M. AHMET KARABAY | YORUM
İktidardaki AK Parti’nin ve lideri Tayyip Erdoğan’ın artık bittiğini ve bir daha iktidar yüzü göremeyeceğini sananlara kötü haberim var. Muhalefetin lokomotifliğini yapan CHP’de patlama potansiyeli olan bir iç savaş riski var. Bu şimdilik kaçınılmaz görünen savaş engellenemezse ortaya çıkacak tabloya bakıp seçmen, Erdoğan’ı ve partisini iktidarda tutmak için gerekli desteği verir.
Bu ifadeleri kimsenin moralini bozmak için yazmadım. Sadece göz ardı edilen ya da görülmeyen bir tehlikeden söz ediyorum. Düşüncelerimi bütün yalınlığıyla paylaşayım.
Bütün imkanları ve silahları seferber eden ve 14-28 Mayıs seçimlerini bıçak sırtı bir dengeyle kazanan AK Parti ve Tayyip Erdoğan, 31 Mart Yerel Seçimlerinden hezimetle çıkınca muhalefet tabiri caizse “sevindirik” oldu. Muhalefetin kaptan koltuğunda kendini bulan Özgür Özel, 100 yıllık CHP’nin miladını neredeyse kendisinin genel başkan olduğu 8 Kasım 2023’ten başlatmaya zihinleri hazırlamaya girişti.
Seçim zaferinin kendi liderliğiyle kazanılıp cumhurbaşkanlığı için Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu yerine kendisinin aday olacağı yolunda iddialar gündeme geldiğinde ilk günler bunu yalanladı. Kendisini “teknik direktör” olarak tanımlayan CHP lideri Özgür Özel, “Maçın son dakikasında bir penaltı kazanıldığında teknik direktör, ‘Bırakın ben atacağım’ demez.” diyerek böyle bir düşüncesinin olmayacağını açıkladı. CHP lideri, Yavaş veya İmamoğlu’nun şu anki forvetleri olduğunu söyledi.
“Normalleşme” çağrısı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul görüp ikilinin görüşmesi gerçekleştikten sonra pek çok şey değişmeye başladı. Erdoğan’ın 11 Haziran’da CHP Genel Merkezindeki iade-i ziyaret randevusunda Özgür Özel’e “parlamenter sisteme geçilmesi, kendisinin önceden olduğu gibi icranın başında ama sembolik bir cumhurbaşkanı, Özel’in de başbakan olması” teklifi yaptığı Ankara kulislerinde haftalar sonra yoğun bir şekilde konuşulmaya başlandı. İşin garibi, bu kulis bilgisi hem AK Parti, hem CHP tarafından fısıldandı.
Bu teklife o zaman “Evet” cevabı vermediği bilinen Özel’in tavrının giderek değişmekte olduğu gözleniyor. Erdoğan’ın CHP liderine yaptığı bu teklif “demokratikleşme adımı” gibi görünse de ardında bir dizi siyasi oyunu barındırıyor. Eğer Erdoğan’ın teklifi hayata geçirilirse;
- Erdoğan’ın istediği anayasa değişikliği halk oylamasına gerek kalmadan gerçekleşecek.
- 2023’teki gerekçeyle yani yeni bir anayasa olduğu için Erdoğan’a bir kez daha seçime girme yolu açılacak.
- Muhalefetin “hesap sorma” ihtimali ortadan kalkacak.
- MHP’nin koltuk değnekliği yerine bu kez CHP’nin desteği sağlanacak.
- Özel’in başbakanlık yolu açılmasıyla Yavaş ve İmamoğlu’nun önü yeni yapılacak seçimlerde kesilmiş olacak.
- Bütün bunlar olurken CHP’nin seçimlerin galip, AK Parti’nin seçimden hezimetle çıkan parti olduğu unutulmuş olacak.
- İşin sonunda Erdoğan, 31 Mart’ın üzerine sünger çektiği gibi belediyelerde “iş yapamazlığını” halka tescil ettireceği CHP’yi yeniden geldiği ana muhalefet konumuna itmiş olacak.
YAVAŞ-İMAMOĞLU SAVAŞI KAÇINILMAZ GÖRÜNÜYOR
Anlattıklarımı şimdilerde çok uçuk bir senaryo olarak görenlere, bunun iyi senaryolardan biri olduğunu söylemeliyim. CHP’nin böyle bir tuzağa düşmeyeceğini savunanlar için daha kötüsünün kapıda alesta beklediğini hatırlatmak isterim.
