Yetiştirme yurdunda büyüyen çocukların ‘devlet memuru olma hakkı’ olduğunu biliyor muydunuz? Ben de yeni öğrendim. Ama oralarda da neler neler dönüyormuş meğer. Tehdit, taciz, mobing, adam kayırma…
Birkaç gündür sosyal medyada paylaşılan Nisa’nın videosunu siz de görmüşsünüzdür. 3 yaşından 18 yaşına kadar Çocuk Esirgeme Kurumu’nda büyüyen Nisa Bulut, X hesabından paylaştığı videoda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nde memur olarak göreve başladığını ama mobing, tehdit hatta tacize maruz kaldığı söylüyordu. Sesini duyurmam için benden de destek istediler.
İddiaları önemli bulduğum için ben de paylaştım ve Nisa’nın videosu çok ses getirdi. Çünkü kendisine mobing yapanların, taciz eden savcıların isimlerini dahi veriyordu. Devletin malını deniz zannedenlerin yaptığı harcamalara kadar pek çok bilgiye sahip, akıllı bir kızdı Nisa. Fakat onu da korkuttular, dün itibariyle paylaştığı videoları da attığı bütün tweetleri sildi.
Ancak Nisa gibi birçok gençten mesaj aldım. Onlar da seslerini duyurmamı, yardımcı olmamı istiyorlardı. Yaklaşık 1000 civarında genç, kendi aralarında bir grup kurmuşlar, aynı sorunlarla boğuşuyorlar.
Dün akşam bu gençlerden Gökhan Güzel ile uzun bir görüşme yaptık. 7 ay önce Sosyal Sigortalar Kurumu’ndan çıkarılan Gökhan ve ablasının istediği tek şey memur olmak, güvenecekleri bir ortamda çalışmak ama o kadar yalnız bırakılmışlar ki… Üzülmemek elde değil.
Gökhan’ın söylediklerini aynen aktarıyorum:
“1994 Bursa doğumluyum. 10 yaşındayken annem ve babam ayrıldı, bize kimse bakmak istemediği için ablamla birlikte yetiştirme yurduna verildik. Ablam benden bir yaş büyük.
Ben iki yıl Bursa Sırameşeler Çok Esirgeme Yurdu’nda kaldım. Ablam Eşrefiler Kız Yurdu’ndaydı. İki yıl sonra bizi babaannem aldı ancak devlet ayni nakdi yardımını kesmedi. Yani 18 yaşına kadar maddi olarak bize devlet baktı.
Yetiştirme yurdunda büyüyenlerin devlet memuru olma hakkı var biliyorsunuz. 2828 Sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununa göre kimsesiz yurt çocuklarına tanınan bir hak bu. Ben de bu haktan yararlanmak istedim ve geçen yıl Bursa Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ne başvurdum.
18 yaşına kadar yetiştirme yurdunda kalmadığım gerekçe gösterilerek başvurumu reddettiler. Ben de itiraz ettim ve Bursa 2. İdari Mahkemesi’ne dava açtım. Davayı kazandım. 18 yaşına kadar ayni nakdi yardım aldığımız için mahkeme bana hak verdi. Sonuçta devletin korumasındaydık.
Davayı kazanınca geçen yıl mayıs ayında devlet kurumlarına başvuru yaptım ve güvenlik soruşturmasından da geçtikten sonra 15 Haziran 2023’te Yalova Sosyal Sigortalar Kurumu’na memur olarak atandım. İşveren servisinde çalışıyordum. Görevim evrak kayıt, mahkeme yazıları, işveren kazalarıyla ilgili kesişen cezalara bakmaktı. Beni herkes çok sevdi orada. Kimseyle hiçbir sorun da yaşamadım. Her şey çok güzel gidiyordu.
