DENİZLİ – Türkiye’nin kayıp çocuk vakalarında ilk sıralarda olduğunu belirten kadınlar, kadın ve çocuklara dayatılan karanlık zihniyeti kabul etmeyeceklerini söyledi.
Denizli Kadınlar Birlikte Güçlü, Narin Güran’ın katledilmesine ilişkin Candoğan Parkı’nda basın açıklaması yaptı. “Narin için adalet. Koruma, aklama, yargıla” pankartı açılan açıklamada “Narin için adalet herkes için adalet”, “Yaşasın kadın dayanışması”, “Narinin hesabı sorulacak” ve “Tüm kadınlar Narin için isyanda” sloganları atıldı.
Kadınlar adına konuşan Cevahir Kayar, devletin Narin’in kaybı ile ilgili kamuoyuna tek bir açıklama bile yapmadığını belirterek, “İstihbaratınızla bu kadar övünürken nasıl oluyor da 120 haneli bir köyde dört tarafı, girişi çıkışı mobese ile izlenen, birçok yerinde jandarma kontrol noktası olan küçücük köyde 8 yaşındaki bir kız çocuğuna ne olduğunu 19 gün boyunca bulamadınız. Bu ülkeyi kayıp çocuklar ülkesine çevirdiniz. Bu ihmalin sorumlusu kim veya kimler? Narin, yaşam hakkını elinden alan acımasız ve vahşi karanlık bir sürece kurban edilmiştir; Eylül gibi, Leyla gibi, Irmak gibi, Müslime gibi ve kayıp olup akıbetleri hala belli olmayan binlerce çocuk gibi” dedi.
‘KARANLIK ZİHNİYETİNİZİ KABUL ETMİYORUZ’
Türkiye’nin kayıp çocuk vakalarında dünyada ilk sıralarda olduğunu belirten Kayar, “İktidar aileyi güçlendirme politikaları izlerken çocuğun üstün yararını gözetmeyip, hane içindeki kadınların, çocukların canı pahasına aileyi koruduğunu iddia ediyor. Oysa aile içinde şüpheli kadın ölümleri, çocuk istismarı, erkek şiddeti, kadın emeği sömürüsü hızla artıyor ve tüm bu şiddet türleri aile denilen dört duvarın arasında gizlenmek isteniyor. İşte aileyi kutsallaştıran aynı zihniyet Narin’in cenazesi sırasında da ortaya çıkarak 8 yaşındaki kız çocuğunun tabutunun üzerine gelinlik örttü! Karanlık, çağ dışı zihniyetinizi; kadınları, çocukları adına aile dediğiniz ve şiddeti yeniden üretme ve gizleme merkezi olarak kullandığınız kurumlarınıza hapsetmenizi kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Mezopotamya Ajansı.
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***