CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada İsrail ile süren ticaretin yanı sıra İsrail ordusuna patlayıcı taşıdığı için limanlara yanaştırılmayan Kathriyn Gemisi’nin günlerdir Türkiye’de olduğunu söyledi.
Geminin Haydarpaşa ve Antalya Limanları’nın ardından şu anda Çanakale Limanı’na ilerlediğini açıklayan Başkan Emir konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
‘1 MİLYON 92 BİN 365 KİŞİ ATAMIZIN HUZURUNDAYDI’
“Cumhuriyetimizin kurucusu, Ulu Önder’imiz Mustafa Kemal Atatürk’ü ebediyete intikalinin 86’ncı yılında rahmetle, özlemle, minnetle ve saygıyla anıyoruz. Bilsin ki cumhuriyet onun emanet ettiği gençlerin fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür ellerinde yükselmeye devam edecek. Cumhuriyetle sorunları bir türlü bitmeyenler, Mustafa Kemal’le gerektiğinde onu takdir etmiş gibi görünen ama gerçekte mücadelesi hiç bitmeyenler, onun devrimlerini içine sindiremeyenler ve onu bir şekliyle kötüleyenleri, onu yargılayanları sürekli onurlandıranlar bilsinler ki bu milletin kalbinden Mustafa Kemal sevgisini asla silemediler, silemeyecekler. Bunun güzel bir örneğini bu pazar günü 10 Kasım’da Anıtkabir’de bir kez daha gördük, Anıtkabir’e 1 milyon 92 bin 365 kişinin ziyaretçi olduğunu öğrendik. Bu sayı giderek artıyor, milletimiz her geçen gün atasına daha çok sahip çıkıyor ve atasının yaktığı ışığın sahibi olmaya devam ediyor. Mustafa Kemal’in 1919’da Samsun’da yaktığı ışık hâlâ yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor ve devam edecek.
‘5 KARDEŞİN ÖLÜMÜNDE HEPİMİZİN SORUMLULUĞU VAR’
Dün bir acı haberle hepimiz sarsıldık. Gerçekten “insanım” diyen, vicdanı olan herkesin durup düşüneceği, yüreğinde burkulma hissedeceği, yüzünün kızaracağı, vicdanının ayağa kalkacağı, asla kabul edemeyeceği bir haber aldık. O evin ben üzülerek resmini göstermek istiyorum. Bu resmi gösterirken büyük acı çektiğimi de bilmenizi isterim ama bu devirde, bu dünyada beş çocuğun böylesine bir şekilde, böylesine bir yoksulluk içerisinde ve ihmal sonucunda yaşamını yitirmesi asla kabul edilemez. Burada her birimizin sorumluluğu olduğunu, her birimizin yapabileceği bir şeyler olduğunu, hele hele bu Mecliste görev yapan her bir milletvekiline görev düştüğünü bilmek zorundayız. Elbette ki ülkeyi yönetenler iktidar partisi, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı iktidar partisinde. Mutlaka yapılması gerekenler var, eksik yapıldığı çok belli ama bugün burada, bir tartışmayı, bir suçlamayı, bir eleştiriyi büyütmek yerine şu resim karşısında vicdanları ayağa kaldırıp, elimizi uzatıp gerçekten ne yapılması gerekiyorsa yapalım demek gerekiyor.
‘KURU LAFLARLA GEÇİŞTİRMEK YERİNE SORUMLULUK ALIN’
Biz Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak özellikle bütçe çalışmaları yaptığımız bu süreçte, bu tip çocuklara ve bu tip ailelere mutlaka sosyal yardımların ulaştırılması, bu çocukların mutlaka koruma altına alınması ve ülkemizdeki derinleşen yoksulluğun mutlaka giderilmesi için, sosyal devlet ilkesinin yaşama geçirilmesi için neler yapılması gerekiyorsa tek tek yapılması gerektiğini düşünüyoruz ve katkı vermeye hazırız. Böylesine olayları bir daha yaşamamak için kuru laflarla geçiştirmek yerine sorumluluk almak, gereğini yapmak ve bu sorunların her bir noktasının üstüne gitmek bizim görevimizdir. Bu konuda tabii iktidar partisine görev düşüyor ama biz avcumuzu açıyoruz ve görev yapmaya hazırız.
‘ESENYURT BELEDİYE BAŞKANIMIZIN DOSYASINDA DELİL YOK’
14 gün önce Esenyurt Belediye Başkanımız haksız, hukuksuz bir biçimde, sabah beş sularında evinin kapısı kırılarak gözaltına alındı, apar topar kayyum atandı ve sorgusundan anladık ki aslında dosyasında deliller yok ve sonrasında özellikle tutukluluğa itiraz dilekçemize hâkimliğin verdiği cevaptan anlıyoruz ki aslında hâkimlik de “Tutukluluk devam etsin.” diyor ama dosyadaki delillerin yeterli delil olmadığını, örgütsel faaliyete dönük yeterli delil olmadığını kararında söylüyor. Aynı zamanda bir gizli tanık olduğunu öğreniyoruz ve bu gizli tanığın ifadelerinin de tek başına hüküm kurmaya yetmeyeceğini mahkeme de söylüyor ama bütün bunlar birleşince, tutukluluk da devam edince, apar topar kayyum da atanmış olunca aslında olan Esenyurt halkının iradesine olmuş oluyor ve maalesef, demokrasimiz ağır bir yara almış oluyor.
