ANKARA – Eğitimde yaşanan sorunlara dair paylaşılan rapora dair konuşan Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, Türkiye’deki derin yoksulluğun öğrenciler üzerindeki yansımalarına dikkat çekerek, öğrencilerin yüzde 20’sinin tuvalet musluklarındaki içtikleri suyla günü tamamladıklarını söyledi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) bir otelde düzenlediği etkinlikte, eğitim sisteminde yaşanan sorunlara dair hazırladıkları raporu paylaştı. Toplantıya, Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak ve Eğitim Sen Genel Sekreteri Zülküf Güneş’in yanı sıra, MYK üyeleri katıldı. Raporu Kemal Irmak açıkladı.
Irmak, eğitimde yaşanan sorunların ülkedeki diğer sorunlardan ayrı ele alınamacağını kaydetti. Türkiye’deki derin yoksulluğun öğrenciler üzerindeki etkilerine değinen Irmak, Türkiye’deki öğrencilerin yüzde 20’sinin sadece tuvaletlerdeki musluklardan akan suyu içerek günü tamamladıklarını kaydetti.
“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” ile müfredat değişikliğinin laik ve bilimsel eğitime aykırı olduğunu kaydeden Irmak, “Müfredattaki ‘tek din, tek mezhep’ anlayışı doğrultusunda sadece belli bir dinin ve mezhebin öne çıkarılması, farklı inanç gruplarının dışlanmasına, yok sayılmasına neden olmaktadır” dedi.
BİLİMSEL EĞİTİM HEDEF ALINIYOR
Okullarda dini etkinliklerle laik ve bilimsel eğitimin hedef alındığına da vurgu yapan Irmak, “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum (ÇEDES) projesi kapsamında öğrenciler, çeşitli dini etkinliklere ve seminerlere zorunlu olarak katılmaktadır. ÇEDES projesi ve zorunlu değerler eğitimi ile dini temelli bir değerler eğitimini ön planda tutmakta, evrensel, toplumsal ve insani değerler bütününü görmezden gelmektedir. Bu darlık, öğrencilerin eleştirel ve bilimsel düşünme becerilerinin gelişimini sınırlamaktadır” diye belirtti.
EKONOMİK KRİZİN EĞİTİME ETKİLERİ
Irmak, eğitim masraflarının arttığını da belirterek, “Ülkemizde yaşanan derin yoksulluk, okul kıyafetleri, kırtasiye malzemeleri, servis ücretleri gibi eğitimin temel giderlerinde son yıllarda yaşanan büyük artışlar, velilerin maddi anlamda zorlanmasına yol açmaktadır. Özellikle taşımalı eğitimin kaldırıldığı bölgelerde, öğrencilerin okula erişimi ciddi anlamda azalmış, okul terk oranları artmıştır. Krize bağlı olarak artan çocuk yoksulluğu, öğrencilerin okullarda yeterli ve dengeli beslenememesine yol açmaktadır. Yetersiz beslenen çocukların bedensel gelişimi, okul için hazır bulunuşluğu, akademik başarısı ve okula devamı da etkilenmektedir. Yoksulluk ve yetersiz beslenme sorunu öğrencilerin uzun vadede eğitimden kopmalarına ve okul terklerine neden olmaktadır” şeklinde ifadeler kullandı.
EĞİTİMDE TİCARİLEŞME
Irmak devamla şunları kaydetti: “Devlet okullarının maddi kaynak yetersizliği, özel okullara ayrılan kaynaklar, eğitimin giderek ticarileşmesine neden olmaktadır. Okul salonlarının ve bahçelerinin ticari faaliyetler için kiraya verilmesi, okullarda kermesler ve bağış kampanyalarının düzenlenmesi fahiş kantin fiyatları gibi uygulamalar, eğitimin kamusal niteliğini zayıflatmakta ve okullar arasında büyük eşitsizlikler yaratmaktadır?
OKULLARIN ALTYAPI SORUNLARI VE FİZİKİ YETERSİZLİKLER
Nüfusun hızla artmasına rağmen yeni okul ve dersliklerin inşa edilmemesi, mevcut okullardaki sınıfların aşırı kalabalıklaşmasına neden olmaktadır. Bir binayı birden fazla okul kullanmaktadır. Okulların büyük bir bölümü, teknolojik altyapı ve donanım açısından ciddi eksikliklere sahiptir. Özellikle kırsal ve dezavantajlı bölgelerdeki okullarda bilgisayar, laboratuvar, spor salonu gibi temel eğitim araçları ya hiç yok ya da yeterli seviyede bulunmamaktadır. Bu eksiklikler, öğrencilerin eşit ve nitelikli bir eğitim almasını zorlaştırmaktadır.
ÖĞRETMEN ATAMASI YAPILMALDIR
Gerçek öğretmen ihtiyacı kadar atama yapılmalıdır. Öğretmen açığının kapatılması için ilk aşamada en az 150 bin öğretmen ataması yapılmalıdır. Öğretmen atamaları iktidarın ‘ekonomik istikrar programına’ göre belirlenecek ve keyfi olarak tasarruf yapılabilecek bir alan değildir. Bu nedenle gerçek öğretmen ihtiyacına göre atama yapılarak, giderek büyüyen ataması yapılmayan öğretmenler sorununa kalıcı çözümler üretilmelidir.”
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***