ABD Kongresi’nin alt kanadı Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu’nda düzenlenen “Doğu ve Batı arasında Türkiye” başlıklı oturumda Türkiye-ABD ilişkilerinin yanısıra ABD’nin ulusal çıkarları açısından Türkiye’nin bölgedeki stratejik önemi masaya yatırıldı.
Temsilciler Meclisi Dışişleri Komisyonu Avrupa Alt Komitesi Başkanı Cumhuriyetçi Keith Self açılış konuşmasında, Türkiye’nin Batı ile Doğu arasında gelecekteki yöneliminin ve ABD, Avrupa, komşu ülkeler ve Rusya gibi rakipleriyle olan ilişkilerinin tartışılacağını belirtti. Self, “Amacımız Türkiye’nin NATO’daki rolünü incelemektir” dedi.
Türkiye’nin tarihsel olarak dış politika çıkarlarını genellikle NATO’nun hedefleriyle uyumlu hale getirdiğini belirten Self, bununla birlikte Ankara’nın son 10 yılda NATO hedefleriyle örtüşmeyen bazı adımlar attığını savundu. Alt Komite Başkanı Self şöyle devam etti: “Ukrayna’nın işgali ve 2023’teki İsrail’e yönelik 7 Ekim saldırıları gibi olaylarda, Türkiye NATO ittifakının genel gündemini desteklese de, NATO’nun yalnızca bir üyesi olarak hareket etmiş Ortadoğu’daki hain aktörlerin eylemlerini kınamayı reddetmiştir.”
“Türkiye Suriye’deki boşlukta güç simsarlığı rolü üstleniyor”
Temsilciler Meclisi üyesi Self, Türkiye’nin Suriye’deki rejim değişikliğinin yarattığı boşlukta “güç simsarlığı” rolünü üstlendiği eleştirisini getirdi. Ayrıca Self, dünyanın ve özellikle de Amerika’nın Türkiye’nin Kürtler’le olan gerginliği azaltıp azaltmayacağını yakından izleyeceğini vurguladı. Cumhuriyetçi Partili siyasetçi, Türkiye’nin Washington’un Kürtler’le olan ortaklığına karşı çıkmasının, ABD ile ilişkilerinde ciddi bir tıkanma noktasına yol açacağını söyledi.
“NATO’da ABD’den sonra ikinci büyük ordu olan Türkiye nadir toprak rezerviyle de dikkat çekiyor”
Temsilciler Meclisi üyesi Keith Self, Türkiye’nin coğrafi olarak hem Avrupa hem de Asya’da yer almasının büyük bir avantaj olduğunu belirtti. Türkiye’nin NATO’da ABD’den sonra en büyük ikinci orduya sahip olduğunu vurgulayan Self, ülkenin Batı için stratejik bir ortak olabileceğini ifade etti.
Self ayrıca, Türkiye’nin 694 milyon tonluk nadir toprak rezerviyle dikkat çektiğini, ancak son yıllarda bölgedeki taahhüdünün zayıfladığını ve coğrafi konumunun ülkeyi bazı kötü aktörlere karşı savunmasız hale getirdiğini de söyledi.
“Türkiye’nin Ukrayna konusunda sergilediği duruş takdir edilmeli”
Oturumda söz alan Dış İlişkiler Komisyonu Avrupa Alt Komitesi’nin kıdemli Demokrat üyesi Bill Keaton, Türkiye’nin yıllardır Avrupa ve Ortadoğu ile ilişkilerini dengelediğini belirtti. Keaton, son olarak Rusya’nın Ukrayna’yı işgali sonrası Türkiye’nin Karadeniz üzerinden tahıl sevkiyatını sağlamada hayati bir rol oynadığını vurgulayarak, Türkiye’nin Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bütünlüğünü savunarak ilkesel bir duruş sergilediğini ve bu tutumun takdir edilmesi gerektiğini ifade etti.
