YouTube’da yayınlanan ‘Tutunanlar’ın son bölümünün konuğu kimya öğretmeni Yusuf Salih Şengül (52) oldu. 5 yıl önce malum sebeplerden dolayı Almanya’ya geliyor ve önce dil sorununu çözüyor. Ardından da bir devlet okulunda öğretmenlik yapmaya başlıyor.
Geçmişte Endonezya’da da görev yaptığını anlatıyor. “Hayatımın en güzel günleri orada geçti.” diyen Şengül, 15 Temmuz sözde darbe girişiminden de oradayken haberinin olduğunu anlatıyor. “Kardeşim aradı, gece. Uyuyordum. Abi burada darbe oluyor dedi.” ifadelerini kulanıyor. Ardından yaşanan olaylar sonrası siyasi ortamdan dolayı Almanya’ya iltica ettiğini belirtiyor.
Almanya’ya geldikten sonra yoğun bir dil öğrenme sürecine girdiğini kaydeden Yusuf Salih Şengül, gece gündüz çalışarak A1 ve A2 seviyelerini kendi çabalarıyla geçtiğini, B1 için kursa gittiğini belirtiyor. Bir okulda bir süre Almanca öğretmeninin gönüllü yardımcılığını yaptığını anlatan Şengül, gönüllü hizmetinin kendisine bir çok kapıyı açtığını belirtiyor.
İki yıl bir okulda kimya öğretmenliği yaptığını, ayrıca yabancı çocuklara aynı okulda Almanca öğrettiğini kaydeden Yusuf Salih Şengül, “3. yılımda daha güzel bir okula müracat ettim. Şimdi daha çok matematik ve kimya öğretmenliği yapıyorum.” diyor.
3,5 sene bir köyde, kilisenin hemen yanında kaldıklarını anlatan Yusuf Salih Şengül, komşularının her kutsal gününde onlara hediyeler gönderdiklerini söylüyor. Şengül, “Eşimin bisikleti vardı ama benim yoktu. Bir gün komşumuz, eski bir polis müdürü bana ‘Yusuf senin bisikletin nerede dedi. Ben de eşimin var, benim yok dedim. Bana garajından bisiklet hediye etti.” ifadelerini kullanıyor.
Yeryüzünün Allah’ın mülkü olduğunu bu süreçte daha iyi anladığını aktaran Şengül, şunları söylüyor:
- Bir kere insan bu dünyaya ait değil, dolayısıyla bir yere de ait değil. Her yer Allah’ın… Türkiye Allah’ın da Almanya Allah’ın değil mi? Şu anda bütün sorunlar çözülse de Türkiye’ye dönmeyi düşünmüyorum. Belki annemi babamı görmeye gidebilirim ama geri dönerim. Yeni memleketim burası.
- Elbette bir kırgınlığım var ama bu bir nefrete dönüşmedi. Biz terörün panzehiriydik. Kendi çocuklarımıza vakit ayırmadık. ‘Terör’le yaftalanmamız büyük şoktu bizim için. Kırgınım…
- Biz sizin zannettiğiniz insanlar değiliz. İlk başta tanıdığınız insanlarız. Ben bir kız kolejinin müdürüydüm. İnsanlar genç kızlarını bize emanet ediyorlardı. O çocuğun yemeği, içeceği ve namusu bize emanet edilmişti. Biz asla o güvene ihanet etmedik. İnsanlar bize o kadar güvendi ki. Biz işte o insanlarız. Yani, kendi kızlarını emanet ettiğin insanlarız ve hâlâ öyleyiz.
- Tabii ki Türkiye’de geride bıraktığımız kocaman bir insan grubu var ama bilmeleri lazım ki biz sadece kendi dünyamızı kazanmak için burada değiliz. Bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Mümkün olduğunca çok insanla, Almanlarla ve yerel hükümet yetkilileriyle diyalog kurmaya çalışıyoruz. Kendimizi anlatmaya çalışıyoruz ve bir gün buraya gelirlerse, onlara hazırlıklı olmayı hedefliyoruz.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***