Araştırmacı-yazar Bekir Ağırdır, CHP lideri Özgür Özel’in “geçim olmazsa seçim olur” çıkışı sonrası siyasetin gündemine giren erken seçim tartışmalarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Cumhurbaşkanının erken seçim isteme olasılığı ise yok gibi. Erdoğan’ın şimdiye kadar tanık olduğumuz siyaset tarzına bakıldığında son dakikaya kadar herhangi bir yetkiden vazgeçmesini beklemek gerçekçi değil. Ancak Meclis’te CHP’nin de onay vereceği bir anayasa değişikliği ardından erken seçim gündeme gelebilir. Bu olasılık da kısa vadede son derece düşük görünüyor” dedi.
Ağırdır, Cumhur İttifakı’nın ve muhalefetin erken seçim kararı alacak sayısal çoğunluğa sahip olmadığını söyledi ve “Zaman zaman dillendirildiği gibi Cumhur İttifakı dağılır ve 50 milletvekiliyle MHP erken seçim istese bile sayısal olarak Ak Parti oluru olmadan erken seçim kararının Meclis’ten çıkma imkânı yok. Öte yandan Cumhur İttifakı’nda sorun çıkar ve dağılırsa Erdoğan iktidarı Meclis’te yasa yapma imkanını kaybedeceği, bütçesi onaylanmayacağı için erken seçime mecbur kalabilir. Cumhurbaşkanının erken seçim isteme olasılığı ise yok gibi. Erdoğan’ın şimdiye kadar tanık olduğumuz siyaset tarzına bakıldığında son dakikaya kadar herhangi bir yetkiden vazgeçmesini beklemek gerçekçi değil. Ancak Meclis’te CHP’nin de onay vereceği bir anayasa değişikliği ardından erken seçim gündeme gelebilir. Bu olasılık da kısa vadede son derece düşük görünüyor” ifadelerini kullandı.
Gazete Oksijen‘deki yazısına Ağırdır özetle şöyle devam etti:
“İktidarın genel seçim başarısıyla yakaladığı fırsat ve aslında asıl gündemi, cumhurbaşkanlığı sisteminin yapısal dönüşümünü tamamlayabilmek. Dört yıllık seçimsiz dönemde Cumhur İttifakı sistemin yapı taşlarını tamamlamaya çalışacak. Bir bakıma 2028 genel seçimlerinde olası bir iktidar değişikliğinde bile parlamenter sisteme dönmek kolay olmayacak. Nitekim Maarif Modeli denen yeni yaklaşımla eğitim sistemi gerici ve yapısal hamlelerle tümüyle değiştiriliyor. Kadınların soy ismi kullanma hakları konusunda denenen hamle de benzer biçimde ahlakçı ve güvenlikçi bir sistemi tamamlama hamleleri olarak okunabilir. Benzer hamleleri önümüzdeki dönemde diğer alanlarda da daha fazla yaşayacağız.
İktidarın sistemi ve gidişatı belirleyeceği üçüncü hamlesi güvenlik politikalarında olacak. MHP’nin de arzusu ve desteğiyle muhalif siyasetleri kontrol etmek, özgürlük ve siyaset alanlarını kısıtlamak, askeri ve polisiye kasları daha da güçlendirmek devletin önceliği olacak.
—
Bu sürecin içinde anayasa değişikliği sürekli gündemde tutulsa da gerçekte bu konudaki ilerleme CHP’ye bağlı. İktidar anayasa değişikliğini iki nedenden arzuluyor. Birincisi yeni sistemin inşasını tamamlamak, ikincisi de Erdoğan iktidarının bir biçimde sürmesini sağlayacak düzenlemeleri yapabilmek. Dönem sınırı ve kazanmak için yüzde 50 artı 1 kuralının değiştirilmesi. CHP’nin bugünkü pozisyonuyla bu değişikliklere katılması mümkün görünmüyor.
—
Erdoğan tüm handikaplarına, sıkışmışlıklarına, mecburiyetlerine karşın bugünkü zihni koalisyon ortaklarıyla işbirliğini CHP ile işbirliğine tercih edecektir. Normalleşme süreçlerine katılımı, desteği ancak iktidar ortaklarıyla handikaplarını yönetmeye yaradığı sürece mümkün olacaktır. Bu nedenle ne büyük uzlaşma ne normalleşme gerçek manada gündemde olacaktır.
Millet İttifakı’nın dağılmış olması, İyi Parti’nin bir varoluş krizine saplanmış olması, muhafazakâr seçmene hitap eden Saadet, Deva, Gelecek partilerinin toplumsal destek konusunda hedefledikleri çizgiye ulaşamamış olmalarının ve seçim yenilgisinin de psikolojisiyle son derece edilgen bir pozisyona sıkışmış olmaları, örgütsel dokularının benzerliği gibi birçok nedenle iktidar Meclis’te büyük sağ koalisyonu zorlamayı tercih edecektir. Seçmen bazında değilse de aktör ve milletvekilleri bazında bu mümkündür de.
Bu imkânı zorlamadan CHP ile işbirliği, anayasa değişikliği, hele büyük koalisyon gibi uçuk ihtimaller mümkün görünmüyor. Yine de ve belki anayasa değişikliği ve erken seçim ancak 2026 sonlarında ve 2027 yılında gerçekten gündem olabilir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***