Ortadoğu’nun en önemli ülkelerinden Mısır’ın, ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazze’den Filistinlileri zorla göç ettirme planına karşı koyma konusunda sınırlı da olsa bazı manevra alanlarına sahip olduğunu söylemek mümkün. Uzmanlar, bu kapsamda Mısır’ın Filistin yönetiminin Gazze’deki otoritesini güçlendirmeyi teşvik edebileceğini, yeniden inşa çabalarını hızlandırabileceğini ve hatta uluslararası ya da Arap barış gücü konuşlandırarak Gazze ile İsrail yerleşimleri arasında bir tampon bölge oluşturabileceğini belirtiyor.
Trump Baskısı Karşısında Stratejik Konum
Uzmanlar, Mısır’ın Trump’ın göç planına doğrudan karşı çıkmasının düşük bir ihtimal olduğunu, ancak Kahire’nin tamamen çaresiz olmadığını vurguluyor. Trump, ekonomik sıkıntılar içindeki Mısır’ı çeşitli ekonomik teşviklerle etkilemeye çalışabilir. ABD Başkanı, Mısır lideri Abdülfettah el-Sisi’yi Beyaz Saray’a davet ederek, askeri ve ekonomik yardımlar, dış borçların bir kısmının silinmesi gibi teklifler sunabilir. Bu bağlamda, ABD’nin dış yardımlarını dondurma kararından Mısır’ı da Muaf tuttuğunu hatırlamakta fayda var.
Trump, Mısır ve Ürdün’ün Filistinli göçmenleri kabul edeceğinden emin bir tavır sergiliyor. Geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, “Onlar için çok şey yapıyoruz, bunu kabul edecekler” diyerek dolaylı bir baskı kurdu. Mısır’ın ABD’ye doğrudan karşı çıkması pek olası görülmese de Kahire, bölgedeki stratejik konumunu ve arabulucu rolünü kullanarak hem Hamas-İsrail müzakerelerinde hem de esir takas görüşmelerinde etkili bir aktör olmayı sürdürebilir.
Mısır’ın Alternatif Hamleleri
Mısır’ın elindeki en önemli kozlardan biri, zorla göç planına karşı Arap ve İslam dünyasında muhalefeti güçlendirmek olabilir. Filistinlilerin zorla göç ettirilmesine yönelik toplumsal tepki, Mısır içinde ve bölge genelinde Filistin konusundaki tutumundan dolayı iç kamuoyunda bile itibarı sarsılan Washington üzerinde baskı oluşturabilir.
Bir diğer önemli faktör ise 1979’da imzalanan Mısır-İsrail Barış Anlaşması’nın geleceği. Eğer Filistinlilerin Sina’ya göçü dayatılmaya çalışılırsa, bu durum Kahire’yi İsrail ile yapılan barış anlaşmasını gözden geçirmeye itebilir. Mısır daha önce resmen böyle bir çıkış yapmıştı zaten. Böyle bir senaryo, sınır bölgelerinde istikrarsızlığa yol açabilir ve İsrail’in güvenlik kaygılarını artırabilir.
Öte yandan, Filistin yönetiminin Gazze’deki kontrolünü artırması ve bölgenin yeniden inşasına hız verilmesinde rol almak, Mısır’ın zorla göç planına alternatif sunmasını sağlayabilir. Ayrıca, bölgeye uluslararası veya Arap barış gücü konuşlandırılması da İsrail yerleşimlerinin Gazze’den ayrılmasını sağlayacak bir mekanizma olarak değerlendirilebilir.
Mısır ve ABD Arasındaki Dengeler
Mısır’ın Trump’ın planını kabul etmesi için büyük tavizler verilmesi gerekeceği belirtiliyor. Ancak, böyle bir kararın siyasi, güvenlik ve stratejik riskleri oldukça büyük.
