CHP Genel Başkanı Özgür Özel, ‘normalleşme’ sürecinin bitmediğini, devam ettiğini anlattı. Ülkeye demokrasi getireceklerini savunan Özgür Özel’in şu sözleri dikkat çekti: “Normalleşme bitti diyorlar. Bitmedi. Ben gerekli görürsem gider Erdoğan ile bir daha konuşurum. Ben Erdoğan’dan 28 Şubat paşalarını istedim. Hallettiler, teşekkür telefonu açtım.”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Medyascope Yayın Yönetmeni Ruşen Çakır ve Medyascope Haber Müdürü Göksel Göksu’nun sorularını cevapladı. Özgür Özel’in açıklamalarından önemli bölümler şöyle:
Hakaret etmiyorum, hakaret duymuyorum
Bazen diyorlar ya, normalleşme nedir, yumuşak siyaset falan filan. Bir yerel seçimden sonra genel seçim atmosferine girene kadar ilk miting ne zaman yapılmış diye bakarsanız, çok istisnai bir şeyi çok zor bulursunuz. Biz 10 ayda 11 miting yaptık. Bunlardan bir tanesi emekli mitingiydi. Atanmayan öğretmenlerle ilgili miting yaptık. Manisa’da tarım mitingi yaptık. Yaptık da yaptık. Şu anda işte sırada hayvancılık mitingi var.
Her yerden talep geliyor. İktidara sözümüzü bir kelime eksik söylemedik. Eleştirmeden bıraktığımız bir alan yok. Ama bir şeyi yapmadık. Adını biz normalleşme koyduk. Erdoğan yumuşama dedi. Şimdi terminoloji normalleşmede sabitlendi.
O süreç bitmedi. Normalleşme denilen meseleden sürekli bir görüşme… Böyle bir şey yok. Ben o zaman da söyledim. İhtiyaç halinde görüşebileceğini göstermektir liderlerin. Normalleşme birbirinin elini sıkabilme, hatırını sorabilme, bayramda, iyi günde, kötü günde arama, cenazesi olursa gitme, taziye verme. Bu şu demek, lider kim olursa olsun onun partisinin üyelerine ve seçmenlerine duyduğumuz saygından dolayı o lideri muhatap alma.
Erodoğan’a ‘Ben en sert muhalefeti yapacağım size’ dedim, yapıyorum da ama hakaret etmiyorum. Hakaret duymuyorum. Küfür etmiyorum, küfür duymuyorum. İşe şuradan başladım. 1 Ocak günü bütün liderleri arayarak, bir tek Erdoğan’ı aramamıştım.
Normalleşme süreci bitmedi, devam ediyor
Normalleşme bitti diyorlar. Bitmedi. Ben gerekli görürsem gider Erdoğan ile bir daha konuşurum. Ben Erdoğan’dan 28 Şubat paşalarını istedim. Hallettiler, teşekkür telefonu açtım. Gezi ile ilgili çalışıyor arkadaşlar dediler, sonuç alamadık. Sonuç alırsak döner tekrar…
Sonuç aldığımız nokta var, almadığımız nokta var ama şöyle bir gerçeklik var. Ben yumuşak siyaset yapma karşılığı bir şey istesem çok sonuç alırım. Ama ben en sert siyaseti yapacağım ama sizinle gerektiğinde görüşeceğim. Siz de gelirsiniz, ben de gelirim. Devlet Bey’e de gittim, DEM’e de gittim.
Ben o günden 1 Ekim’de Cumhurbaşkanı geldiğinde ayağa kalkacağımızı biliyordum. Bunun gerekli olduğunu düşünüyordum.
Biz bir kez içe döndük, ağustos ayında tüzük kurultayında çok da iyi bir tüzük yaptık, mutabakatla geçti. Bizim açımızdan büyük bir başarı. 600, 600 bölünmüş bir parti neredeyse 38’e karşı 1000 küsür oyla tüzüğünü geçirdi. 81 il başkanı kenetlendi. Bizi destekledi. Ama biz içe döndük ya bir tek o ay anketlerde düştük. İçe döndüğümüz için.
Millet, CHP’nin iç meseleleriyle meşgul değil. O istiyor ki CHP onun sorunlarını konuşuyor olsun, derdine önerilerde bulunsun, bunu televizyonlarda izlemek istiyor. Siz sadece ve sadece AKP ile polemik yaparsanız, o polemikteki en hırçın halleriniz ve karşının size verdiği en iyi cevaplar, iktidar medyasında ve hatta merkez medyada onlar yer alıyor.
Ama siz polemik, kavga ve hırçınlık yapmaz, buğday, emekli ücreti derseniz, emekli maaşının aldığı dana kıymanın her ay ne kadar azaldığını söylerseniz veya seçim istiyoruz, geçim yoksa seçim var derseniz, Cumhurbaşkanı ile didişmek yerine ekranlarda iyi, kötü bu oluyor. Hele Cumhurbaşkanın ziyaret ettiği bir parti, eskiden bizi canlı vermeye korkan birçok televizyon bizi canlı veriyor.
