Esat ailesinin Suriye’deki yarım asırlık iktidarının dramatik bir şekilde sona ermesi bölgedeki güç dengelerinde büyük bir değişime işaret ederken Türkiye, Beşar Esat’ı deviren isyancıların bir kısmının başlıca destekçisi olarak kazançlı çıkmaya devam ediyor.
Haber portalı Medyascope’ta dış siyaset analizleri yapan Türkiye’nin eski Erbil Başkonsolosu Aydın Selcen, Türkiye’nin Suriye’deki son gelişmelerden sonra “açık ve net kazançlı ülke” olarak öne çıktığı görüşünde. İran’ın kesinlikle kaybeden taraf olduğunu belirten Selcen’e göre Rusya da kenara itilmiş durumda.
Eski adı Özgür Suriye Ordusu olan Türkiye destekli isyancı grup Suriye Milli Ordusu, Esat’ın devrilmesinde rol oynamış olsa da saldırıya öncülük eden güç, radikal İslamcı grup Hayat Tahrir El Şam’dı (HTŞ). Analistlere göre bu durum, Ankara’da Suriye’nin geleceği konusunda huzursuzluk yaratacak.
Türkiye’nin kontrolü kaybetmesi ihtimaline işaret eden Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nden uluslararası ilişkiler profesörü Hüseyin Bağcı, “Sorun da bu zaten. Türkiye kontrolü sağlayamıyor çünkü sadece Özgür Suriye Ordusu yok. Başka birçok radikal grup var. Peki onları bir şekilde kim durduruyor? Türkiye durduramıyor ve bu büyük bir sorun” şeklinde konuştu.
Türkiye yıllarca HTŞ’nin üslendiği İdlib bölgesine destek ve koruma sağladı. Analistler, HTŞ liderliğinin kapsayıcı bir Suriye hükümeti çağrısında bulunduğu son açıklamalarına uyulması halinde Ankara’nın önemli bir nüfuza sahip olabileceğini öne sürüyor.
Aydın Selcen’e göre pragmatizmin baskın çıkması durumunda belki Türkiye ve Ankara devreye girebilir. Türkiye’nin beş milyondan fazla Suriyeli’ye evsahipliği yaptığını söyleyen Selcen, İdlib’in korunmasına yardımcı olması nedeniyle Suriye’deki bu yeni yöneticilerin Türkiye’yi kesinlikle olumlu bir dış katkı sağlayıcı olarak göreceğini söylüyor.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’deki gelişmeler üzerine Pazar günü Doha’da düzenlenen uluslararası konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye’nin siyasi olarak kapsayıcı yeni bir Suriye’nin kurulmasına yardımcı olacağı taahhüdünde bulundu.
İstikrarlı bir Suriye, Ankara’nın şu anda Türkiye’de yaşayan milyonlarca Suriyeli mülteciyi evlerine gönderme hedefi için de kilit önem taşıyor.
Analistler, Türkiye’nin kendi sınırları içinde güçlenen konumunun Ankara’yı ABD ve yeni Trump yönetimi için daha da önemli bir arabulucu haline getirdiğini söylüyor.
“Trump yönetiminin Türkiye’yi stratejik bir varlık ve bölgede tutulması gereken önemli bir stratejik ortak olarak görebileceğini” söyleyen siyaset bilimci Sezin Öney, Trump yönetiminin ittifaklar ve ortaklarla pek ilgilenmemesine karşın HTŞ ile müzakere işini Türkiye’ye yöneltebileceği görüşünde.
Suriyeliler Beşar Esat’ın devrilmesini ve 50 yıldan uzun süre önce babası Hafız Esat’la başlayan polis devletinin sona ermesini kutlarken tüm işaretler Türkiye’nin kazanan taraf olarak göründüğünü gösteriyor.
Ancak rejimin ani çöküşü, bölgede ülkelerin kaderinin ne kadar hızlı değişebileceğinin bir göstergesi. Suriye’nin geleceği ve Türkiye’nin bu ülkedeki rolüyse bugün her zamankinden daha belirsiz.