AMED – Erxenî’de düzenlenen “Kültürel Soykırım” panelinin konuşmacıları, örgütlenme ve sahiplenmenin olmadığı noktada kültürün de yok olacağı uyarısında bulundu.
Amed’in Erxenî ilçesinde 1’inci Hilar Tarih Kültür ve Gastronomi Şöleni düzenlendi. Erxenî Belediyesi, Kadın Kültür Sanat ve Edebiyat Derneği (KASED), Sanatça ile İVA Organizasyon’unun ortaklığıyla düzenlenen şölende, “Kültürel Soykırım” paneli düzenlendi.
ATEŞ: KÜLTÜREL SOYKIRIM UYGULANIYOR
Oyuncu Özcan Ateş, kültürel soykırımın yaşamın her alanında yaşandığını belirterek, kültür ve sanat çalışmalarının öneme vurgu yaptı. Ateş, toplumları toplum yapanın kültür olduğuna işaret ederek, “Kültür yok olduğu zaman toplum da onunla birlikte yok oluyor. Dünya tarihinde bu duruma buna örnek olabilecek birçok topluluk var. Amerika’da Kızılderililerin başına gelenleri hepimiz biliyoruz. Son yüz yılda da Kürtlere karşı kültürel ve siyasal bir soykırım uygulanıyor” dedi.
BİÇER: ÖRGÜTLENME OLMAZSA YOK OLUR
Sosyolog Abdulhalim Biçer, “Neden kültürümüzü yok etmeye çalışıyorlar?” sorusuna verilecek yanıtın önemli olduğunu vurguladı. Biçer, insanların sahip oldukları kültürle bilindiğine işaret ederek, kültürün olmadığı yerde insanların da anlaşılamayacağını vurguladı. Biçer, kültürün içerisinde her şeyin yer aldığını belirterek, iktidarların kültür denilince apolitik şeylerin akla gelmesini istediğini dile getirdi. Bu nedenle kültürlere dönük bir müdahalenin söz konusu olduğunu kaydeden Biçer, “10 bin yıl önce tarım bu topraklardan başladı, yine aynı şekilde avcılık kültürü buradan başladı. Kültürün kökü de tarımdan geliyor. Kültürün kendisi de tarımla alakalı bir durum. Kürtler için anlam ve önem açısından bir sorun yok. Sorun ne; örgütlenme. Örgütlenme diyebiliriz çünkü egemenler Kürtlerin kendi kültürlerini örgütlemesine izin vermiyor. Kültürün sorunu şu; sahiplenme ve örgütlenme yoksa yok olur. Niyet ne olursa olsun herkes kültürünü yaşatmak ister ama örgütlenme azsa orada sorun vardır” ifadelerini kullandı.
ORMANCI: YİBO’LARLA HEDEF KÜRDİSTAN’DI
Özgür Kadın Hareketi (TJA) aktivisti Mekiye Ormancı ise, Kürdistan’da devreye konulan Yatılı Bölge Okulları’nda (YİBO) yaşanan asimilasyon politikalarına dikkati çekti. Ormancı, “Bizler okula giderek sadece Türkçe öğrenmedik. Bizler nasıl Türkleşirizi de öğrendik. Bu yüzden özel bir mekandır okullar. Her ne kadar Doğu Karadeniz’de başladıysa da amaç Kürdistan’dı. Her ne kadar ilk olarak Rumlara saldırdılarsa da ilk YİBO’yu Karadeniz’de kurmuş olsalar da Kürdistan’daki politik ayağı için onlara zaman gerekiyordu” şeklinde konuştu.
Kürtlerin yaşamda Türkçe konuşmak zorunda bırakıldığını söyleyen Ormancı, “Bunları artık devlet zorla yaptırmıyor. Bizler bilinç altımızda egemenlerin dilinin, eğitimin ve bilimin dili olduğuna inandırılmışız. Burada otoasimilasyon devreye girmiş durumda, Otoasimilasyonda da artık devlet aradan çekilse bile sistem başarmış oluyor. İnsanlar kendiliğinden kültürleri ve dillerinden vazgeçiyor. Yani kendi kendine Türkleşmenin kapıları açılıyor” dedi.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***