İZMİR – KHK ile ihraç edilen kamu emekçilerinin görevlerine geri dönmesi için yapılan oturma eyleminin 316’ıncı haftasında Sêrt kayyımı, gazetecilerin gözaltına alınması ve hafta içinde yaşanan tutuklamalara dikkat çekildi.
Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) İzmir Şubeler Platformu’nun, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edilen kamu emekçilerinin işlerine iadesi talebiyle Karşıyaka çarşı girişinde düzenlediği oturma eylemini 316’ncı haftasında sürdürdü. Eylemde, “İhraç tecrittir. Tecrit insan hakları ihlalidir. Hak ihlallerine hayır. İşimize geri döneceğiz” pankartı açılırken, sık sık “KHK’ler gidecek biz kalacağız”, “Baskılar bizi yıldıramaz”, “Hak, hukuk, adalet”, “Özgür basın susturulamaz” sloganları atıldı. Açıklamaya birçok siyasi parti ve STK temsilcisi katıldı.
Açıklamayı yapan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Zeliha Danyeli, sermayenin mutlak iktidarına, doğanın talanına, insanın ve toplumun güvencesiz kılınmasına karşın emek ve demokrasi mücadelelerini sürdürdüklerini söyledi. Sermayeden ve devletten bağımsız sendikacılığı savunmaya devam edeceklerini belirten Zeliha Danyeli, “Eşit ve özgür yurttaşlığı anayasanın esası olarak gören, düşünce ve ifade özgürlüğünü, bilimselliği, laikliği vazgeçilmez ilke olarak kabul eden, farklılıklarımızla birlikte yeni bir yaşamı inşa eden bir anlayışı savunmaktayız. Türkiye’ de demokrasiden söz etmek mümkün değil . Emek, barış ve demokrasiden yana emekçilerin arzusu olan demokratik eşitlikçi bir anlayıştan giderek uzaklaşıldığı görülmektedir. Bu tekçi rejimin kendini inşa etme süreci, ülkedeki tüm kesimleri kapsayan, herkesin yaşamına müdahale etmeyi kendinde hak gören bir biçimde şekillenmektedir” dedi.
‘BASINA SANSÜR KABUL EDİLEMEZ’
İktidarın muhalif kesimi susturmak için yargıyı aparat haline getirdiğini, basın emekçilerine, meslek örgütlerine yönelik saldırılara devam ettiğini dile getiren Zeliha Danyeli, “Her hafta gazetecilere davalar açıldığına şahit olduk. İletişim çağında basına sansür uygulanması, gazetecilere görevini yaptığı için soruşturma açılması kabul edilemez. İstanbul Barosu’na yönelik hukuki dayanaklardan yoksun saldırılar tüm emek, meslek örgütlerine, odalara, sendikalara ve demokratik kitle örgütlerine bir gözdağı verme amacı taşımaktadır. Birçok ünlü ismin menajerliğini yapan Ayşe Barım 1 Haziran 2013’te Taksim Gezi Parkı’nda başlayan ve tüm ülkeye yayılan eylemlere ilişkin oyuncuları yönlendirdiği gerekçesiyle tutuklandı. Gezi Parkı direnişine destek oldukları sebebiyle birçok ünlü ismin ifadelerine başvuruluyor. Öncelikle, 1 Haziran 2013’te başlayan Gezi direnişinde hak ve özgürlüklerinin tek tek ellerinden alınmasına karşı milyonların demokrasi, eşitlik, özgürlük ve adalet talebiyle bir araya geldiğini hatırlatıyor ve hiçbir iktidarın terör, darbe, dış güçlerin oyunu iddialarıyla Gezi direnişini lekelemeye gücünün yetmeyeceğini ifade ediyoruz” ifadelerini kullandı.
‘HALK İRADESİNE DARBE DEVAM EDİYOR’
Sêrt Belediyesi’ne atanan kayyıma da değinen Zeliha Danyeli, toplum iradesinin gasp edilmesine alıştırılmak, kayyımın olağan hale getirilmek istendiğini dile getirdi. KESK olarak bu hukuksuzluklara alışmayacaklarını ifade eden Zeliha Danyeli, “Bu koşullarda hak, hukuk, vicdan ve adalet arayışına girmek ancak ve ancak demokrasiden yana olan güçlerin ortak mücadelesiyle mümkün olacaktır. Artık yeter, ‘korkuya, sömürüye, baskıya, faşizme geçit yok’ diyen milyonların sesi olmaya; barış içinde, eşit, özgür, insanca yaşanabilecek bir ülke ve dünya için mücadeleyi sürdürmeye, halkın, emeğin haklarını savunmaya devam edeceğiz. Er ya da geç biz kazanacağız” diye konuştu.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***