15 Temmuz sonrası tutuklanan Orgeneral Akın Öztürk’ün Hava Kuvvetleri Komutanı olduğu dönemde 2 yıl özel sekreterliğini yapan KHK’lı Hava Kurmay Binbaşı İbrahim Kocaman, 15 Temmuz’un ‘1 numarasının’ dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar olduğunu söyledi.
Kocaman, “Akın Öztürk 15 Temmuz’un hiçbir yerinde yoktu. Şimdi siz bir darbeye kalkışacak ama ‘ikinci başkanlığa’ razı olacaksınız! Bunu Mehmet Şanver general de çok rahat çok net ifade ediyor. ‘Akın Öztük bir numara olamaz, Akın Öztürk’ü 2 numara yapacak biri bir numara olabilir!’ diyor. Kimdi işaret edilen kişi? Hulusi Akar! Yani o günkü TSK sisteminde Akın Öztürk’ten daha kıdemli bir kişi var; Hulusi Akar!” şeklinde konuştu.
Denizci subaylar tarafından kurulan Youtube kanalı Alesta’nın bu haftaki konuğu KHK’lı Hava Kurmay Binbaşı Dr. İbrahim Kocaman’dı.
2013-2015 yılları arasında Türkiye’nin 30. Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Akın Öztürk’ün özel sekreterliğini yapan Kocaman, 15 Temmuz öncesi ve sonrasında yaşananlara ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
- 15 Temmuz dünyadaki pek çok darbe girişimine benzemiyor. 1945’ten 2015 yılına kadar dünyada 500’e yakın darbe girişimi olmuş. Bunların yaklaşık yarısı başarıya ulaşmış. 15 Temmuz da başarısız olan darbeler grubunda yer alıyor. Ama ben bunun uzun vadede değişeceğini düşünüyorum. Ben hiçbir darbede prime time’da, herkesin televizyon izlediği bir saatte harekete geçildiğini görmedim. Bu kadar az sayıyla, belli bir sayıda tankla, 12 uçakla, liderinin kim olduğu belli değil, lideri olduğu ileri sürülen Orgeneral Akın Öztürk o gün tatilden dönüyor.
- Ben 15 Temmuz esnasında NATO karargahında, Brüksel’de görevdeydim. O gün işim biraz geç bitti. Eve geldim. Köprünün kapatıldığına dair bir alt yazı gördüm televizyon. Henüz dönemin başbakanı Binali Yıldırım ‘kalkışma’ ifadesini kullanmamıştı. Ben ‘terör saldırısı’ olabileceğini düşündüm. ‘Eyvah! Acaba köprüyü mü patlatacaklar’ dedim.
- Ankara’dan bir arkadaşımı aradım. Akın Öztürk’ün özel sekreteri… Ben görevi ona devretmiştim. ‘Devrem neler oluyor Türkiye’de’ dedim. ‘Devrem bilmiyorum, komutana (Akın Öztürk’e) ulaşmaya çalışıyorum, ben de şaşkınım’ dedi. “Sen komutanla beraber değil misin?” diye sordum. Çünkü bir darbe yapılıyorsa orgenerallerin haberi vardır. ‘Yok’ dedi, ‘Komutan izindeydi, ben de izindeydim.” dedi. Komutanın (Akın Öztürk) Akıncı Üssü’nde olduğunu bile bilmiyordu Erhan binbaşı. Ben o zaman anladım ki Akın Öztürk bu işin hiçbir tarafında değil.
- Daha sonradan doktora yaptıktan ve 500’e yakın darbeyi inceledikten sonra hiç bir darbeye oturmadığını gördüm. Böyle darbe olmaz!
- (Akın Öztürk neden 1 numara olamaz sorusu üzerine) 5 kişi var emrinde. 1 özel sekreter, bir emir subayı, bir emir astsubayı, bir konut astsubayı ve 1 koruması var. 15 Temmuz’dan hemen sonraki gün, eski Genelkurmay Başkanı Necdet Özel’in de söylediği gibi, “Bu arkadaşımızda biz böyle bir eğilim görmedik Hava Kuvvetleri komutanıyken. Darbe yapmak istese Hava Kuvvetleri Komutanı’yken yapardı diye düşünüyorum.” diyor. Ben de öyle düşünüyorum. Emrinizde 5 kişi varken mi darbe yapmak istersiniz yoksa 1 emirle 500 uçağı kaldırabilecek gücünüz varken mi darbe yapmak istersiniz?