Yaklaşan diplomatik görüşmeler, özellikle Ürdün Kralı Abdullah’ın Washington ziyareti ve Mısır-ABD yetkilileri arasındaki perde arkası müzakereler, önümüzdeki süreçte yeni gelişmelere kapı aralayabilir. Nihai sonucun ise Trump’ın “tehdit ve ödül” politikasını ne ölçüde sürdüreceğine bağlı olduğu vurgulanıyor. Ancak Trump, dozu yüksek açıklamalarından sonra yumuşa emareleri gösterdiğini de belirtmek gerekiyor.
Gizli Müzakereler ve Negev Çölü Seçeneği
Trump yönetiminin, Mısır ve Ürdün’ün Gazze’den gelen Filistinlileri kabul etmesi konusunda kapalı kapılar ardında müzakereler yürüttüğüne dair bazı çevrelerin, özellikle İslamcı grupların şüpheleri bulunuyor. Ancak geçtiğimiz günlerde Kahire’de düzenlenen altılı Arap zirvesinde, ABD’nin bu planına karşı resmi bir ret yanıtı verildiğini hatırlatalım. Mısır, Ürdün, Filistin, Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin katılımıyla gerçekleşen zirvede, ABD’nin zorla göç planının yerine iki devletli çözümün desteklenmesi gerektiği vurgulandı.
el-Sisi ise kamuoyuna açık bir şekilde Mısır’ın bu plana karşı olduğunu dile getirerek, Filistinlilerin zorla göç ettirilmesini “büyük bir haksızlık” olarak nitelendirdi. Ancak aynı açıklamada, Trump’ın liderliğini överek “Orta Doğu’da kalıcı barışı sağlama potansiyeli taşıdığına” dair ifadeler kullanması, Kahire’nin diplomatik açıdan dengeli bir politika izlemeye çalıştığını gösteriyor.
ABD’nin Ortadoğu özel temsilcisi Adam Boehler, eğer Mısır ve Ürdün göç planına karşı çıkıyorsa, alternatif çözümler sunmaları gerektiğini belirtti. Bu kapsamda, Arap kaynakları Negev Çölü’ne Filistinli mültecilerin yerleştirilmesi yeniden gündeme gelebileceğine dikkat çekiyorlar. İsrail kontrolündeki Negev, Mısır sınırına yakın geniş bir çöl alanı olması nedeniyle tartışmalı bir alternatif olarak değerlendiriliyor.
Gizli Bir Göç Süreci mi?
Londra çıkışlı Arap medyasının önde gelen gazetelerinden el-Arab, olası bir gizli göç sürecine de dikkat çekiyor. Örneğin, Gazze’den yaralı olarak getirilen Filistinlilerin, insani gerekçelerle Mısır’a kabul edilmesi ve sonrasında geri dönmelerinin engellenmesi gibi yöntemler uygulanabilir. Ayrıca, gazeteye göre, belirli sayıda Filistinli mültecinin “geçici” statüde kabul edilip zamanla Mısır’a entegre edilmesi ihtimali de gündemde. Bu bağlamda, Mısır yönetimi, kamuoyu önünde göç planına karşı dursa da pratikte kontrollü ve sınırlı sayıda mülteciyi kabul edebileceği belirtiliyor. Özellikle Refah ve Ariş gibi bölgelerde, gayriresmî olarak Filistinli ailelerin yerleştirilmesi gibi senaryolar üzerinde duruluyor.
Sonuç olarak Mısır, ABD’nin Filistinlileri zorla göç ettirme planına doğrudan karşı çıkmasa da, diplomatik manevralar yaparak süreci kendi lehine çevirmeye çalıştığı aşikar. Kahire yönetimi, Trump yönetiminin ekonomik ve siyasi baskısını dengelemeye çalışırken, Filistinli mültecilerin Sina’ya zorla yerleştirilmesini önlemek için bölgesel ve uluslararası desteği artırmaya çalışıyor.
Önümüzdeki dönemde gerçekleşecek diplomatik temaslar, Trump yönetiminin nasıl bir strateji izleyeceğini ve Mısır’ın bu sürece nasıl yanıt vereceğini belirleyecek. Ancak şu açık ki, Mısır için seçenekler sınırlı olsa da tamamen tükenmiş değil.
KAYNAK: BOLD MEDYA – YAVUZ ACAR
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***