Türkiye’nin desteklediği Suriye Milli Ordusu, Ankara’nın on yıllardır Türkiye’ye karşı savaşan PKK ile bağlantılı olduğunu iddia ettiği YPG’ye karşı saldırılarını sürdürüyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Pazartesi günü saldırıyı savunarak Türkiye’nin sadece sınırlarını koruduğunu ve Suriye topraklarında hiçbir çıkarı olmadığını söyledi.
Ankara, Esat rejiminin devrilmesini ve İranlı ve Rus destekçilerinin çekilmesini birer fırsat olarak görüyor.
“Rusya ve İran yok” diyen Marmara Üniversitesi uluslararası ilişkiler profesörü Bilgehan Alagöz, “Türkiye’nin PKK ve YPG ile çarpışırken Rus, İran ve Esat rejimi kuvvetleriyle karşı karşıya olduğunu” kaydetti ve “Türkiye’nin PKK ve YPG’ye karşı savaşında bunun bir fırsat olarak adlandırılabileceğini” söyledi.
Ancak YPG, IŞİD’e karşı savaşın bir parçası olarak konuşlandırılan küçük bir ABD askeri gücü tarafından destekleniyor.
Türkiye destekli Suriye Milli Ordusu’nun Fırat Nehri’ne yaklaşmasıyla birlikte analistler, daha fazla ilerlemenin, Ankara’yı hem Washington hem de Suriye’nin yeni yöneticileri Heyet Tahir El Şam (HTŞ) ile karşı karşıya getirebileceğini söylüyor.
Haber portalı Medyascope’ta dış siyaset analizleri yapan Türkiye’nin eski Erbil Başkonsolosu Aydın Selcen, “Fırat’ın şu anda ABD ordusu için bir hat gibi” olduğunu söylüyor. Selcen, bunun devam etmesi durumunda, “Türkiye’nin dolaylı olarak ABD’yle, hatta belki de HTŞ ile karşı karşıya getirebileceğini ve Ankara’yı yeniden hassas bir diplomatik pozisyona sokabileceğini” kaydetti.
Analistlere göre İsrail ordusunun Suriye’deki ilerleyişi, İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Saar’ın geçen ay Kürtler’i İsrail’in doğal müttefiki ilan eden konuşması ve Türkiye-İsrail rekabetinin arttığı bir ortamda, Ankara’nın YPG ve siyasi kanadı PYD’nin yarattığı tehdide ilişkin endişelerini körüklüyor.
Başkent Üniversitesi’nden uluslararası ilişkiler profesörü Hasan Ünal, “İsrail’in şimdi PKK, PYD kontrolündeki bölgeler ve kendi toprakları arasında bir koridor açtığını” söylüyor. “Bu da Fırat’ın doğusunda bir Kürt kukla devleti kurmaya çalıştıklarını gösteriyor” diyen Ünal’a göre bu da Türkiye ile pek çok sorun yaratabilecek bir durum.
İsrail’in Suriye’deki varlığı, Ankara’nın YPG üzerindeki baskısını arttıracağı ve ABD’nin Suriye’deki askeri varlığını sona erdirmek için yeni Trump yönetiminden medet umacağı anlamına geliyor.