- Komutan görevi ilk devraldığı günlerde bana 100-110 maddelik bir liste verdi. El yazısıyla yazmış. “Evladım.” dedi, “Ben albaylığımdan beri bir gün Hava Kuvvetleri komutanı olabileceğimi düşünüyordum. Bir gün komutan olursam neler yapabilirim diye notlar almıştım” dedi. Çok şey yaptı Hava Kuvvetleri komutanıyken. Listede ‘darbe yapmak’ yoktu!
- ‘Darbe’ kelimesi komutanla aramızda bir konuşmada geçti. 2015’in ilk aylarıydı. Bizim Hava Kuvvetlerimizin Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürü Yarbay Mesut Yurttan… Kendisini çok iyi yetiştirmiş biridir. NATO’da da görev yaptı. Bizim özel sekreterlik odasına geldi. ‘Bir değerlendirmemi arz etmek istiyorum’ dedi. Sol ulusalcı basında yer alan haberleri değerlendirmek istiyordu. ‘Bir darbe beklentisi sezinliyorum, yaptığım içerik analizlerinden’ dedi. ‘Darbeye ilişkin pozitif bir yaklaşım sergileyen özellikle yorum yazıları görüyorum’ dedi. Bu o gün için bir anlam ifade etmedi bizim için. ‘Bunu komutana açıp açmama konusunu sizin takdirinize bırakıyorum’ dedi.
- ‘Darbe ve seçim’ ifadeleri tehlikelidir. Biz de çekindik. Biraz daha takip etmesini istedik. 1 hafta sonra yeniden geldi ve ‘Arkadaşlar ben bu konuda ısrarcıyım. Komutan bilse iyi olur’ dedi. Biz de bunu komutana arz ettik ve “Bu dönemde darbe mi olur?” dedi. Komutandan duyduğum tek ‘darbe’ kelimesi buydu! Bir general tek başına darbe yapamaz. Ekip kurması lazım. Eğer Akın Öztürk’ün öyle bir niyeti olsaydı benim mutlaka haberim olmalıydı. Özel sekreteriydim!
- Eğer Akın Öztürk 15 Temmuz’un bir numarası idiyse, tutuklu bir kişi (gerenal, amiral, kurmay subay, astsubay, er, askeri öğrenci) çıkıp bunu söylerdi. “Akın Öztürk bize şöyle şöyle emir verdi, biz de şöyle pilan yaptık” derdi. Bugüne kadar tutuklu olan hiçbir asker bu yönde bir beyanda bulunmadı. Darbenin planı da hala çıkmadı ortaya? Darbe planları nerede?
- Akın Öztürk’ün neden hedef alınmış olabileceği dair bazı görüşlerim var elbette. Daha önce kamuoyunda da gündeme geldi, Türkiye’nin Suriye’ye yönelik olası bir askeri müdahalesine Sayın Akın Öztürk’ün çekinceleri vardı. Bu müdahaleye, uygun kanallar üzerinden çekincelerini siyasilere iletmişti. Bunun da hazırlığını bize yaptırdı.
