HABER MERKEZİ – İnsan Hakları Haftası kapsamında düzenlenen programlarda “Çoklu kimlikler ve ayrımcılık” ile “Toplumsal cinsiyet eşitsizliği” tartışıldı. Ayla Akat Ata, “Bugün mülteci sorunu ve savaş varsa onun sonlanması için mücadele edeceğiz” dedi.
Amed Barosu, İnsan Hakları Derneği (İHD), Rosa Kadın Derneği, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Tabip Odası, İnsan Hakları Haftası dolayısıyla Amed Barosu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda “Çoklu kimlikler ve ayrımcılık” konulu panel düzenledi. Avukat Songül Argünağa’nın moderatörlük yaptığı panelde Av. Ayla Akat Ata ve Av. Hatice Demir konuşmacı olarak yer aldı.
Burada ilk olarak konuşan avukat Hatice Demir, yakın tarihe kadar kadınların bütün mücadelelerine rağmen hazırlanan bütün uluslararası kanunlarda kadınlara yeterince yer verilmediğini ifade etti. Kadınların eşit yurttaşlık talebinin zamanla birçok kavramın değişmesine yol açtığını belirten Hatice Demir, 1800’lerde Amerika’da kölelik içinde yer alan siyahi kadınların mücadelesinin bundaki önemine işaret etti. Kadınların çoklu kimlikler nedeniyle baskıya maruz kaldığını da belirten Hatice Demir, toplumsal cinsiyet eşitsizliği kavramına değindi. OHAL hukukundan da bahseden Hatice Demir, bunun en fazla Kürtler üzerinde uygulandığını belirterek, “Cumhuriyetten bu yana çoğunuzun bildiği gibi Takrir-i sükûn, DGM, ÖYM, son olarak TMK ile Kürtler üzerinde ayrımcılık sürüyor. Kürt kadınlarının etnik ve kimlik taleplerinin tamamı suçlama konusu yapılıyor. Bunu en son Kobanê Davası’nda gördük” dedi.
‘BASKILAR KURUMSALLAŞTIRMAYI GETİRDİ’
Kürt kadınlarının yaşadığı ayrımcılığa dikkat çeken Ayla Akat Ata, etnik kimliğin yanı sıra başka ayrımcılık çeşitlerine de değindi. Suriye’de yaşanan olaylara değinen Ayla Akat Ata, Suriyelilerin burada yaşadığı ayrımcılığa örnekler verdi. Ülkeleri yönetenlerin halkların geleceğini düşünmesi gerektiğini belirten Ayla Akat Ata, “Halkları yönetenler onları görme ve savaşı durdurmak zorundadır. Dünya iki büyük savaş yaşadı, bugün üçüncü bir dünya savaşı söz konusu oldu” dedi.
Geçmişte kadın mücadelesi kapsamındaki tüm eylemlerin suçlama konusu yapıldığını belirten Ayla Akat Ata, gözaltına alınmalardan kaynaklı arşiv yapamadıklarını ama bu yargılamaların kendileri için arşive döndüğünü söyledi. Ayla Akat Ata, “Yine savaş, çatışma, şiddet beraberinde kurumları oluşturdu. Önce dernekler oldu sonra bu dernekler federasyonları doğurdu. Dilimize, kültürümüze dönük saldırılar oldu ve bunların kurumları açıldı. 80-88’de Paris’te bir Kürt konferansını dinlediği için Kürt milletvekilleri CHP’den ihraç edildi. Siyaset yapamama meselesi, kendi siyasetinin kurumlarını ortaya çıkardı” dedi.
8 YILDA 149 SORUŞTURMA
Kendi yargılamalarından örnekler veren Ayla Akat Ata, 8 yılda hakkında 149 soruşturmanın açıldığını ifade etti. Dünya kadınlarının kendilerini “Jin jiyan azadî” sloganıyla selamladığını belirten Ayla Akat Ata, burada ise bunun yasaklanmaya çalışıldığını söyledi. Kürt kadını olarak yaşadıkları zorlukların olduğunu belirten Ayla Akat Ata, Suriyeli Kürt kadının kendisinden daha fazlasını mülteci olduğu için burada yaşadığını belirtti. Ayla Akat Ata, “En önemlisi ayrımcılığı tetikleyen nedenler var onlar ortadan kaldırılmalı. Bugün mülteci sorunu ve savaş varsa onun sonlanması için mücadele edeceğiz. Kadın kendini en güvende hissettiği mekanda katlediliyorsa o mekanı demokratikleştireceğiz” dedi.
RIHA
Riha Barosu İnsan Hakları Merkezi, İHD, ÖHD Riha şubeleri, akademisyen/yazar Handan Coşkun’un katılımıyla “Toplumsal cinsiyet” konulu atölye düzenledi. Atölyeye, dernek üyeleri ve baronun insan hakları merkezi yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.
Atölyede konuşan Handan Coşkun, “Kadınlar tüm savaşlarda savaş ganimeti olarak görülmeye devam ediliyor” dedi. Bir dönem Elîh’teki kadın intiharları ve Kürdistan’da yaşanan “kısırlaştırma” projelerine kadar tüm özel savaş süreçlerinden bahseden Handan Coşkun, dünyada gelişen uyuşturucu-fuhuş ilişkilerini anlattı. 2010 yıllarında Amed’de yaptığı kadın çalışmalarına değinen Handan Coşkun, “En çok nerede kaybettiysek orada çalışmaya başlamayız. Toplumsal cinsiyette de öyle” dedi.
Atölye soru cevap şeklinde sona erdi.
ANKARA
İHD Ankara Şubesi Kadın Komisyonu tarafından 10 Aralık İnsan Hakları Haftası kapsamında “Kadının Fendi” isimli film gösterimi gerçekleştirildi. İHD Ankara Şubesinde gerçekleşen gösterime, DEM Parti Ankara İl Örgütü ve İHD üyelerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***