Ancak Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, kazandığım davaya itiraz etti ve Bursa 3. Bölge İstinaf Mahkemesi bana tekrar red verdi. Yani memurluk hakkım elimden alındı. 28 Aralık 2023’te beni işten çıkardılar. İşten çıkarma yazısı elimde, isteyene gönderebilirim. Sadece 6 ay çalışabildim. CİMER’e başvurdum, doğru dürüst ilgilenmediler. Ablamın da durumu benimle aşağı yukarı aynı. O tercih bile yapamadan İstinaf’tan red geldi.
İşten çıkarıldıktan sonra 1 ay kendime gelemedim. Ben sokakta çok kaldım. O yüzden korku var içimde, memur olunca tamam dedim kapılar açıldı. İnsan devletine güvenmek istiyor. Ben çok affedersiniz çalıştığım dükkanda yattım, kalktım, iş yerinin tuvaletinde leğende yıkandım, bunları kimse bilmez.
Ablamla gidecek yerimiz yoktu, ev kiralayamadık, o zamanlar durumumuz kötüydü, destekçimiz de yoktu, bir apartmanın bodrum katında kaldık, tuvalet yok, mutfak yok, banyo yok. Böyle günler geçirdik.
Rabbim bana çok büyük bir imtihan verdi, çok zorlu sınavlardan geçtim, MS hastası oldum, 3 yıl oldu MS hastasıyım, vücudum kitleniyordu, sonradan ilaç tedavisine başladım ancak kendime geldim. Allah’ın sevdiği kulu muyum yoksa benim imtihanım böyle mi ya da böyle mi devam edecek bilmiyorum.
Hep ayakta durma mücadelesi verdim, kimseye boyun eğmemek, kimseye minnet etmemek için sigara ve alkol kullanmadım, sırf yere düşmeyeyim diye… Bir buçuk ay önce özel güvenlik işine başladım. Ablam temizlik işi yapıyor, Marmaris’te sezon açıldı, oraya gitti.
İkimizin de istediği sadece memur olmaktı. Soruyorum size çok şey mi istiyoruz? Kazanılmış hakkımı geri aldılar, çok yoruldum, umudum kalmadı ama vazgeçmeyeceğim. Sesimizi duyurmamıza yardımcı olun lütfen.”
Sırf 18 yaşına kadar devlet yurdunda kalmadığı için memurluk hakkı elinden alınmış Gökhan’ın. Oysa ne ana, ne baba, kimsesiz büyümüşler, yaşadıkları ortada. İnisiyatif kullanıp bu gençlere bu hak verilebilirdi.
Aile Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile de görüştüklerini, ziyaret ettiklerini, konuştuklarını söylüyor ama bir sonuç çıkmamış.
Korunmaya Muhtaç Çocukların İşe Yerleştirilmesine İlişkin Tüzük’ün 3. Maddesinde, hangi çocukların memurluk hakkından yararlanacağı açıkça belirtilmiş:
– Reşit oluncaya kadar sosyal hizmet kuruluşlarında kalanlar
– Bir koruyucu aile yanına yerleştirilenler
– Ayni nakdi yardım yapılarak ailesinin yanına gönderilmiş korunmaya muhtaç çocuklar.
Gökhan ve ablasını, babaannesi zaten devlet yardımı şartıyla yanına almış. Buna rağmen iki kardeş mağdur edilmiş durumdalar. Gökhan diyor ki, “Mahkemelerde çok usulsüzlükler dönüyor.”
Evet bunları tahmin etmek zor değil. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini düşünen Gökhan, 4 Nisan 2024’te Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuş.
AYM’nin bile ifade özgürlüğünün kalmadığı bir ortamda Gökhan’ın sesini duyan olur mu bilmiyorum ama söylediğine göre 1000’e yakın böyle genç var.
Yazık günah değil mi bu gençlere?
Buradan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na sesleniyorum:
Memur oldum diye sevinen, işini iyi yapmaya çalışan bir gencin hayallerini neden yıkıyorsunuz?
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***