- Komutan, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nı 22 Ağustos 2013 günü teslim aldı. Bir gün önce 21 Ağustos 2013 günü Guta’da bir kimyasal saldırı olmuştu, Esad rejimine atfedilen. Bu saldırıdan dolayı özellikle ABD, Esad rejimini suçladı ve Türkiye eylül-ekim aylarında siyasi iradeden sözlü olarak Suriye’ye müdahale seçeneklerinin değerlendirilmesi talimatı geldi. 2013 eylül-ekim…
- Bu konuda bir siyasi iradeden bir talep geldiğinde sözlü de olsa oturur TSK komutanlar toplantısı dediğimiz kuvvet kademesi toplanır ve bunu değerlendirir. O değerlendirmede Deniz ve Kara Kuvvetleri Komutanı, bu harekatın ancak Hava Kuvvetleri’yle yapılabileceğini öne sürerek kenara çekildiler. Konu tamamen Hava Kuvvetleri harekatına dönüştü. Komutan o toplantıdan gelince bizleri çağırdı. Böyle bir harekatın Türkiye’nin ali menfaatlerine milli menfaatlerine aykırı olacağını düşündüğünü, özellikle hava kuvvetlerine çok ciddi zararlar vereceğini düşündüğünü ve bu konuda bizim de değerlendirmelerimizi sordu. Bu konuda karargahından bir çalışma istedi. Bizlerden de özel çalışma istedi. Tamamen askeri teknik operasyonel gerekçelerle, hiçbir şekilde siyasi bir mülahazaya girmeden.
- Bu arada şunu da söyleyeyim; askerlerin siyasi alana hiç girmemesi diye bir şey ideal değildir. Askerlerin özellikle dış politika, güvenlik politikalarına girdi yapmaları istenir. Uzmanlık alanlarıyla ilgili. Bunlar gizli saklı ya da kanuna aykırı usuller değildir. Demokratik hukuk devletine de literatüre de uygun usullerdir. Sayın Komutan da buna yönelik resmi bir çalışmayı bize yaptırdı. Tamamen askeri gerekçelerle Suriye’ye müdahale edilirse ne olacağını kısa bir doküman halinde biz hazırladık ve komutana sunduk. Çeşitli değişiklikler yaptı komutan ve bunu aldı uygun kanallardan Genelkurmay’a ve o zamanın başbakanına Sayın Erdoğan’a arz etti.
- O dönem 2013-14 13’ten 16’ya kadar özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri’nde Akın Öztürk’ün çekincelerinin ön planda olduğu bir şekilde Suriye’ye Türkiye’nin müdahale etmediği bir 3 yılı yaşadık. Malumunuz komutan tutuklandıktan hemen bir ay sonra Türkiye, Suriye’ye girdi. Komutan, akademide, “Eğer bir gün ben tutuklanırsam ya da hain ilan edilirsem bilin ki Suriye’ye gireceğiz” demişti. Ben de yanındaydım bu konuşmayı yaparken.
- 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimine giden süreçte bu Suriye’ye müdahale konusundan daha sonra gündeme gelen bir konu o zamanki Başbakanın yani cumhurbaşkanı adayı Erdoğan’ın koruma Müdür Yardımcısı Komutanı (Akın Öztürk’ü) ziyaret etmek istedi. Biz tabii garip karşıladık. Bunun siyasi makamlardan bir haber getirme olabileceğini zaten komutan tahmin etti. Başbakanın koruma müdürü durup dururken sizinle görüşmek istiyor. Hazırlıklıydı. Sonradan komutanın bize anlattığı, koruma müdürü, “Beyefendi sizinle özel olarak görüşmek istiyor.’ demiş. Tabii bu aslında emir-komuta zinciri dışında bir talep. Komutan da emir-komuta zincirine saygısı olan bir insan olarak ‘Ben bu konuyu Sayın Genelkurmay başkanımızla danışayım. Onun üzerinden görüşmemiz sayın başbakanın bir talimatı varsa, Genelkurmay Başkanı uygun görürse görüşürüm. Tabii bu ziyaretçi gider gitmez Komutan telefonu kaldırıyor, Sayın Necdet Özel’e durumu arz ediyor ve o da “Senin görüşmen uygun olmaz, ben görüşürüm” diyor.
- Nisan-mayıs ayları gibi Sarıyer Kalender Ordu evindeyiz. Yüksek Askeri Şura’ya ilişkin komutanın değerlendirmelerini konuşurken, komutan, ‘muhtemelen o yaz kuvvet komutanlığından alınacağını değerlendirdiğini söyledi. Biz de ‘Komutanım gayet başarılı bir Kuvvet Komutanlığı geçirdiniz, aslında görev sürenizin uzatılması lazım’ dediğimizde, “Evladım biz başbakan çağırdığında gidip biat etmedik, diğerlerinin tamamı biat etmiş. Bizim muhtemelen görevimiz sona erer.” diye bir değerlendirme yapmıştı. Diktatörlüklerde tam biat istenir. Yani 15 Temmuz’a giden süreçte biat etmeyen bütün orgeneraller zaten bertaraf edildi yani Akın Öztürk’ü de bunlardan biri olarak değerlendiriyorum.
