ÖHD Eş Genel Başkanı: ‘Umut Hakkı’ ile ilgili yasal düzenleme yapılmalı

AMED – PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısını değerlendiren ÖHD Eş Genel Başkanı Serhat Çakmak, “Umut Hakkı”nın sağlanması için yasal düzenleme yapılması gerektiğini belirtti. 

PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın, “Barış ve demokratik çözüm” çağrısının ardından gözler, 22 Ekim 2024’te Meclis grup toplantısında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Bu dirayeti gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılmasının önü de ardına kadar açılsın” sözüne çevrildi. 

Bu kapsamda Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) dün Amed’de Genel Merkez üyeleriyle yaptığı açıklamada “Öcalan’ın ‘umut hakkı’ için yasal düzenleme yapılmalı” çağrısında bulundu.

Çağrıda bulunan ÖHD’nin Eş Genel Başkanı Serhat Çakmak, hem yapılan çağrı hem de ‘Umut Hakkı’na dair değerlendirmelerde bulundu.

‘İLK ADIM OLARAK ÇALIŞMA KOŞULLARI YARATILMALI’

Dünyada gelişen çözüm süreçlerinin örneklerini veren Çakmak, hukuki boyutun çözüm süreçlerinde çok önemli olduğunu hatırlattı. Çakmak, hukuki boyutun ilk temel adımı olarak, “Sayın Abdullah Öcalan’ın İmralı Ada Hapishanesi’nde, hapishane koşullarının çok ötesindeki bu tecrit sisteminin devlet tarafından sona erdirilmesi gerekmektedir. Abdullah Öcalan’ın bu süreci yürütebileceği çalışma koşullarının yaratılması gerekiyor” dedi. İktidarın bu değişikliklerin hukuki altyapısını doldurulması gerektiğinin önemine değinen Çakmak, bunlar olmadan yapılacak olan her hamlenin, her adımın büyük bir tehlike barındıracağına dikkat çekti. Ülkedeki geçmiş pratiklere işaret eden Çakmak, “O yüzden öncelikli olarak Sayın Abdullah Öcalan’ın içerisinde bulunduğu infaz koşullarının değişimine dair hukuki, kanuni düzenlemelerin yapılması gerekiyor. İlk adımı bununla attıktan sonra devletle Sayın Abdullah Öcalan arasında yapılan müzakerelerin her adımı için ayrı ayrı bir kanuni değişikliğin yapılması gerekiyor” diye konuştu.

‘ÖRGÜTÜYLE DOĞRUDAN TEMAS KURMALI’

2013-2015 sürecinde düzenlenen kanunun mevcut olduğunu ifade eden Çakmak, o kanunun baki kalmak kaydıyla her bir adım için ayrı ayrı kanunun düzenlenmesi gerektiğini ifade etti. Çakmak, “Öncelikli İmralı Ada Hapishanesi’nin infaz koşullarının değiştirilip Sayın Abdullah Öcalan’ın süreci yürütebilecek ulusal ve uluslararası bu alanda uzman kişilerle görüşebilmesinin zemini yaratılmalı. Avukatlarıyla görüşmelerin kesintisiz bir şekilde yapılması gerekiyor. Aynı zamanda bugün muhataplardan birisi olan kendi örgütü ile doğrudan temas kurabilecek iletişim kanallarının da sağlanması gerekir. Çünkü devletle görüşme yapan kendisidir. Atmak istediği adımlar için de örgütüyle ile muhatap olabilecek koşulların yaratılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.  

‘YASAL DÜZENLEME YAPILMALI’

2024’te AİHM’in “Umut hakkı” kararlarının uygulanmasını yürüten Bakanlar Komitesi’nin Türkiye’ye Abdullah Öcalan’ın da yer aldığı “Gurban kararını” uygulanması için 1 yıllık süre verdiğini belirten Çakmak, “Bu süre zarfında Türkiye’nin, infaz yasasında ağırlaştırılmış hapis cezasına ilişkin bir yasal düzenleme yapması gerekiyor. ‘Umut hakkı’ kavramıyla ilgili temel değişikliğin yapılması gerekir. Ama Sayın Abdullah Öcalan ile ilgili sadece ‘umut hakkı’ meselesi konunun çözümü için yeterli olmayacaktır. Burada koşullarının sağlanabilmesi için yasal değişikliklerin de sağlanması gerekiyor. ‘Umut Hakkı’ ile ilgili infaz yasasında yapılabilecek değişiklikler sadece kendisini ve Gurban kararı grubunda yer alan hükümlüleri değil aynı zamanda ağırlaştırılmış hapis cezası alan ve buna maruz kalan  tüm kişileri de etkileyecektir” şeklinde konuştu.

 ‘HAYATİ ÖNEME SAHİP’

Abdullah Öcalan’ın özgürlük talebinin altında kendi şahsi talebinin yer almadığını belirten Çakmak, talebin başlatılan yeni sürecinin sağlıklı bir şekilde nihayete erdirebilmesi için ve koşulların yaratılması amacıyla olduğunu söyledi.  Çakmak şöyle devam etti: “Gerçekten çok sancılı bir süreç. Bir süreç başladı ama önemli olan bundan sonraki süreçtir. O yüzden kendisinin bu süreci yürütebilmesi için uygun koşulların sağlanması gerekiyor. Olası provokasyonları da göz önünde bulundurduğumuzda hayati öneme sahip bir durum.” 

MA / Müjdat Can