DÎLOK – Belqîs ile Xelfetî’yi birbirinden ayıran Birecik Barajı suları ve Merzimen Çayı’nın bitiminde yarım adayı andıran Kela Zêrin, bakımsız da olsa görenleri büyülüyor.
Dîlok’un Belqîs (Nizip) ilçesinde yer alan tarihi Kela Zêrin (Rumkale) kent merkezine 62, ilçe merkezine ise 63 kilometre uzaklıkta. Riha’nın Xelfetî ve Belqîs ilçelerini birbirinden ayıran Birecik Barajı’nın tam ortasında yer alan kale, Ermeniler arasında Hromgia, Kürtlerde de Kela Zêrin (Altın Kale) ismiyle anılıyor. Romalıların bir dönem askeri üs olarak kullandığı kale, bugün baraj sularının çevrelemesi sebebiyle yarım adayı andırıyor.
Birecik Barajı’nın 1998’de su tutması ve 1999 yılında açılmasıyla, kalenin büyük bir kısmı sularla çevrili. Erişimi oldukça sınırlanan ve binlerce yıldır ayakta olan kale, günümüzde de büyülen coğrafyası ile ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.
Ancak kale ve çevresine gelen ziyaretçiler, yapılmayan çevre temizliği, atıklar yüzünden büyüleyen kale manzarasından istedikleri görsel faydayı sağlayamıyor. Ziyaretçilerin yiyecek-içecek atıklarına eklenen silah talim atıkları, ekolojik bir tehdit olarak kale etrafını sarıyor. Bir doğa harikası gibi duran kalenin bakımsızlığı, tarih ve doğaya yaklaşımın özeti gibi duruyor.
KALENİN TARİHİ VE YAPISI
Merzimen Çayı’nın Fırat Nehri’ne döküldüğü alandaki kayalıklar üzerinde yer alan kale, jeopolitik konumu sebebiyle pek çok iktidar, krallık ve medeniyet tarafından ele geçirilir. Kalede toprak üstündeki yapıların, 12-14’üncü yüzyıllar arasına ait olduğu kabul ediliyor. Antik dönemlerden günümüze kadar Şitamrat, Kal-a Rhomayta, Hromklay, Ranculat, Kal-at el Rum ve Kal-at el Müslimin gibi farklı isimlerle de anılan kale, iki bedenden oluşuyor. Birinci beden, doğu, kuzey ve batıda kayalığın dik olarak yontulmasıyla doğal bir sur meydana getirilerek oluşturulmuşken, İkinci beden ise doğal surun üstüne sert kalker kesme taşlarla sur duvarı olarak yapılmıştır. Kuzey ve doğu surlarında dikdörtgen planlı yedi burç ile kuzeyde çok sayıda mazgal pencere yer alıyor. Kalenin güney yöndeki kayalık uzantısı 12’nci yüzyılda oyularak hendek haline getirilmiştir. Bu yolla, kara ile kalenin doğrudan ilişkisi kesilmiştir.
Kalede, beden duvarları ve burçlar dışında mimari kalıntılar arasında Aziz Nerses Kilisesi, Barşavma Manastırı, çok sayıda yapı kalıntısı, su sarnıçları, su kuyusu ve hendek yer alıyor.
Roma döneminde Hz. İsa’nın havarilerinden Yohannes’in Rumkale’ye gelip yerleştiği ve kayadan oyma bir odada İncil’in nüshalarını çoğalttığı rivayet edilmektedir. Bugün Fırat ve Merzimen kıyılarının dik yamaçlarından çıkarak girişi sağlanabilen kaleye giriş, sur ve kompleks odalardan oluşan kapı geçidinden yapılıyor. Mercidabık Savaşı’ndan sonra 1516’da Osmanlıların eline geçen Rumkale, Halep Eyaletinin Birecik Sancağına bağlı bir kaza hâline getirildi.
MA / Ceylan Şahinli
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***