- Sözüm ona darbeciler 22.15’te sıkıyönetim emri yayınladılar ve hemen akabinde bir görevlendirme listesi, ikinci bir emir yayınladılar. Ve bu emirler, size genel kurmayın resmi mesaj sisteminden gümbür gümbür imzalı bir emir… Genelkurmay Başkanı emriyle… Darbecilerin yayınladığı bu resmi görevlendirme listesinde Akın Öztürk, Genelkumay ikinci başkanı olarak. Türk protokol sisteminde daha önce yaptığınız görevin bir altındaki göreve getirilmezsiniz! Yani o esnada Akın Öztürk’ü kesebilecek en alt rütbe en alt makam Genelkurmay Başkanlığı’dır. Bir de şöyle düşünün; ‘ya ben darbenin lideriyim, birazdan ülkenin yönetimine el koyacağım. Neden ikinci başkan olayım? Ben devlet başkanı olurum!
- Türkiye’deki bütün başarılı darbelerde, 12 Eylül’ün lideri devlet başkanı hemen oldu. Şimdi siz bir darbeye kalkışacak ‘ikinci başkanlığa razı olacaksınız! Bunu Mehmet Şanver General de çok rahat çok net ifade ediyor. ‘Akın Öztük bir numara olamaz, Akın Öztürk’ü 2 numara yapacak biri bir numara olabilir!” Kimdi işaret edilen kişi? Merak ediyorsanız Hulusi Akar! Yani o günkü TSK sisteminde Akın Öztürk’ten daha kıdemli bir kişi var!
- 2015 Yüksek Askeri Şurası’ndaki oyları da ben burada ilk kez kamuoyuyla paylaşmış olayım. O askeri şuranın o gün itibariyle 14 askeri üyesi var. Milli Savunma Bakanı ve başbakan var. Cumhurbaşkanı bu yapıda değil. 16 kişiden 14’ü Sayın Komutanın Kuvvet Komutanlığı devamı yönünde oy veriyor. İki kişi oy vermiyor; ilki Jandarma Genel Komutanı Abdullah Hatay… Diğeri kim? Çok şaşıracaksınız belki, o sene Hava Kuvvetleri Komutanı olacak olan Abidin Ünal!
- Bir kuvvetin iki orgeneralisiniz değil mi? Yani oraya giderken önceden bunu aranızda konuşup anlaşarak gidersiniz. Öncesinde diyor ki ‘Akın abi senin bir yıl daha devam etmeni ben de destekliyorum’ diyor. Kendi aralarında yaptığı toplantıda… Akın Öztürk’ün durumu görüşülürken Yüksek Askeri Şura’da söz istiyor ve şöyle bir ifadede bulunuyor; “Bizde diyor teamül kuvvet komutanlıklarının iki yıl yapılmasıdır. Dolayısıyla bizde de hava kuvetleri komutanlığının değişmesinin uygun olduğunu değerlendiriyorum” diye Akın Öztürk orgenali de çok şaşırtan bir çıkışta bulunuyor.
- Burada şunu da anlatalım; neden bir numara olamayacağına dair. Aslında 15 Temmuz’dan birkaç ay önce emeklilik dilekçesini veriyor zaten. Temmuz’da darbeye kalkışacak adam neden emeklilik dilekçesi versin?
- “Mehmet Şanver’in kızının düğününe gitmedi!” deniliyor! Akın Öztürk, Mehmet Şanver’e zaten aylar önce gelemeyeceğini söylüyor. Babasının kanser durumuyla ilgileneceğini, eşinin İstanbul’da işleri olduğunu, aynı tarihlerde kendi yeğeninin nişan töreni olduğunu süylüyor… Ve komutan aslında 4 Temmuz’dan itibaren İzmir’de tatilde…
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***