‘MİLLETVEKİLLERİ DAHİ BELEDİYEYE ALINMADI’
13 gün boyunca Esenyurt’a milletvekillerimiz dâhil, seçilmiş Belediye Meclis üyelerimiz dâhil hiç kimse alınmadı belediyenin içerisine, belediye binasına hiç kimse alınmadı. Tam bir hukuksuzluk, tam bir kanun tanımazlık. Dokunulmazlığı olan milletvekilleri dâhil, bizim seçilmiş Belediye Meclis üyelerimiz dâhil bunların haklarında herhangi bir karar yokken, görev yapmaları gerekiyorken görev yapmaları engellendi, belediye binasına girişleri engellendi, fiilen yapıldı, hukuksuzluk devam ettirildi ve nihayet bunun dün çözülmüş olmasından memnunuz ama burada her birimizin özellikle hukuktan yana ve en azından milletvekili dokunulmazlığından yana tavır almamız beklenirdi.
‘İSRAİL’LE TİCARET HIZ KESMİYOR’
İsrail’le ticaret hız kesmeden devam ediyor. Dezenformasyon kurumu âdeta alay eder gibi bir bilgi yayınladı. Çünkü Türkiye’de özellikle, buna itiraz eden, İsrail’le ticarete itiraz eden insanlar, kalemler, gazeteciler, siyasetçiler bu ticareti deşifre ettikçe bunu yalanlamak yerine, bunu reddetmek yerine, bunun delillerini ortaya koymak yerine kuru yalanlarına devam ettiler ama açıklayamadıkları şey şu: Özellikle, Filistin’e giden bizim ihraç mallarımızda İsrail Ticaret Bakanlığının veya başka kurumların rakamlarında yüzde 1.000’den fazla artış var. Dolayısıyla da baktığınızda çimentonun, demirin, kablonun, çelik telin, ilaç ham maddesinin, makyaj malzemesinin Filistin’e niye binlerce kat daha fazla gittiğini açıklamak zorundalar; bunu açıklayamıyorlar.
‘DÜNYA KOVDU, TÜRKİYE ALDI’
İsrail’de silah yapımında kullanılmak üzere ‘RDX (hexogen)’ isimli bir ham maddeyle dolu bir gemi harekete geçti; Angola kabul etmedi; Slovenya, İspanya izin vermedi; Malta açıklarına geldi, Malta Limanı’na girmek istedi, izin alamadı; Karadağ’dan izin alamadı ama gele gele Mısır’a geldi ve Mısır’da 28 Ekim 2024 tarihinde yükünün bir kısmını tahliye etti ve oradan da İsrail’e gittiğini biliyoruz. Sonrasında dünyanın lanetlediği, Birleşmiş Milletler Filistin Özel Temsilcisinin silah ham maddesi taşıdığı için lanetlenmesi gerektiğini söylediği, limanlara alınmaması gerektiği söylenen ve tüm dünyanın, en yoksul ülkelerin bile limanlarına yaklaştırmadığı bu gemiyi Türkiye kabul etti.
‘GEMİ ÇANAKKALE’YE İLERLİYOR’
Önce 3 Kasım’da Haydarpaşa Limanı’na geldi , sonra 4 Kasım’da Antalya Limanı’na geldi ve bugün anlıyoruz ki bu gemi, tekrar kayıtlardan baktık, Çanakkale Limanı’na doğru seyir hâlinde. İşte AKP iktidarının İsrail’le mücadelesi bu kadar. Dünyanın kabul etmediği bir gemiyi kendi kara sularına alıp orada ağırlayacak kadar, oradan içindeki bir kısım ham maddeyi intikal ettirecek kadar İsrail’e yardımcı olan bir iktidar. Dolayısıyla, bakın, hâlâ Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı şakır şakır petrol akıtmaya devam ediyor, jet yakıtı olarak kullanılıyor.
‘CEVABINI VERİN’
Yunanistan üzerinden çimento gönderiliyor, silah ham maddesi gönderiliyor ve sonuç olarak, Gazze’deki çocukların kafasına düşen o bombalarda, maalesef, üzülerek söylemek zorundayız ki bu iktidarın katkısı var. Ben buradan iktidara şunu soruyorum; sizin, İsrail karşıtı olduğunuzu nutuklarınızdan başka göstereceğiniz en ufak bir belirtiniz, en ufak bir deliliniz, en ufak bir çabanız var mı? Bunun cevabını verin.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***