Erdoğan, Bahçeli’yi neden ziyaret etmedi?

NECİP F. BAHADIR | YORUM

MHP lideri Devlet Bahçeli’nin hastaneye kaldırılmasının üzerinden 40 gün geçti. Bahçeli’nin rahatsızlığı MHP kaynaklarından duyurulmadı. Haber kamuoyuna yansıyınca açıklama yapmak zorunda kalındı. Önce ‘öksürük sorunu’ ve basit bir ‘operasyon’ dendi. Sonra kalp kapakçığının değiştiği açıklandı. Daha önce kalpten ameliyat olmuştu.

‘Kalp’ dedin mi orada duracaksın…

Devlet Bahçeli, 40 uzun gündür gözlerden ırak… Grup toplantısı yapmadı. MHP Genel Merkezi’ne gelmedi. Parti yönetimini evde topladığına dair de bir haber çıkmadı. MHP’den yapılan açıklamalar ‘sağlığının hızla düzeldiği’ yönünde. En son MHP’nin Nisan ayında yapacağı programa katılacağı duyuruldu. Yani o güne kadar ortalıkta görünmeyecek…

Bir sürpriz yapar mı? Grup toplantısına çıkar gelir mi? Bu soruya cevap verebilmek için sağlığıyla ilgili ayrıntılı bilgi ve belgeye sahip olmak lazım. Olayı kurcalaması gereken medya bile Bahçeli’nin sağlığını uzaktan izliyor. MHP’den yapılan ‘resmi açıklamalar’ dışında elde hiçbir veri ve bilgi yok. Bol bol komplo teorileri ve senaryolar var.

Medya sizlere ömür!

Ortadoğu saraylarında bile liderlerin sağlığı halkın gözünden bu denli saklanamaz. Farklı kanallardan da olsa bilgi ve belgeler ortalığa saçılırdı. Türkiye ‘açık toplum’ özelliğini yitirdi, ‘kapalı ülkeye’ dönüştü. Medya dersen sizlere ömür… Bahçeli örneği bile ‘araştırma ve soruşturma’ gibi gazeteciliğin temel fonksiyonlarını kaybettiğinin kanıtı.

Bahçeli’nin yüzünü gören yok ama ‘sesini duyan’ var. Telefon görüşmeleri ve yazılı açıklamaları ile Bahçeli gündemi en çok meşgul eden siyasetçilerin başında geliyor. Ekranlar ve gazete sayfaları onun açıklamalarıyla dolu. Gün geçmiyor ki sürpriz bir telefon görüşmesi yapmış olmasın. DEM’den arayacağı kimse kalmayınca CHP’nin Kürt Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nu aradı. ‘Öcalan açılımını ve Kürt sorununu’ konuştu.

Geçen hafta ‘Bahçeli Öcalan’ı da aradı mı?’ diye ironi yaparak sormuştum. Bu soru hala geçerliliğini koruyor. Bahçeli’nin İmralı’yı arayıp aramadığını bilmiyoruz ama Öcalan’a doğru öyle bir adım attı ki herkes şaşkına döndü. Ben hala, “Bunu Bahçeli mi söyledi?” şoku içindeyim. Biraz sonra geleceğim oraya önce sağlık meselesini bitireyim.

Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum; Erdoğan, Bahçeli’ye hasta ziyaretine gitmedi. Acaba ben mi atladım diye Google’a sordum, herhangi bir haber ve bilgiye rastlamadım. Normal mi bu? Hastalığı ziyaretine engel mi? Söz konusu cumhurbaşkanı olunca bir engelden söz edilebilir mi? Ne kadar ağır vaka olursa olsun yoğun bakımdan çıkan her hasta görülebilir, ziyaret edilebilir. Yani bir sağlık engeli olduğunu düşünmüyorum.

Peki neden Bahçeli’ye gitmedi Erdoğan? Tamam telefon görüşmesi yaptı, mekanik olarak ‘geçmiş olsun’ dedi. Fakat çiçeği ve hediyesiyle hasta ziyaretini Bahçeli’den niye esirgedi? Günlerdir bu sorunun cevabını düşünüyorum. Bende cevabı yok. Soru başlı başına anlamlı ve manidar değil mi? Erdoğan ile Bahçeli iki ortak… Bir elmanın iki yarısı gibi…

Madem iyileşiyor, neden saklıyorsunuz?