Özgür Özel’in yerel seçimlerden hemen sonra kendisinin cumhurbaşkanlığı yarışında olmayacağı yolundaki sözünde durduğundan hareket edelim. CHP’de “İki forvet” tam gaz cumhurbaşkanlığı adaylığı hazırlıklarını sürdürüyor.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, adını koymadan yarışın içinde. “Ben kavgacı olmadan, yaptığım hizmetlerle öne çıkacağım” politikası uyguluyor. Anketler de bu politikasının sonuç vermekte olduğunu gösteriyor.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise kartlarını açık oynuyor. Tıpkı Erdoğan’ın 1994’te İBB Başkanı seçildikten sonra izlediği politikayı izliyor. Yurt gezileri yapıyor, polemiklere giriyor, birilerini hedef tahtasına koyuyor, meydan okuyor. Dahası kendinden sonra kimin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olacağını bile planlayıp o isme yatırım yapıyor.
İmamoğlu’nun seçim çalışmalarını yürüten ekibin önemli bir bölümü, Mayıs ayından bu yana Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dededaş’a hizmet veriyor. Haftalık çalışmalar bir rapor olarak hazırlanıp İmamoğlu’nun masasına konuyor.
Yavaş ile İmamoğlu arasındaki rekabet bir süre sonra bir şekilde karşı tarafı diskalifiye etmeye evrilecek. İki ismin birden aday gösterilme ihtimali olmadığına göre muhtemel adaylardan biri bir şekilde karşı tarafı zayıf düşürmek isteyecek.
Bu girişimin nasıl yapılabileceğine ilişkin ihtimalleri buraya sıralamanın anlamı yok. Sosyal medya denilen çok etkili bir silah varken yapılabileceklerin sayısı yapay zekanın önünüze koyacağı imkanlarla düşünülebilir.
İki isim arasında henüz daha açıktan bir yarış ortaya çıkmadı. Ancak bunun işaretleri de kendini göstermeye başladı. Nitekim, 10 gün önce 18 Temmuz’da CHP’nin düzenlediği “24 Saat Eğitim Maratonu” adı altındaki etkinlikte bunun emareleri görüldü.
Seminerde Mansur Yavaş, konuşmasını bitirdikten sonra programını bahane ederek kendinden sonra konuşacak olan Ekrem İmamoğlu’nu dinlemeden salondan ayrıldı. İmamoğlu, konuşmasının sonunda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a özel bir teşekkür etti. Özel teşekkürü ise “konuşmasını sonuna kadar dinlediğinden” dolayı idi.
Yavaş ile İmamoğlu arasındaki rekabetin bir süre sonra sürtüşmeye döneceği kaçınılmaz. Girişilecek kavgadan kimin galip çıkacağına ilişkin bir öngörüm yok. Ancak bu kavganın kimin işine yarayacağı su götürmez bir gerçek. İkili arasındaki her sürtüşme, Erdoğan’ın değirmenine su taşımış olacak.
Buna bir de Özgür Özel’in önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na yaptığı bir tür reddi miras niteliğindeki tavrı var ki sormayın. Özel ve ekibi, 31 Mayıs zaferinin altında yatan nedenleri tam ve doğru okuyamadı. Evet, Özel’in liderlik koltuğuna oturması, 2023 Mayıs ayında yaşanan yenilgiden sonra üzerine ölü toprağı atılmış muhalefetin kendine gelmesini sağladı. Bu inkar edilemez. Ama kazanılan zaferde Kılıçdaroğlu’nun farklı parti tabanlarından seçmenlerin CHP’ye oy verebilmelerinin önünü açmasının önemli bir etkisi vardı.
Bir süre sonra Yavaş ile İmamoğlu arasındaki rekabete Özgür Özel’in bir şekilde katıldığını ve aday olabilmek için çaba içine girdiğini düşünün.
Yetmedi…
Bir de eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun önümüzdeki günlerde Diyarbakır ziyareti ile başlayacak ayrı bir süreç var. Kılıçdaroğlu’nun burada kayyım uygulaması ve Kürt sorunu ile ilgili önemli mesajlar vermesi bekleniyor.
Kılıçdaroğlu’nun asıl amacı ise 4-9 Eylül tarihleri arasında yapılması beklenen CHP’nin tüzük kurultayının seçimli kurultaya dönüştürme olduğu siyasetle ilgilenen hemen herkesin bildiği bir gerçek. Kılıçdaroğlu’nun, delege yapısı değişmeden şansını denemek istediği anlaşılıyor. Bundan dolayı da son zamanlarda hemen her konuda görüş açıklıyor. Dahası Özgür Özel’le polemiğe girecek sözler sarf ediyor.
CHP içinde Yavaş-İmamoğlu-Özel-Kılıçdaroğlu yarışı, sürtüşmesi, kavgası… adına ne derseniz deyin… Ortaya serilecek tablo Erdoğan’ın işine yarayacak. Seçim hezimetini şimdiden unutturan Erdoğan, yaşanacak bu kavgadan kendine neler çıkarmaz?
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***