu bahsettiğim tekne olabilir.
“Sayıştay denetime geldi”
Ben bu bahsettiğim hususların hepsini Sayıştay denetçilerinin dijital deneyim müzesini denetlemeye gelmelerinden sonra ögrendim. Sayıştay denetime gelince Tuce isimli firmanın sahibi olan Cem Çelik, Sayıştay tarafını ben hallederim, bu konuda sıkıntı olmaz seklinde bana söylemlerde bulundu. Tahminimce Sayıştay tarafından bu husus tersine tepti ve daha yoğun bir şekilde incelenmeye başlandı. Bilirkişiler geldi ve tespitlerini yaptı. Bunun üzerine Tuce firması yetkilisi Cem Çelik ile Akaretler’de bulunan Minoa kafede buluştuk. Burada bana dijital deneyim müzesinden çıkmak için 30 milyon TL, 1453 Panorama müzesinden çıkmak için ise ekipmanları ve içeriği bırakmak kaydıyla 15 milyon TL’yi Kültür AŞ olarak kendisine ödememizi istedi, bu suretle sözleşmeyi feshedip ayrılacaktı. Bu minvalde bir kez daha Akaretler Minoa kafede, bir kez de Kalamış’taki Midpoint’te, bir kez de Sütlüce Miniatürk müzemizde görüşmelerimiz oldu. Ben bu görüşme konularını Murat Ongun’un Sütlüce iletişim koordinatörlüğündeki ofisine giderek kendisine anlattığımda bana Sayıştay tarafını kendisinin halledebileceği minvalinde şeyler söyledi. Bana Muhittin Palazoğlu isimli birini yollayacağını, Sayıştay tarafını onun halledeceğini söyledi. Bu kişi Kültür AŞ’de benim yanıma geldi. Bu işi halledeceğini, rahat olmam gerektiğini söyledi. Bir hafta sonraki telefon görüşmemizde ise konuyu hallettiğini söyledi.
“Ses ve video kayıtları varmış”
Bu görüşmeler sonrası Cem Çelik, benden bir aksiyon görmeyince bizzat yanıma gelerek, gerekse telefonla konuşmak ve mesaj atmak suretiyle “elimde müzenin kuruluş aşamasındaki para alışverişlerine, açıktan ödemelere ilişkin ses ve video kayıtları olduğunu eğer istediği para kendisine ödenmezse bu kayıtları İçişleri Bakanlığı’na ve Savcılığa vereceğine dair” tehditvari söylemlerde bulundu. 31 Aralık 2024’te Tuce yetkilileri müzedeki bütün yazılımları sıfırladı ve müzeyi çalışamaz hâle getirdi. Daha sonra Kültür AŞ ve Tuce isimli firma mahkemelik oldu. Arabuluculuk görüşmelerine de Murat Ongun, Banu Saraçlar ve Teftiş Kurulu Başkanı Abbas Yaşar katıldılar. Bu mahkeme sürecinde ben dijital deneyim müzesinin kurulma amacının seçimlere fon yaratmak veya kişilere haksız kazanç sağlamak amacı ile kurulduğunu net bir şekilde fark ettim. Hatta benim bizzat İBB Teftiş Kurulu Başkanlığına dijital deneyim müzesinin denetlenmesi ve burada neler olup bittiğinin belirlenmesi konusunda araştırma yapılması istediğime dair resmi bir dilekçem vardır. Bu dilekçemin şu an ne aşamada olduğunu, Teftiş Kurulu’nun konuyu inceleyip incelemediğini bilmiyorum. Yine bu süreçte Sayıştay tarafından henüz rapor düzenlenmemişken, Murat Ongun’un ofisine gittiğim bir gün, Erdinç Çolak tarafından belirlenen 38 milyon TL’lik açık konusunda bana Murat Ongun ‘bunu alt yüklenicilere hallettiririz, bu nedenle raporda sıkıntı olmaz’ minvalinde söylemlerde bulunmuştur.
“Televizyon kanallarına para verildi”
2024 belediye seçimleri öncesi Ocak veya Şubat ayında Belediyenin iştirak şirketlerinin katıldığı bir toplantıda hangi iştirak şirketin aracı firmalar üzerinden televizyon kanallarına ne kadar para (belediye tanıtım, reklam, faaliyet tanıtımı vb.) göndereceği belirlenmiştir ve biz de Kültür AŞ olarak net hatırlamıyorum ama 9 veya 10 milyon TL aracı şirkete verdik. Böyle bir usul daha önceki senelerde olmamıştı. Bence bu hususun da araştırılması gerektiği kanaatindeyim. Burada da bir usulsüzlük olabilir. Bu toplantıya başkanlık eden kişi, miktarı belirleyen ve bu paraları ödememizi söyleyen kişi Ertan Yıldız’dır. Ertan Yıldız tarafından ayrıca ihale ve iş alan şirketlerden Ramazan kart yardımları kapsamında para toplamamız istenmiştir.