Kendi adaylığımı dayatmayacağım
Evdeki bulgur ana muhalefetse, ben pirincin peşinden gideceğim. Evdeki bulgur ana muhalefetten öteye gitmiyorsa ben pirincin peşinden giderim kardeşim. Ne olur en sonunda? Ben kazanılacak bir seçimi kaybettirecek işler yapmam. Bir kere herkes onu bilsin. Ben kendi adaylığımı dayatıp en doğru adayın seçilmesine mani olmam.
Biz gittiğimizde seçime, ben Erdoğan ile ne koalisyon kurarım, diyorlar ya acaba MHP gibi mi yapacak? Niye yapayım? Ben partiyi iktidar yapmaya çalışıyorum. Ama ben bunu yaparken ortalama seçmenin ne hissettiğine bakarım.
Tayyip Bey kimse görmeden seçmenin kulağına şunu fısıldıyor. Evet biliyorum açsın, yoksulsun, işsizsin ama tehlike büyük oyu bir kez daha bana vermelisin. Yoksa vatanı böldürecekler, yoksa bayrağı indirecekler, yoksa ezanı dindirecekler, bunlar terörist. Madem öyle demezler mi niye elini sıktın, niye konuştun?
Normalleşmenin bizden başka Türkiye’ye de çok faydası var ama en çok şeytanlaştırılanlara, ötekileştirilenlere faydası var. Benim anlatmaya çalıştığım mevzunun özü bu. Yoksa Tayyip Bey orada otururken ben son 6 senedir oturdum orada. Kalkmadım ama kimse gelip madalya takmadı.
Ayağa kalktım, bir daha gelirse yine kalkarım
Ayağa kalktım bundan da madalya takmadılar ama o ayağa kalkmayı herkes gitsin bugüne kadar hiç CHP’ye oy vermemiş, AK Partili ve MHP’li seçmen ne diyor diye sorsun. CHP’liye de sorsun. Alkışlamayacağız dedim. Giderken de tarafsız bir Cumhurbaşkanı gibi konuşmadığı için bir de gelip de el sıkışmadığı için kalkmadım giderken ayağa. Bir daha geldiğinde bir daha kalkacağım, bir daha geldiğinde bir daha kalkacağım, bir daha kalkacağız. Ben seçmene senin kararına saygılıyım ama ülkeyi ben daha iyi yönetirim, biz daha iyi yönetiriz diyorum.
Kemal Bey saymış kimler için ayağa kalkacağımı. Ben onların hepsi için miting yapmışım yerel seçimden beri. Eskiden bize diyorlardı ki Meclis’ten çıkın veya ben de tweet atarım, sen bir şey yap. Ben o fıstık üreticisi için miting yaptım. Ben emekliler için miting yaptım. Ben asgari ücret artmıyor diye Gebze’de, Gebze gibi ilçede 100 bin kişilik miting yaptım. Emekliler 120 bin kişilik. Ben Kemal Bey kimler için ayağa kalkacağını söylüyorsa ben onlar için ayağa kalktım.
İmamoğlu’na ceza çıkarsa plan hazır
“Ekrem İmamoğlu’na ceza çıkarsa CHP ne yapacak?” sorusu üzerine, “Şimdi olası krizden sonrasına hazırlanan strateji plan hazırlanır. İlan edilmez. Onu benden istemeyin. Ama hazırız. Normalleşmemesi lazım bunun. Üzerine gayet güzel şekilde çalıştık. O konuda hazırız ama istinaf kararıyla ilgili şöyle bir şey. Benim tahminim istinafta bunu onayabilirler. Yargıtay sürecini uzatabilirler ve hep bizi şu tartışmada tutmak isteyecekler, İmamoğlu siyasi yasak alacak mı, alırsa aday olamayacak, kim olacak, o mu olacak, bu mu olacak? Bu tartışmanın satın alınmaması lazım. Örgütümüze, sözüme değer veren herkese diyorum ki bir bu istinaf kararı çıkmamalıdır. Çıkarsa burunlarından getirmeliyiz, çok ciddi mücadele vermeliyiz. Ama lütfen aday kim tartışmaları yerine İmamoğlu’nun nasıl iyi belediye başkanlığı yaptığını görüp görünür kılıp anlatmalıyız.
Seçime 6 ay kala ‘erken seçim’ derse o iş olmaz!
“Erdoğan son altı ay kala erken seçim derse ne yanıt verirsiniz” sorusu üzerine, “Kabul etmeyiz diye söyledim yani onu. Bakın bundan sonra bize aday kim diye soruyorlar ya AK Parti’nin adayı kim diye soracağım. Çünkü AK Parti’nin adayı kim? AK Parti’nin adayı Erdoğan’sa erken seçim lazım. Yani bizim de oy vermemiz lazım. Ben sadece bir sene boyunca buna izin veririm gelsin yarışalım. Bir sene geçti Erdoğan aday olacak, gelin anayasa değişikliği yapalım. Yok, kabul etmiyorum, oturmayacağım. Bana böyle altın tepside iktidar vadetseler Erdoğan eliyle, ben o anayasayı Erdoğan için değiştirmem. Eğer Erdoğan aday olacaksa bir sene sonra olsun. Yok son 6 ayda geleceğim, aday olacağım, 6 ay daha dişimi sıkarım aday olamazsın. Hesabını ona göre yapsın. Bu kadar net, bu kadar.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***