“S-400 satın alması ABD ile ilişkilerini karmaşık hale getiriyor”
Temsilciler Meclisi Üyesi Bill Keaton, Türkiye’nin 7 Ekim saldırısının sorumlusu Hamas terör örgütüne destek verdiğini savunarak bunun sona ermesi gerektiğini vurguladı.
Ayrıca Keaton, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alması ve Finlandiya ile İsveç’in NATO üyeliğini onaylamada gecikmesinin, ABD ile ikili ilişkileri karmaşık hale getirdiğini ifade etti.
Demokrat Kongre üyesi, Türkiye’nin Azerbaycan’a karşı elindeki kozu kullanarak, Kafkaslar’da kalıcı ve uzun vadeli barış için baskı yapması gerektiğini belirtti.
Wilson’dan Türk asılllı Amerikalılar’ın topluma katkısına vurgu
Cumhuriyetçi Parti’den Temsilciler Meclisi üyesi Joe Wilson, ABD ve Türkiye arasındaki ilişkilerde inişler ve çıkışlar olsa da, karşılıklı yararın ve ortaklıklarının özgürlük ve demokrasiye olan katkısının temel olduğunu vurguladı.
Wilson, Türkiye’nin Soğuk Savaş döneminde komünizme karşı önemli bir rol oynadığını ve Orta Asya ile Doğu Avrupa ülkelerinin özgürleşmesinde katkı sağladığını belirtti.
Ayrıca Wilson, Türk asıllı Amerikalılar’ın 130 yılı aşkın süredir iş dünyasındaki liderliği ve toplumsal entegrasyonla Amerikan toplumuna önemli katkılarda bulunduğunu hatırlattı.
Kongre Üyesi Joe Wilson, uzun süredir devam eden işbirliği ve terörle mücadeledeki ortaklıkları vurgulayarak, Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Sedat Önal’ın Milwaukee’deki Cumhuriyetçi Parti Ulusal Kurultayı’na katılmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Demokrat Partili Temsilciler Meclisi üyesi Dina Titus ise Yunanistan’ın, ABD’nin bölgedeki çıkarlarını destekleyen sorumlu bir müttefik olarak öne çıktığını, Türkiye’nin ise Erdoğan’ın “yeni Osmanlı hırslarıyla” ilgilendiği izlenimi yarattığını söyledi.
Oturumda, Washington Enstitüsü Yakın Doğu Politikası kıdemli araştırmacısı Anna Borschevskaya, Demokrasileri Savunma Vakfı direktörü Jonathan Schanzer ve Yeni Amerikan Güvenliği Merkezi’nde kıdemli araştırmacı olan Celeste Wallander sunum yaptı ve komisyon üyelerinin sorularını yanıtladı.
“ABD Türkiye ile alternatif enerji projeleri geliştirebilir”
Washington Enstitüsü Yakın Doğu Politikası kıdemli araştırmacısı Anna Borschevskaya, Türk Akımı ve benzeri projelerin Rusya’ya gaz kaynağını gizleme ve Avrupa’da nüfuz kazanma fırsatı sunduğunu belirtti. Borschevskaya, ABD’nin bu projelerde yer alan şirketlere yaptırım uygulayabileceğini ve Türkiye ile alternatif enerji projeleri geliştirerek Rusya’ya bağımlılığı azaltabileceğini ifade etti. Ayrıca, Türkiye’nin Karadeniz Tahıl Anlaşması’ndaki arabuluculuk rolünün önemli olduğunu ve gelecekte benzer rollerde faydalı olabileceğini vurguladı.
Demokrasileri Savunma Vakfı direktörü Jonathan Schanzer, Kongre oturumunda Türkiye’yi Suriye’deki iç savaş başladığından beri bölgedeki cihatçı gruplara destek vermekle eleştirdi. Ayrıca Türkiye’nin, Hamas ve Hizbullah gibi terör örgütlerine mali ve siyasi destek sağladığını iddia eden Schanzer, bu tür eylemlerin Türkiye’nin uluslararası ilişkilerdeki karmaşık konumunu etkilediğini belirtti.