“Operasyon öncesi avukatlarla toplantı yapıldı”
İBB’ye yönelik işbu soruşturmada yapılan 19 Mart operasyonu öncesi 9 Mart’ta Kültür AŞ’de Yiğit adında bir avukatın başkanlığında bir toplantı düzenlendi. Bu toplantıda belediyeye yönelik bir operasyon olabileceği, bu operasyonun olması ihtimaline binaen herkesin ağız birliği yapması gerektiği, Murat Ongun, Fatih Keleş, Ertan Yıldız isimli kişiler hakkında sorular sorulduğunda herkesin ayni minvalde cevap vermesi ve aynı doğrultuda savunma verilmesi yönünde konuşmalar yapıldı. Murat Ongun ve Ertan Yıldız’ı başkan danışmanı olarak, Fatih Keleş’i ise İBB spor başkanı ve meclis üyesi olarak bildiğimizi söylememizi, bunun dışında bu kişilerle ilgili herhangi bir bilgiye sahip olmadığımızı söylememizi istediler. Bu toplantıda sadece Kültür AŞ yöneticileri ve çalışanları vardı. Ayrıca bize bu toplantıda isimlerini verdikleri avukatlara vekalet çıkarmamızı söylediler. Ben de bana ismi verilen avukata vekaletname çıkardım. Emniyet aşamasında verdiğim ifadede ve adliyedeki sorgumda bu avukat görev aldı. Dosya kapsamında bulunan, belediye çalışanları olan diğer şüphelilerin de avukatları bu toplantıda belirlendi.
“Yardımcım bana anlattı”
Bu soruşturma dosyası ortaya çıktıktan sonra 9 Mart’da bahsettiğim toplantının akabinde, olayın da ciddiyetini anladığından genel müdür yardımcım olan Doğan Hamit Doğruer’e bildiklerini anlatmasını istediğimde bana bu bahsi geçen usulsüz ihaleler, iş alımlarını bizzat Murat Ongun’un yönettiğini, kendisinin ve Kağan Sürmegöz’ün ve ihaleleri Murat Ongun’un talimatlarına göre organize ettiğini, ihaleleri kimin kazanacağının ve kimin yan teklif vereceğinin önceden belirlenerek ihale hazırlığı yapıldığını, yine imzalanan muvazaalı sözleşmeler (grafik tasarımı bedeli, dron konulu vb.) hususunda tevdi raporunda yer alan hususların doğru olduğunu, yasa dışı usule aykırı iş ve işlemlerin yapıldığını bana bizzat kendisi söyledi.
“Kimin ne kadar para aldığına dair bilgim yoktur”
Beykoz Kılıçlı film platosuna ilişkin yapılan alt ihaleyle ilgili, bütçesi, ihaleyi kimin alacağı hususları Murat Ongun’un talimatıyla Doğan Hamit Doğruer ve Kağan Sürmegöz tarafından organize edildi. Yine Murat Ongun bizzat tarafıma Halk TV ve Kafa Radyo ile ilgili reklam konularında buralara yardımcı olmam konusunda talimat verdi ama yapmadım. Gelinen noktada anladım ki Serdal Taşkın’dan sonra benim gibi bir profilin Kültür AŞ’ye genel müdür olarak atanmasının amacı, benim daha çok kültürel ve sanatsal faaliyetlerle ilgimin olması, ihale, iş almak, iş bağlamak, hizmet almak gibi konulara uzak olmam ve sadece evraka imza atabileceğime dair profil çizmemden ötürü olduğunu düşünüyorum. Benim bu profilde biri olmamdan dolayı beni bu çerçevenin dışına çıkardılar ve ihale ve iş alımı süreçlerini tamamen Murat Ongun’un talimatıyla Doğan Hamit Doğruer ve Kağan Sürmegöz üzerinden yaptılar. Ama benim kimin ne kadar para aldığına veya paraların kime verildiğine dair bilgim bulunmamaktadır.
“İmzam olduğu için sorumluluk atfedildi”
Yukarıda bildiğim hususları içtenlikle ve net bir şekilde ifade ettim. Etkin pişmanlıktan faydalanmak istiyorum. Benim hiçbir şekilde adı geçen diğer şüphelilerle suça ilişkin eylem ve fikir birliğim olmamıştır. Tamamen birtakım evraklarda imzam olduğundan dolayı sorumluluğum atfedilmiştir. HTS kayıtları, diğer şahısların beyanları, tanık beyanları da incelendiğinde zaten benimle ilgili bir hususun olmadığı görülecektir”