Meselenin insani boyutunu geçsek bile ‘siyaseten’, ziyaret olmazsa olmaz… Burada hem insani hem de siyasi bir durum söz konusu. Erdoğan, ne hikmetse her ikisi de dikkate almadı. Bu Erdoğan’dan beklenecek bir tavır değil. O hasta ziyareti gibi olguları asla es geçmez. Hiç Bahçeli’yi görmezden gelir mi, gelebilir mi? Başka bir mesele var o zaman…

Kamuoyunun ve bizim bilmediğimiz başka bir neden… Nedir o? Erdoğan’ın ziyaretini esirgeyeceği mesele ne olabilir? İnsanın aklına türlü türlü komplo teorileri gelmiyor değil. ‘Acaba’ diyorum sosyal medyaya yansıyan iddiaların bazısı gerçek mi? MHP her ne kadar ‘Hayır…’ diye cevap verse de bu soru geçerliliği koruyor, koruyacak… Madem ki hızla ‘iyileşiyor’ kamuoyu sesi ve yüzüyle müşerref olsa…

Sadece Erdoğan da değil, MHP’den bir ‘Bahçeli’ye evinde ziyaret’ haberi okumadım ben. Doğal mı bu? Partinin lideri 40 gündür rahatsız, evinde hızla iyileşiyor fakat yardımcılarından, kurmaylarından, danışmanlarından ziyaretine giden hiç kimse yok. Var da ben mi atladım? En azından bir ziyaret fotoğrafı yansımadı. Google’a soruyorum, yok…

Bahçeli 40 gün önce hastaneye gitti, ameliyat oldu, evine döndü. Ardından tekrar rahatsızlandı ve yeniden hastaneye kaldırıldı, sonra yeniden evine getirildi ve hızla iyileşmeye başladı. Telefon trafiği yürüttü ama hiçbir ‘hasta ziyareti’ gerçekleşmedi. Bu manzara bana ‘tuhaf’ geliyor. Hayır, bir şey ima etmiyorum. Tuhaflığa, garabete dikkat çekiyorum sadece. Ve yalnızca soru soruyorum. Gözden ırak tutulmasını yadırgıyorum. O kadar…

Bakalım MHP’nin Nisan ayı için verdiği randevu nasıl, hangi şartlarda gerçekleşecek? Beklemekten başka çare yok.

‘PKK’nın kurucu önderi’ çıkışı!

Devlet Bahçeli son açıklamasında Abdullah Öcalan’a ‘PKK’nın kurucu önderi’ dedi. Satır aralarında kalan ifade gözden kaçmadı. Tamam MHP lideri, Öcalan açılımında ezberleri bozdu, ‘Meclis’e gel, konuş…’ falan dedi ama ‘kurucu önder’ sıfatı çok ileri adım. Bu ifade ‘saygı ve iltifat’ sınırları içinde değerlendirilemez. Yıllarca Öcalan’a ‘sayın’ dediği için milletvekilleri yargılandı, kamuoyunda ‘linç’ edildi. Birkaç hafta önce bir MHP’li Öcalan’a ‘beyefendi’ dediği için istifa etmek zorunda kaldı. Bahçeli diyor ki ‘kurucu önder…’

Bir sürç-i lisan olabilir mi? Sadece dil değil kalem de bazen meramını anlatırken sürçer. Bu kadar hassas konudaki metnin rastgele yayına verilmesi düşünülemez. Bir kaç elden geçer. Bir hata, bir sürçme olduğunu sanmıyorum. Bilinçli bir tercih…

MHP lideri açılım kadar önemli bir adım daha mı attı? Öcalan’ı ‘yeni döneme’ mi hazırlıyor? Meclis’te görmek istediğini saklamadı, açıkça söyledi. Bu ifadenin ‘siyasi anlamı’ var. Öcalan’a ‘siyasi meşruiyet’ sağlar. Bahçeli’nin çıkışlarından sonra Öcalan bir ‘kanaat önderine’ dönüştü.

Gazeteci Fatih Altaylı’nın, “Telefon eden ve tweetler atan kişinin Devlet Bahçeli olduğundan şüphelenmeye başladım!” mesajını gördüm. Hiç düşünmemiştim. Acaba… Al bir soru daha? Sesinin iyi geldiği söylenen o telefon konuşmaları yoksa ‘yapay zeka’ ürünü olabilir mi? Altaylı kadar ‘kuşkulu’ değilim ben, ama zihnime küçük de olsa bir ‘soru işareti’ düşürdüğünü söylemeliyim.

Erdoğan ve MHP’nin neden Bahçeli’ye ‘hasta ziyaretine’ gitmediğini sormakta haksız mıyım?