22 yıllık AK Parti iktidarı döneminde üniversite sayısı 76’dan 208’e yükselen Türkiye’de artan öğrenci sayısı, barınmayı da zorlaştırıyor.
Devlet yurtlarındaki kapasitenin yetersizliği, yüksek ev kiraları ve özel yurt ücretleri karşısında üniversite öğrencileri, nerede yaşayacakları konusunda sıkıntı çekiyor.
Devlet yurtlarında yer bulabilenler kendilerini şanslı hissetse de öğrenciler yemekhanelerden temizliğe, yurtların konumundan kalabalık odalara, güvenlikten ulaşıma kadar birçok sorundan şikayetçi.
Eğitimcilere göre barınma ve diğer ekonomik kaynaklı sorunlar, üniversiteyi yarıda bırakan öğrencilerin sayısının da giderek artmasına yol açıyor.
“Aylık bütçemin yarısı kiraya gidiyor”
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan üniversite öğrencisi Arda Boran ev kirasını ödemekte zorluk çekenlerden.
Devlet yurdunda yer bulamadığı için eve çıkmak zorunda kaldığını anlatan Boran, “Diğer özel yurtlar da aşırı pahalıydı. Geçen sene araştırdığımızda 9 aylığına 100-120 bin TL diyorlardı. Şu an eve iki arkadaşımla beraber 15 bin lira veriyorum” dedi.
Kirasını ödeyebilmek için iş bulduğunu söyleyen Boran, kiranın bir aylık bütçesinin yarısını oluşturduğunu kaydetti.
Kalan paranın geçinmeye yetmediğini de ifade eden Boran, “Hem yemekhaneden yiyorum hem de belediyenin verdiği yemekten yiyerek yaşamaya çalışıyorum. Yine de yetmiyor” diye konuştu.
Evi okula uzak olmasına rağmen başka bir eve çıkamıyor
Ege Üniversitesi’nde okuyan Mert Abımak ise her gün Bornova’daki okuluna Buca’daki evinden gidiyor.
Evi okula uzak olmasına rağmen yüksek kiralar yüzünden Bornova’daki bir eve geçemediğini söyleyen Abımak, “Üç yıldır Buca’da kiradayım. Kiram yaklaşık 9 bin lira. Geçen sene 5 bin 500 liraydı. Şu an normalde başka bir eve girsem 15-16 bin lira civarında kira ödeyeceğim. Depozito, emlakçı derken bana yaklaşık 50 bin liraya yakın masrafı olacak. Bu yüzden ev değiştirmek benim için çok mantıklı değil” dedi.
Daha önce hem devlete bağlı hem de özel yurtta kaldığını söyleyen Abımak, “Devlette temizlik konusu sıkıntıydı, özelde de çok fark yoktu açıkçası. 6 kişilik bir odada kalıyorduk, hijyen ve yemekler açısından sıkıntılıydı” şeklinde konuştu.
Bir yurt odasında 6 kişi
Üniversiteye bu yıl başlayan Mert Tunç ise devlet yurdunda yer bulmasına rağmen yurdun koşullarından memnun olmadığını belirtti. Tunç, “İlk geldiğimizde çok kötü bir durumdaydı. Yazın hiç paspas girmemiş. Tozlar simsiyah olmuş. Bir de altı kişi kalıyoruz. Altı kişi kalmak da zor oluyor” dedi.
Ev kiralarına ailesinin bütçesinin yetmediğini kaydeden Tunç, “Evler 15-20 bin TL bandında olduğu için karşılayacak durumumuz yoktu. İleride birkaç arkadaş bulabilirsem zor da olsa çıkmayı düşünüyorum eve. Aylık aşağı yukarı 10 bine yakın harcıyorum. Kira da 20 bin olsa bütçemin iki katı bir kira olmuş oluyor. Üniversite hayatımızı güzel yaşamamız gerekiyor ama yurt olsun ev kiraları olsun zorlaştırıyor bunu” diye konuştu.
Devlet yurtları, kapasiteleri artmasına rağmen halen yetersiz
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 9 Eylül’de yaptığı açıklamada, bu yıl devlet yurtlarına 356 bin geçerli başvurudan 306 bininin yerleştiği bilgisini paylaşmıştı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın son açıkladığı Örgün Eğitim İstatistikleri’ne göre, 2023 yılı itibariyle Türkiye’de 81 ilde Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü’ne (KYK) bağlı devlet yurtlarının sayısı 785. Bu yurtlardaki toplam yatak kapasitesi ise 876 bin 942.
Son yıllarda yurtların kapasitesi giderek artsa da 2019’da 793’e çıkan yurt sayısının geçen yıl itibariyle azalması dikkat çekiyor.
Yurtlarda kalan öğrenciler yeni yurtlar yapılması yerine yaşam alanları daraltılarak odalara ranzalar eklenmesiyle yatak sayısının arttırıldığını aktarıyor.
