İDRİS GÜRSOY | YORUM
12 Mart 1971, tarihe ‘muhtıra’ olarak geçti. Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç’tı. Komutanlar, bir uyarı mektubu ile Süleyman Demirel’in hükümetini düşürdü. Cumhuriyet gazetesi o gün haberi; “Komutanların ültimatomu üzerine Demirel istifa etti” başlığı ile duyurdu.
Meclis kapatılmadı. Nihat Erim başkanlığında bir ara rejim hükümeti kuruldu. OHAL ilan edildi.
MİT Müsteşarı Fuat Doğu’ydu. İstihbarat elemanı Mahir Kaynak, cuntaların toplantılarını gizlice teybe kaydedip teşkilata ulaştırmıştı. Fişlemeler önceden yapılmıştı. 12 Mart sabahından itibaren gözaltılar, tutuklamalar birbirini izledi.
Operasyonların adı ‘Balyoz’du. Gençler işkenceden geçirildi. Sağ ve sol görüşlü dernekler kapatıldı. Fethullah Gülen Hocaefendi ve bazı talebeleri de gözaltına alındı. Darbe hazırlığındaki 9 Martçı subaylar ordudan tasfiye edildi.
12 Mart’a nasıl gelinmişti? O gün muhtıraya gerekçe yapılan olayların adı “anarşi”ydi. Sağda, solda bombalar patlıyor, adam kaçırılıyor, bankalar soyuluyordu. Daha sonra ortaya çıktı ki, müdahaleye ortam hazırlamak için gençler eylemlere teşvik edilmişti.
Gazeteci yazar Hasan Cemal, hem isimler veriyor hem de bazı subayların öğrencileri nasıl yönlendirdiğini şöyle anlatıyordu: “Neredeyse 40 yıl öncesine gittim. 1969″u, 1970″i, 1971″i düşündüm. Darbeci ya da cuntacı yıllarımı… Bu işlerin içindeki birçoğumuz gibi ben de mesleğimi o zamanlar ‘devrimci’ diye tarif ediyordum. Bir araç olan askeri darbe ile “devrim”in önünü açacaktık çünkü… Öyle inanıyorduk. Gözümün önünden geçip giden filmin karelerinde kimler yoktu ki. Doğan Avcıoğlu’yla İlhan Selçuk vardı, İlhami Soysal’la Uğur Mumcu vardı, Cemal Madanoğlu Paşa’yla birlikte daha nice general ve asker kişi vardı. O tarihlerde “darbe”nin peşindeydik. Özellikle Ankara”da askerle “organize işler”in içindeydik. Bize çalışan bazı devrimci gençler sağda solda bomba patlatarak asker için darbe ortamı oluşturuyordu. “Ordu-gençlik el ele, milli cephede!” mitingleri düzenleniyordu.” (25 Mart 2008 tarihli Milliyet)
Peki bombalar kimler tarafından temin ediliyordu?
Emekli deniz subayı Erol Bilbilik anlatıyor: “Bir gün Orhan Kabibay’ın ( 27 Mayısçı) evinde toplandık. Bir ara İrfan Solmazer bana , ‘Erol sen denizcileri ihmal etmişsin, hiç temas kurmamışsın. Ama ben onlara İstanbul’da, Ankara’da mısır patlatır gibi bomba patlattırıyorum’ dedi. ‘Başka ne yapıyorsun’ diye sorunca, İrfan Solmazer’in yanıtı şu oldu: “Deniz Gezmiş’i Sarp Kuray’ı falan oturtuyorum. Amerikan Büyükelçiliği’nin kurşunla taranmasına demokratik olarak karar veriyoruz. Emri ben veriyorum. ( Deniz Gezmiş ABD Büyükelçiliiğini tara ve yok ol diyorum) Sarp Kuray’a git şurayı bombala emrini veriyorum.” (Cumhuriyet, 10 Mart 1996)
Solcu gençlerin kullandığı bombalar ve dinamitler 27 Mayısçı İrfan Solmazer’in arabasının bagajından getiriliyordu. Solmazer, 12 Mart’tan hemen önce Almanya’ya gitti! Deniz Gezmiş ve arkadaşları ise sıkıyönetim askeri mahkemelerinde yargılanarak idam edildi…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***