Diğer yandan Bakanlık, kapasitenin yetersiz kalması nedeniyle yurt olarak kullanılmak üzere son yıllarda binalar da kiralıyor. Ancak bu da yurt olarak kullanılmaya elverişli olmayan binalarda sorunlar yaşanmasına yol açıyor.
Bu yıl üniversitelerde yeni eğitim öğretim döneminin başlamasına haftalar kala, KYK yurt ücretlerine yüzde 50 zam yapılması da tepki çekmişti. KYK yurtlarında en düşük ücret 345 liradan 517 TL’ye, en yüksek ücret ise 570 liradan 855 TL’ye yükselmiş durumda.
KYK yurtlarının tipleri, odanın büyüklüğü, kalan kişi sayısı, içinde tuvalet banyo olması gibi özelliklere göre sınıflandırılıyor.
Eğitim-Sen: Her üç öğrenciden sadece biri devlet yurdunda kalabiliyor
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) tarafından yapılan bir araştırma da üniversitelilerin yaşadığı barınma sorununun boyutlarını ortaya koydu.
Eğitim-Sen Üniversiteler Şubesi’nin Türkiye’nin farklı üniversitelerinden toplam 279 öğrenci ile görüşerek hazırladığı “Üniversite Öğrencilerinin Sorunları Araştırması”na göre, her üç öğrenciden sadece biri devlet yurdunda kalabiliyor.
Özel yurtların yüksek fiyatları da öğrencilere büyük bir yük oluşturuyor. Özel yurtta kalan öğrencilerin yüzde 66’sı yurt ücretlerinin yüksek olduğunu ve bu maliyetleri karşılamakta zorlandığını söylüyor.
Kalınan yurdun ya da evin okula çok uzak olduğunu belirtenlerin oranı ise yaklaşık yüzde 41. Öğrencilerin yüzde 51,1’i ulaşımın zamanlarını çok fazla aldığını belirtiyor.
Ankete katılanların yüzde 45,7’si kaldığı evde ya da yurtta rahat olmadığını söylerken, yüzde 28,3’ü ise kaldığı yurtta sağlıklı bir temizlik ortamı olmadığını da ifade ediyor.
“Üniversite yapmak sadece derslik yapmak anlamına gelmiyor”
VOA Türkçe’ye değerlendirmede bulunan Eğitim-Sen İzmir Üniversiteler Şubesi Başkanı Lülüfer Körükmez, ankete de yansıyan sorunları, AK Parti’nin üniversite ve öğrenci sayısını arttırmaya yönelik politikasına bağladı.
Körükmez, “Çok uzun süredir Türkiye’de bir üniversitelileşme politikası güdülüyor. Ancak bu politika eğitimin kalitesi ve ihtiyaçlar üzerine düşünülmeksizin neredeyse bir kalkınma aracı olarak yürütülüyor. Üniversite yapmak sadece derslik yapmak anlamına gelmiyor. Orada eğitim alacak kişilerin başta güvenli, yeterli barınma koşulları olmak üzere pek çok ihtiyacı da karşılayan bir altyapının kurulması anlamına geliyor. Ama öğrenci sayısı artarken buna mukabil öğrencilerin temel ihtiyaçlarını ve sosyal kültürel ihtiyaçlarını karşılayacak altyapı sağlanmıyor” dedi.
Devlet yurtlarının koşullarını yorumlayan Körükmez, “Yetişkin insanların hayatlarını en az dört sene sürdürecekleri barınma koşullarının güdülmediğini, neredeyse sadece dört duvar sunulduğunu görüyoruz” diye konuştu.
“Eğitimden uzaklaşma oranı çok yüksek”
“Böyle üniversite hayatı olmaz” diyen Körükmez öğrencilerin temel ihtiyaçlarından eğitimin niteliği ve kalitesini tartışmaya sıra gelmediğini de kaydetti.
Körükmez, “Öğrencilerin en az bir öğün atladığı, belediyenin verdiği ücretsiz yemek önünde sıra oluşturduğu, kış ayında kıyafet bulma zorluğu yaşadığı koşulları konuşuyoruz. Temel ihtiyaçlarla ilgili sorunlardan öteye geçemiyoruz” dedi.
Öğrencilerin ekonomik sorunlar yüzünden giderek daha fazla okulu bıraktığı uyarısında da bulunan Körükmez, “Eğitimden uzaklaşma oranı çok yüksek. Geçen sene sadece Ege Üniversitesi’nden 12 bin öğrencinin kaydını sildirdiğini gördük. Bu sayı, Türkiye’de toplam 130 binden fazla öğrenciydi. Bu rakamların her sene tekrarlandığını göreceğiz maalesef. Bir de fiili olarak derslere gelemeyenler var. Çok uzun süredir ders devamlılığının en düşük olduğu dönemlerden birini yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.